ERDOĞAN: BAKANLARIMA FIRÇA ATMIŞIM, AYIPTIR!
İSTANBUL - Başbakan Erdoğan, TRT-1'de yayımlanan Taha Özhan'ın sunduğu ''Enine Boyuna'' programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Harekat ve darbe planlarının gerekçesi olarak iç tehdit tanımı veya buna bağlı EMASYA protokolü gibi şeyler söylendi. Mevcut Milli Güvenlik Strateji Belgesi yaklaşımı bunları onaylayan bir tarzda mıdır?'' sorusu üzerine Erdoğan, mevcut olanın bunun için gerekçe oluşturup oluşturmamasının çok önemli olmadığını söyledi.
Erdoğan, ''Çıkarmamız gerekenleri tamamen çıkartırız ve buna göre de adımlarımızı atarız. Aslolan şudur; milli birlik ve kardeşlik projesiyle ilgili ve demokratik açılım süreciyle ilgili olarak sorun alanlarını buralardan çıkarmak istiyoruz. Sorun alanlarının burada kalmaması gerekir. Bunlar üzerinde şu anda ekiplerimiz çalışıyor. Ona göre de bu görüşmeyi yapacağımız toplantıda, bunları ileri süreceğiz ve adımlarını atacağız.''
Başbakan Erdoğan, EMASYA'nın da bunlardan birisi olduğunu belirterek, bunun üzerinde çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakanımızın da ifade ettiği şekliyle EMASYA Protokolü'nü gündemimizden çıkaracağız. EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak. Bunun adımını atıyoruz, atacağız. Şu anda arkadaşlar hazırlıklarını yapıyorlar ve bu işi bitireceğiz. Zaten bu bir protokol, kanun filan değil. Kanun, Genelkurmay, İçişleri burada müşterek bir çalışma yapar. Yasal düzenleme gerekiyorsa, yasal düzenleme de yapacağız. Protokolü ortadan kaldıracağız, bunun adımını atacağız. Bununla ilgili koordinatör bakanımız çalışmalarını yürütüyor. Kısa zamanda bu işi bitireceğiz.''
MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİ
Erdoğan, ''2003 yılında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni gördünüz. Belgede, sizin de mensubu olduğunuz siyaset akımı ve şahsınızı içeren vatandaş kitlesi 'iç düşman, tehdit' olarak yorumlanabileceği şeklinde ifadeler vardı. Bunu görünce ne hissettiniz?'' sorusu üzerine, geldikleri nokta itibarıyla bu konuların konuşulmasının çok önemli bir süreç olduğunu söyledi.
Belgenin bütününün tüyler ürpertici tablo ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, ''Özellikle 12 Eylül sürecinden sonraki yapılanma içerisinde çok farklı yaklaşımlar oldu. Bunlar sivil irade ile uyumlu yaklaşım tarzları değildi. Siyaset belgesinin aslında kanuni geçerliliği yok, bir genelge'' dedi.
Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) göreve geldikleri dönemdeki havasının farklı olduğunu kaydeden Erdoğan, AB sürecinde MGK'nın bir istişari kurul olarak geçmesi ve uygulamaya o şekilde devam etmesinin süreci çok farklı bir şekle dönüştürdüğünü ve siyaset belgesi içinde çok ciddi değişiklikler yapıldığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Göreve geldiğimiz dönemdeki siyaset belgesi ile şu andaki siyaset belgesi çok farklı. Bu yıl siyaset belgesi yeniden ele alınacak. Ele alırken, endişeleri de tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmakta hükümetimiz kararlıdır. Bunun MGK'da tekrar müzakeresini yapacağız. MGK, karar merci değildir, bize tavsiyede bulunur. Bunları ya Bakanlar Kurulu kararına dönüştürürüz ya da yasa çıkarmak gerekirse adımını atarız. Siyaset belgesi ile ilgili eksiklikler üzerinde çalıştık ve 2010 için atacağımız adımda da demokratik sürecin gereği neyse bunu yapacağız.''
''Bundan sonra iç tehdit olmayacak diyebilir miyiz?'' sorusuna Erdoğan, ''Asla. Böyle bir şeyi asla düşünemeyiz ve bu tür yapılanmalara müsaade edecek, bu tür zemini oluşturmaya müsaade edecek imkanlara fırsat vermeyecek şekilde bir düzenleme yapılacak'' yanıtını verdi.
NEJAT UYGUR'U ZİYARET İSTEĞİNDE YAŞANANLAR
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın GATA'da tedavi gören Nejat Uygur'u ziyaret etmek istediğinde yaşadıkları olayı şöyle anlattı:
''Nejat Uygur'un hanımı arıyor ve 'Ne olur sizinle dışarıda buluşsak, buraya gelmeseniz. Çünkü yetkililer 'sıkıntı doğabilir, gelmemesi isabetli olur' diyor. Bunu en üst düzeyde gündeme getirdim. 'Nedir bu? Ne yaptıklarının farkında mısınız?' diye sordum. Bunu artık söylemek zorunda kaldım.
Peki bunun yapılmasına müsaade eden irade dürüst davrandı diyebilir miyiz, özgürlükçü diyebilir miyiz? Bu sıkıntılar hala var. Sizin Cumhurbaşkanı, Başbakan olmanız vesaire... Burada bir gerilim var. Köşe yazarları bunları yazıyor. Yazıyorsun da bazı gerçekleri gör. Kimlere bu ülkede ne tür uygulamaların olduğunu gör.
Eğer burada iktidar bazı şeylere sabrediyorsa, bunları afişe etmemişse sadece ülkede bir gerilim olmamasından dolayıdır. Biz bunları istemiyoruz.''
TSK İÇ HİZMET KANUNU İÇİN KONSENSÜS VURGUSU
"Bütün darbe iddiaları, senaryoları, hazırlıkları, durumdan vazife çıkarmak isteyen çevrelerin dayandırdığı bir yasaya da bağlanıyor. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi özellikle. Bu, bir gün Türkiye'nin gündemine gelebilir mi, en azından 35. madde yeniden düzenlenebilir mi? Türkiye bunu cesaretle masaya getirebilecek mi?"" sorusuna Erdoğan, bunun konsensüsle çok rahat yapılabileceğini söyledi.
Erdoğan, "Bu bakımdan her an gündeme gelebilir. ama bu dönemde mi olur, bir sonraki dönemde mi olur, bilemiyorum. Bir konsensüsle bu adım atılırsa, çok daha sağlıklı şekilde böyle bir yasal düzenlemeye gidilebilir" dedi.
TEKEL İŞÇİLERİNİN SORUNU
Soru üzerine, Tekel işçilerinin sorunlarına ilişkin Türk-İş yönetimiyle yaptığı son görüşmeye de değinen Erdoğan, bazı haberlerin yanlış olduğunu söyledi. Erdoğan, "Türk-İş Başkanı'nın yanında '4/C'yi bilmediğimi söylemişim. Bakanlarıma fırça atmışım.' Böyle bir şey söz konusu değil. Bakanlarıma 'kıdem tazminatına ara vermeden devam etme imkanı doğabilir mi' diye söyledim. Bu çıkışmak mıdır, bu azarlamak mıdır, böyle bir şey olur mu? Ayıptır" diye konuştu.
Bakanlara, "Kıdem-ihbar tazminatı kesmeden 4/C'ye geçici yapalım. Gerekirse de 4/C'in içeriğinde bir değişikliğe gidebilirsek yapın. Ona göre adım atalım" dediğini anlatan Erdoğan, bakanların hazırladığı çalışmayı gördükten sonra sendika yetkilileriyle yarın görüşmeye çalışacaklarını söyledi.
BİZİ TEKEL İŞÇİLERİ İKTİDAR YAPMADI
CHP lideri Baykal'ın, TEKEL işçilerinin sorunu gündeme getirirken iktidara yönelik sözlerinin siyasette çirkin şeyler olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bizi TEKEL işçisi iktidar yapmadı, milletimiz iktidar yaptı" dedi.
Erdoğan, "Kıdem tazminatının devamına yönelik bir imkan varsa düzenlemeyi yapacağız, yoksa paralarını almış olacaklar. Ve yeni bir süreci başlatmış olacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan, ''2011 seçim yılıdır. Seçimin tarihi de Temmuz ayının mevsim koşulları sebebiyle belki biraz öncesine alınabilir. Onun dışında bir şey asla düşünülemez'' dedi.