ERDOĞAN: MEYDANLARA ÇIKTIĞIMIZDA BİNDİRİLMİŞ KITA ASLA İSTEMİYORUM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin Anayasa değişikliği konusunda "Parlamento Perşembe gönderirse, gönderdikten sonra eğer Cumhurbaşkanımız hemen onaylarsa, ben inanıyorum ki Yüksek Seçim Kurulu ikinci sandığı milletin önüne getirir" dedi.
NTV’nin canlı yayınında soruları yanıtlayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi konusundaki Anayasal değişiklik konusunda 15 günlük inceleme hakkını kullandığının hatırlatılması üzerine, "Cumhurbaşkanımız ilkinde 15 günlük süreyi kullandı, ama ikincide zaten her şey ortada, kullanmayabilir. Ama yetkisi var kullanabilir de" diye konuştu.
Erdoğan, "iki sandığın bir bir arada olması mümkün gözükmüyor? Bu görüşe katılıyor musunuz?" sorusuna, "Parlamento Perşembe gönderirse, gönderdikten sonra eğer Cumhurbaşkanımız hemen onaylarsa, ben inanıyorum ki Yüksek Seçim Kurulu ikinci sandığı milletin önüne getirir" karşılığını verdi.
"BAĞIMSIZLAR DA GELEBİLİR"
"Sizin yaptırdığınız anket var mı? Yeni Parlamentoyu 23 Temmuz sabahı itibariyle nasıl görüyorsunuz?" soruları üzerine Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
"Şu anda bizin anketlerimiz sürekli devam ediyor, bu anketlerimiz neticesinde... Henüz, bu kararsızların dağıtılması düşüncesine anket tekniğinde olumlu bakan birisi değilim. Çünkü kararsızları ben her zaman seçime katılmayanlar olarak görüyorum. Türkiye’de de baktığımızda seçimlere katılım hep yüzde 80’lerin altında olmuştur. Kararsızlar da yüzde 18-20 civarlarında olmuştur. Bu da gösteriyor ki yine iki partili bir bir Parlamento söz konusu." Erdoğan, "AK Parti ve CHP’yi mi kastediyorsunuz?" sorusuna "evet bu görünüyor şu anda, tabi bağımsızlar gelebilir o ayrı mesele, görünen tablo bu. Fakat AK Parti olarak gayet iyi konumdayız. Ben şu anda bu tür oranları konuşmayı doğru bulmuyorum ama, 3 Kasım seçimlerinden, şu anda daha ilerde olan bir AK Parti var, oy oranı itibariyle." Başbakan Erdoğan, 4 Haziran’dan sonra parti olarak meydanlara çıkacaklarını belirterek, şunları söyledi:
"Meydanlara çıktığımızda da bindirilmiş kıta asla istemiyorum, teşkilatıma kesin talimatımdır. Gönüllüler ve o ilin mensupları gelmeli.
Bu süreci yoğun bir kampanya ile sürdüreceğiz. Öyle zannediyorum ki benim payıma 50 il düşer, arkadaşlarımıza da dağıtım yapacağız, yani 81 ile gidilecek. Bütün illere yetişmem mümkün değil ama şartları zorlayacağız, 81 ilin tamamında bu mitingleri yapacağız." "Bazı gözlemciler, 23 Temmuz sabahı Meclis’te ikiden fazla parti olacağı iddiasındalar, eğer bu iddia gerçekleşirse, o takdirde siz de koalisyon kurma durumunda olursanız, sizin mevcut sistemde sıcak baktığınız herhangi bir parti var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Şimdi bunları konuşmak çok erken, böyle bir şeyi görmüyoruz, Yani bizim kamuoyu araştırmalarımız, bunu bize göstermiyor. Böyle bir şeyin olması halinde zaten teamüller var. Bu teamüllerde de tabii ki en çok oy alan parti kimse hükümeti kurma görevi önce ona verilir. Ona görev verildikten sonra o tabi hükümeti kurabilecek ortak bulabilir mi?
Bulamadığı zaman malum ikincisine verilir. Bugüne kadar olan teamül bunlar. Onun için bunları konuşmak için henüz erken ama ben şunu her zaman söylüyorum; Türkiye’yi yeniden bir koalisyonlar ülkesi halen getirmek, şu 4.5-5 yılda kazandığımız istikrarın, güvenin darbe yemesi olacaktır, bir zaafa uğraması olacaktır, biz buna çok üzülürüz. Biz yeniden bu aldığımız mesafeleri bir kenara koyup da geldiğimiz veya başladığımız noktaya değil, bizim şu anda geldiğimiz noktadan ileriye doğru ülkemizi taşımanın arzusu içerisindeyiz. o da ilk etapta 2013 hedefleridir. İkinci etap ise 2023 yılı yani Cumhuriyetin 100 yıl hedefleridir, bu hedefleri yakalamayı şu anada kendimiz için ideal hale getirdik, benimsedik. Bu yolda da beyannamemizi hazırlıyoruz."
"HEDEF 2023 KADAR İKTİDAR DA KALMAK"
"2023’e kadar iktidarda kalmayı değil mi, doğru anladım?" sorusuna da Erdoğan, "Evet, hedef o, oraya yönelik hedefler ama ilk hedef 2013 yılı, kişi başına milli gelirin 10 bin dolara ulaştığı bir hedef.
Özellikler de ihracatımızda, milli gelirimizde hedeflerimizi gayet dikkatli bir şekilde tespit edip, onları da kesin aday listeleri açıklandıktan sonra bu hedefleri tek tek açıklayacağız ve programımız da ona göre tasarlayacağız" yanıtını verdi.
Kaç tane kadın adayları olacağına ilişkin soru üzerine Başbakan Erdoğan, "Biz her şeyden önce 352 milletvekili olan bir partiyiz ve şimdiye kadar bu milletvekili olan arkadaşlarımızla kararlı bir şekilde bunu getirdik. Yeniden bir adımı atarken, 4 bini aşkın müracaat oldu, 700’e yakın bayan müracaat etti. Hedefimiz daha fazla bayan adayla AK Partinin Parlamento’da temsil edilmesine imkan sağlamak" dedi.
"Kesin olarak şimdikinden daha fazla milletvekiliniz olacağını söyleyebilir misiniz?" sorusuna Erdoğan, "Kesin" karşılığını verdi.
Erdoğan, Cuma günü, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, Zafer Üskül, Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet Domaç’in aralarında bulunduğu 8-10 kişinin partilerine katılacağını bildirdi.
FRANSA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Başbakan Erdoğan, Türkiye-Fransa ilişkilerine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Öncelikle, Sayın Sarkozy’le bizim görüşmemiz aslında çok verimli geçti. Bu görüşmemizde, bir çok konuları... Şöyle bir iki istisnasını bir kenara koyarsak, Türkiye ile geçmişten bu yana olan sürecin aynı verimlilik içerisinde sürdürülmesinin, hatta bir stratejik ortak olduğumuzun, gerek Afganistan’da gerekse Avrupa Birliğindeki bu süreçte bir çok şeylerin yine aynı şekilde yapılabileceği konusundaki... Şu anda detaylara girmeyi gereksiz buluyorum, ama bizim o görüşmemizin en önemli yanı, dedik bundan sonra endirekt görüşmeyelim. Yani, medya aracılığıyla görüşmelerimiz olmasın, biz danışmanlarımız aracılığıyla bu görüşmeleri yaparsak çok daha isabetli olur. Kendileri ’ben hemen danışmanımı göndereyim’ dedi."
"SARKOZY’İN DANIŞMANIYLA GÖRÜŞMEDİM"
"Siz danışmanıyla görüştünüz mü?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Hayır, ben danışmanla görüşmedim, bende danışmanlarımla, bu görüşme İstanbul’da gerçekleşti. Görüşmenin sonuçlarını aldım gayet güzel bir görüşme olmuş, inanıyorum ki Fransa-Türkiye arasındaki süreç zannediliği gibi olumsuz değil, inşallah olumlu bir şekilde tekrar aslına rücü edecektir. Çünkü, Türkiye’nin ilk üç önemli yatırımcısından biri Fransa.
Fransa’da 500 bin vatandaşımız yaşıyor, bunlar önemli bir köprü, fakat tabi bir iletişim bozukluğu aramızda var. Bu kısmen bizden kısmen onlardan kaynaklanıyor." "Bizden kaynaklanıyor derken, bizim eksikliğimiz mi?" sorusu üzerine, Erdoğan, "İletişim noktasında, bizim de kendimizi onlara, yani Fransız halkına iyi tanıtmamız lazım, iletişim kanallarını iyi kullanmamız lazım, burada eksiklerimiz var. İnanıyorum ki bundan sonraki süreç daha olumlu işleyecek, verimli olacak" diye konuştu.
POLİSİN YETKİLERİ
Polisin yetkilerinin arttırılması konusundaki tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
"Şu anda bilemiyorum olumsuz tepkiler hangi konularda, bizim bunda düzenlediğimiz sadece teknik konular, yani böyle demokratikleşme, özgürleşmeye yönelik herhangi bir şey söz konusu değil, onlarda geri adım atmak asla söz konusu değil. Ama son yaşadığımız olayalar da ortaya bazı gerçekleri koyuyor ki yani güvenlik güçlerimizin daha rahat, özgüvenle hareket edebilmeleri için belli konularda önlerinin açılması gerekiyor. İstenilen, talep edilen bunlardı, bunlarla ilgili adımı da attık, bu işi de komisyondan geçirdik."
FUTBOLDA ŞİDDET
Futboldaki şiddete ilişkin bir sorusu üzerine Erdoğan, Futbol Federasyonun seçimini süratle yapması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Federasyon’un bu konuda kulüp başkanlarıyla müşterek bir adım atması gerektiğini de belirterek, medyanın desteğini istedi.
Bunun da bir kültür, eğitim meselesi olduğuna inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son Galatasaray-Fenerbahçe maçında yaşananları hep birlikte izledik.
Türbinlere bakıyorsunuz farklı, sahanın içindekilere bakıyorsunuz farklı. Orada o bütün hakaretler yapılırken, bir çok şeyler atılırken, sahanın içindeki futbolcular sarmaş dolaş, onlar farklı bir mesaj veriyorlardı. Halbuki neticesi belli olmuş bir lig maratonu, orada kardeşçe el ele...
Aslında buna yönelik bir zemin oluşturulup da hava yumuşatılmış olsaydı ben inanıyorum ki Galatasaray seyircisi böyle bir gerginliğin içerisine girmeyecekti.
Federasyon bu konularda baş almalı, bunlara fırsat verilmemeli. Yasal olarak ne yapılması gerekiyorsa ilgili kulüplerin başkanlarıyla federasyonla biraraya gelmek suretiyle bu adımı da atmakta kararlıyız çünkü olayın boyutları adeta bir teröre dönüşüyor. Sahaya fırlatılanlar bir futbolcunun boyununa, başına gelip kesip atabilir. Bunlar çok çirkin, temenni ederim ki önümüzdeki sezon bütün liglerde inşallah yaşamayız."