ERDOĞAN :BAYKAL'IN VURULACAK HALİ Mİ VAR?
İHSAN ALTIKARDEŞ - SUAT ARVAS - UĞUR USLUBAŞ - ERSİN YAŞAR
BURSA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kriz ustası olmakla suçladığı Baykal'ın 22 Temmuz'da halkın 'demokratik vuruşu'na maruz kalacağını söyledi.
Dokunulmazlıklar kalkacaksa, yargı, asker ve memurun da buna dahil edilmesi gerektiğini savunan Erdoğan, "Sadece siyasetçi dediğiniz zaman, bu ülkede siyaset yapacak insan bulamazsınız" dedi.
Bursa'da Şehreküstü Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan, "Vur, vur inlesin, Baykal dinlesin" sloganları atılması üzerine, "Vurulacak hali mi var? Zaten millet vurmuş. Şimdi 22 Temmuz'da demokratik vuruşunu yapacak. Millete sağır bir siyasi zihniyet. 50 yıl geçse, 100 yıl geçse ülkemizin problemlerini çözemezler. Bu ülkede, sayın Baykal'ın 3 bakanlığı, enerji, maliye, içişleri bakanlığı var. Sorun, araştırın; ya Allah aşkına, bakanlık yaptığın zamanlarda bu ülkede bir dikili ağacın var mı? Onu söyle. İşin gücün başbakana hakaret etmek. Bu sana puan getirmez. 9 gün sonra benim milletim inşallah onları sandığa gömecek" diye konuştu.
"Bir tarafta huzur var, diğer tarafta kavga var. Bir tarafta umutları yeşertenler var, diğer tarafta durmadan vehim üretenler, kriz senaryosu üretenler var" diyen Erdoğan, "Bu Baykal ne yapmak istiyor? Dün akşam çıktı, diyor ki 'Bunlar laiklik karşıtıdır. Ama bunu açıklamıyorlar. Başbakan diyor ki, sabırlı olun'. Sayın Baykal, seni siyasi nezakete davet ediyorum. Gerçi senin kitabında nezaket yok, ama yine de nezakete davet ediyorum. Çünkü Baykal hala niyet okuyuculuğu yapıyor. İnsanların düşünce
dünyasında olanları biliyor. Her halde büyücülük var onda. Benim kafamda ne olduğunu biliyor, ne geçtiğini biliyor. Allah, Allah. Sayın Baykal önce sen bu ülkede inancını yaşamak isteyenlere saygılı olmasını öğren. 1982 Anayasası'nın gerekçesini de aç, oku. Orada laiklik tanımı var. AK Parti'nin laiklik anlayışı da budur. Zaman zaman bu ülkede kafa bulandırmanın gayretine girme. Demokrasiye saygısı yok, halka saygısı yok. Adında cumhuriyetin olmasına bakmayın. Adında halkın olmasına bakmayın. Cumhura saygısı
olmayandan cumhuriyetçi olabilir mi? Milletine saygısı olmayanlardan milliyetçi olabilir mi? Sayın Baykal kriz ustasıdır. Bir diğeri daha var. O da kavga ustası. Anlıyorsunuz değil mi? Bir birlerine çok yakışıyorlar. Bunların bir birlerinden farkı yok. Al birini, vur diğerine. Bunlar tek yumurta ikizi gibidirler. Tek bildikleri hayırlı işlere taş koymaktır. Hayatları olmazları konuşarak geçti. Siyaset lügatında tamam olmayandan, güzel olmayandan ne hayır gelir?" şeklinde konuştu.
GP lideri Cem Uzan'a da yüklenen Erdoğan, "Sen mazotu 1 YTL indirmeyi bırak da, bu ülkeden kaçmış babanla kardeşini getir. 9 milyar dolar borcunu öde" dedi. Koalisyon hükümetinin IMF'den aldığı borçları kendilerinin ödediğini anlatan Erdoğan şunları söyledi:
"Stand by anlaşmalarını Bay Bahçeli imzalamadı mı? 22 bankadan 40 milyar dolar hortumlatan hükümette Bahçeli yok muydu ? IMF'nin 23 milyar dolar alacağı vardı, şimdi 8.5 milyar dolar kaldı. Dün tüm göstergeler dibe vurmuştu. Türkiye, Atatürk döneminde 7.8 büyümüş, ilk defa biz 7.3'ü yakaladık. Enflasyon yüzde 8.6'ya düştü.
Kişi başına milli gelir 2 kat arttı. 2 bin 500 dolardan 5 bin 500 dolara çıktı. Şimdi daha da artıyor. Hedef 2013'te 10 bin dolara çıkmak. GSMH artarken Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi oldu. Büyümede Avrupa'nın 6'ncısı olduk. Hortumcular vardı, şimdi dürüst, güvenilir, emin bir irade var".
Dokunulmazlıklar kalkarsa ülkede siyaset yapacak insan bulunmayacağını savunan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Baykal zaman zaman konuşuyor. Bursa'da bir tane monşeri var. Bir monşer gönderdi buraya, yolsuzluklardan falan bahsediyorlar. Varsa bir somut olay onu konuş. İkide bir bunları gündeme getirip de milletvekilliği dokunulmazlığını konuşma. Dokunulmazlık kalkacaksa her yerde kalkmalı. Yargının da, memurun da, askerin de kalkmalı. Sadece siyasetçi dediğiniz zaman bu ülkede siyaset yapacak insan bulamazsınız. Politikacıyı bugünkü gibi savcının eline mahkum edemezsiniz. Biz nelerin nasıl yürüdüğünü çok iyi
gördük. Onun için kusura bakmasınlar, ne düşünerek bunu yaptığını da çok iyi biliyorum. Neye dayanarak söylüyorsun? İşte cumhurbaşkanlığı seçimi. Her şey güzel gidiyordu. Sayın Baykal biz anayasa mı değiştirdik? Gül 357 oy aldı. Sayın Sezer 330 ile seçildi. 357 mi büyük, 330 mu büyük? Peki bu Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar nedir? Sayın Baykal, milletten alacağı güçle değil, bazı kurumlardan alacağı güçle siyaset yapıyor. Onun için 22 Temmuz çok önemli. Gelin sayın Baykal'ı sandığa gömün. Bugün bir
açıklama yapmış. Beklediği neticeyi alamazsa Rodos'a yüzecekmiş. Hayırlı yüzüşler. Anayasa Mahkemesi üstünde bir mahkeme yok. Bir mahkeme varsa o da millet".
"Bu arada mazotçular türedi. Sayın Baykal, 'ÖTV'yi kaldıracağım' diyor. Biz verdiğimiz desteklerle zaten mazotu çiftçiye 1 YTL'ye satıyoruz. Şafak söktü, uyan" diyen Erdoğan, Baykal'ın Enerji Bakanlığı döneminde çiftçiye dağıtılan mazot karnesi ile 1946 yılında CHP'nin halka dağıttığı ekmek karnesini gösterdi.
"BAYKAL'IN BAKANLIKLARI DÖNEMİNDE YAPTIKLARINI AÇIKLAYACAĞIM, ÇÜNKÜ RAHAT DURMUYOR"
Baykal'ı kendisinin ve eşinin mal varlığını açıklamaya çağıran Erdoğan, "'CHP Atatürk'ün partisi' diyor. Bu sana bir üstünlük kazandırmaz ki. Sen ne yapıyorsun ona bak. Sen duman ettin ortalığı. Buyur, aynı CHP geldi, paradan, pullardan Atatürk'ün resmini kaldırdı, oraya İnönü'nün resmini koydu. Biz senin cemaziyelevvelini biliyoruz. Bak önümüzdeki günlerde televizyon programlarında bakanlıklarında neler yaptı, bunları sizlere duyuracağım. Çünkü rahat durmuyor. Dün akşam bir televizyonda, öyle kendini
acındli. Siyaset lügatında tamam olmaırdı ki, ya biz dedik ki 'bir yardım etsek mi?' Biz sayın Baykal'ın mal beyannamesinden gücünü, imkanlarını biliyoruz. Niye kendini acındırıyorsun? Dürüst davran. Ama hanımefendininkini de açıkla. Millet görsün. Ben hepsini açıkladım. Diyor ki 'Ben marka elbise giymem'. Kime söylüyorsun bunu, açık konuş. Eğer Tayyip Erdoğan için söylüyorsan, hayatında böyle bir şey yok. Hep yerli giymiş, dürüst olmak gerekiyor. Ama bu yok" dedi.
Burs yardımını 45 YTL'den 150 YTL'ye çıkardıklarını, özel ve üniversite hastanelerini halka açtıklarını, ilaç kuyruklarını sona erdirdiklerini bildiren Erdoğan, halkın efendisi değil hizmetkarı olduklarını dile getirdi. Bursa'da sağlık alanında 126 trilyon harcama yaptıklarını belirten Erdoğan, 8 hastane, 1 diş hastanesi, 15 sağlık ocağı açtıklarını, ruh sağlığı hastanesi ve kadın hastalıkları hastanesi inşaatının ise devam ettiğini kaydetti.
İstanbul'u Bursa'ya bağladıklarını, mesafeyi 75 dakikaya düşürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Hala benim ülkemde oy verirken vatandaşım neye bakıyor? Senin dünya görüşüne bakıyor. Oy böyle verilmez. Oy hizmete verilir. Bu ülkenin imkanlarını çarçur etmeyenlere verilir. Çok bedel ödedik, çok kaybettik. Önümüzdeki yıllarda Bursa, milli demir yolu ağının da bir parçası haline gelecek. Biz 2002'de bu meydanlarda dedik ki '250 bin konut yapacağız'. Şimdi 280 bin konut devam ediyor. 140 binini bitirdik, teslim ettik. Daha düne kadar ev sahibi olmanın hayalini bile kuramayanlar konut sahibi oldu. Bu partinin hamurunu siz yoğurdunuz, rotamızı siz çizdiniz. Bu yılın sonuna kadar yolu, suyu olmayan köy kalmayacak. Köyler için Bursa'ya gönderilen para 42 trilyon. Bursa-Yenişehir birinci merhale projesine 33 trilyon gönderdik. Bursa-İnegöl projesine 12 trilyon yatırdık. İznik ikinci merhale projesine 6 trilyon, Orhaneli'ye 21 trilyon gönderdik. Nilüfer Barajı'nın temeli 12 sene önce atıldı. Türkiye'de temeli atılan
öyle projeler var ki, üzerinden 30 yıl geçiyor, arayan yok. Biz tek tek bunları bitiriyoruz. Geçenlerde İnebolu Limanı'nın açılışını açtık. İnebolu Limanı'nın temeli ne zaman atıldı biliyor musunuz? Ta 125 yıl önce, Sultan Abdülhamid zamanında. Biz bitirdik. Nilüfer Barajı'nı 63 trilyon kaynak aktararak bitirdik. Bu baraj sayesinde 2040 yılına kadar Bursa'nın içme suyu meselesi kalmayacak" diyerek, Bursa'ya yapılan yatırımları anlattı.
Erdoğan, miting esnasında sık sık bayılanlar olunca, kürsüden halkın açılmasını isteyerek ambulansların alana girmesini sağladı.