Medya
  • 27.3.2002 23:04

ERDAL BİLALLAR STAR'DA İLK YAZISINI YAZDI, İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ HASAN ÖZDEMİR'İN BİLECEK'E GİDECEĞİNİ İDDİA ETTİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Sabah Gazetesi'nden ayrılan Erdal Bilalllar, Star'da ilk yazısını bugün yazdı.Bilallar, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'in, Bilecek'e vali olacağını iddia ederek, "Ankara'dan kulağıma fısıldandığına göre, Özdemir, ilk kararname ile vali olarak Bilecik'e gidecek... Peki; İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine kim gelecek?İsmi geçenlerin başında Bursa Emniyet Müdürü Reşat Altay geliyor " dedi. İŞTE BİLALLAR'IN STAR'DAKİ İLK YAZISI Özdemir, Bilecik'e vali oluyor! VALİ kadrosu ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Hasan Özdemir'e, vali olarak atanacağı il sonunda bulundu; Bilecik... Ankara'dan kulağıma fısıldandığına göre, Özdemir, ilk kararname ile vali olarak Bilecik'e gidecek... Peki; İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine kim gelecek? İsmi geçenlerin başında Bursa Emniyet Müdürü Reşat Altay geliyor... Ama operasyonun kokusunu alan birçok emniyet müdürü de İstanbul için milletvekillerini aracı olarak İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'e gönderiyor. Aklınıza şu soru gelebilir; Hasan Özdemir neden vali olarak atanmak için bile olsa İstanbul Emniyet Müdürlüğü gibi çok önemli bir görevden alınıyor.. Bu sorunun cevabı yarına... Bazı Avrupa Birliği yöneticileri Türkiye'de sömürge valisi gibi davranıp bize ders vermeye kalkıyorlar... (İsmail Cem) Sizin sesiniz ve gücünüz! BUGÜNDEN itibaren bu köşede birlikte olacağız... Kesinlikle ahkám kesmeyeceğiz... Birilerine akıl da vermeyeceğiz... Dilimizin, kalemimizin yettiği ölçüde yanlışlıkların, haksızlıkların üzerine gideceğiz... Doğru, güzel ve halktan yana olan herşeyi alkışlayacağız... Bunu yaparken ölçüyü kaçırmayacağız... Ama bilinsin ki 'Sözün Doğrusu'nu esirgemeyeceğiz... Hiçbir mücadeleden de geri çekilmeyeceğiz... Sizi soyanın, yüzünüze horlayanın, kapıdan içeri sokmayanın karşısına dikileceğiz... Seçilmiş ve seçkin olmasını 'Farklı' olmak, yukarıdan bakmak gibi anlayanlara bunun böyle olmadığını söyleyeceğiz... Anlamayanlarla, 'Astığım astık' diyenlerle, arkasına güvenip sizlere zulmedenlerle mücadele edeceğiz... Emin olun ki hepsini yola getireceğiz... Türkiye'nin neresinde olursanız olun; her şikayetinizi telefonla, faksla, elektronik posta ile bana iletin... Göreceksiniz ki; bu köşe sizler için mücadele edecek, sizi yok sayanların karşısına dikilecek, hizmet edenleri baştacı edecek... Gelin bugünü milad sayalım, el ele verip her zorluğu aşalım.. Yanlış yerde bağırıyoruz! TRİBÜNLER inliyor... Bazı fatanikler kendilerini jiletliyor... Hakeme küfürler, karşı takıma ağıza alınmayacak sözler... Öylesine kinlenmişler ki; imkan olsa sahaya inecekler rakip takımın oyuncularını linç edecekler... Peki kim bu insanlar? Onların çoğu ayda 318 milyon liranın altında gelir elde edip Türk-İş'e göre yoksulluk sınırının altındaki bir çizgide geçinenler... Ama bu ücrete değil, hakemin yanlış düdüğüne tepki gösterenler... Onlar; bir gecede kendisini yüzde 70 fakirleştirenlerin yakasına yapışmayıp kaderlerine boyun eğenler... Ama takımları bir gol yiyince, rakip takımın seyircisini sille tokat dövenler... Onlar; tabağından lokması, sırtından hırkası, cebinden parası alınırken ses etmeyenler... Oysa tribünleri dolduran onbinler; hakemin gösterdiği kırmızı karta, boşa giden pasa, kaleyi tutmayan şuta tek yürek olarak gösterdikleri tepkiyi, kendilerini soyanlara, devletin malını ceplerine atanlara, deveyi hamudu ile yutanlara gösterseler Türkiye daha yaşanır bir ülke olmaz mı? Ne dersiniz? Öğrencileri yağmurda bekletmeyip, şov meraklılarına ders verdiği için... Her memur zammında 'Kaynak bulursak' diye yakındığı için... Bir dönem demediğini bırakmadığı Çiller'in partisine geçtiği için... İKİ kumarbaz, bütün paralarını kaybedip sokağa çıkmışlar... Biri donla, diğerinde o da yok... Çırılçıplak olan donla kalana dönerek hayranlığını dile getirmiş: 'Seni çok takdir ediyorum abi... Kumarda nerede duracağını çok iyi biliyorsun...' Hangi hakla? UTANMASALAR demiyeceğim de, cezaevine girmekten korkmasalar (Çünkü Cumhurbaşkanı'na hakaret suçları tecil edilmiyor, paraya çevrilmiyor) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in dağ başındaki villasını yasadışı yollardan sağladığı para ile aldığını yazacaklar.. Hatta bunu manşetlere taşıyacaklar... Ama korktukları için bu suçlamanın etrafında turluyorlar... Eskilerin deyişi ile serahaten söyleyemiyorlar da, kendi beyinlerince ihsas ettiriyorlar: 'Bir devlet memuru bu kadar birikimi nasıl elde eder?' Yapmayın... Demokrasiyi zorlamayın... Basın özgürlüğünü kötüye kullanmayın... En önemlisi; Sezer'i yıpratmak için devleti hırpalamayın... Kaldı ki; herkes gibi sizler de Sezer'in dürüstlüğünden zerrece şüphe etmiyorsunuz... Ama belli odakların maşası olduğunuz için tetik çekiyorsunuz... Söyler misiniz; ömrü boyunca adaletin dağıtıldığı koltukta oturmuş bir kişiyi hangi hakla yargılıyorsunuz? Hatta temiz bir geçmişi yok sayıp kalemi kırıyorsunuz? Yanlış adrestesiniz beyler... Hedefiniz yanlış... DOĞRU SÖZ Oyun bittiğinde şah da, piyonlar da aynı kutuya konulur... YUH Açlık sınırında yaşayan millete kalkıp da Boğaz'a karşı yediği yemeğin güzelliğini anlatan köşe yazarlarına.. ALKIŞ Cavit Çağlar'a geçmiş olsun ziyaretine giderek, vefanın ne olduğunu herkese gösteren 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e... İndirin vergiyi kurtarın ülkeyi.. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:59

İLGİLİ HABERLER