
Erdoğan PKK'ya resti çekti : Çekip gidin
Erdoğan, hem Kandil'deki hem de içerideki PKK'lıların çekip gitmesiyle birlikte sürecin başlayacağını bunun dışında bir adım atmayacağını açıkladı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, risk alınmadığı sürece sonuç almanın mümkün olmadığını belirterek, “İmralı süreci diye bir şey olmaz, ‘çözüm süreci’ olur. Bizim için şu anda 1’inci derecede Kandil’dekiler, Türkiye’dekiler. Türkiye’deki teröristler sınırdan 2’nci bir ülkeye gittiği anda bu süreç fiilen başlamış demektir” diye konuştu. Erdoğan, BAE’den dönerken, haber ajanslarının yöneticilerine uçakta şu açıklamaları yaptı:
HERKES ‘NE YAPABİLİRİM’ DİYE GAYRET İÇİNDE
Siyaset etmek risk almaktır. Hatta daha ileri gideyim, yaşamın kendisi risktir. Bu riski almadığımız sürece de neticeye varmamız mümkün değil. Aldığımız riski toplumun diğer etkin katmanları biraz paylaşacak olursa ki medya burada çok önemli, o zaman mesafe almamız daha da hızlanacaktır. ‘İmralı Süreci’ diye bir şey olmaz, ‘Çözüm Süreci’ olur. Benim aldığım brifingde Batı’da böyle ciddi bir sıkıntı veya itirazın olduğuna dair bir şey yok. Ben geçen hafta Mardin’deydim. Mardin’de herkes harmandır. Midyat Arap’tır, Kızıltepe tamamıyla Kürt’tür. Kızıltepe konuşmamda asgari 20 bin kişi vardı, coşku, heyecan doruk noktadaydı. Midyat, hamdolsun... Orada da 10-15 bin kişi vardı, Mardin gayet iyiydi. Bütün bunlar gösteriyor ki, herkes ‘çözüm sürecinin içerisinde ben ne yapabilirim’ diyor. Böyle bir süreç devam ediyor.
GİTTİKLERİ ANDA SÜREÇ BAŞLAR
Bizim için şu anda 1’inci derecede Kandil’dekiler, Türkiye’dekiler. Türkiye’deki teröristler sınırdan 2’nci bir ülkeye gittiği anda bu süreç fiilen başlamış demektir. Ondan sonra Mahmur Kampı var, bu BM ile görüşülerek halledilmesi gereken bir süreçtir. Çünkü orası kuluçka merkezi gibi, bir diğer tarafta tabi Kandil var. Bunlar da bizim Kuzey Irak yerel yönetimi ile çözmemiz gereken konu. Bunlar Türkiye’dekilerin, ülkemizi terk etmesinden sonra atılacak adımlardır. Ne diyoruz? ‘Geçmişte düşülen yanlışlara tekrar düşülmesin’. Gerekli olan tedbirleri biz alırız.
PARA KAYNAKLARINI KURUTACAĞIZ
Uluslararası bazda bunların uyuşturucu ticareti yaptığı istihbaratı var. Yaktığımız yerler var, esrarla ilgili kenevirler falan. Bunları kesinlikle yakarak yok edeceğiz. Ciddi manada kaynakları kuruyor. Fakat ne yazık ki Batı’daki birçok Kürt esnaf kardeşimiz korku belasıyla farklı şekilde bunlara parasal destek veriyor. Yurt içinde de bakıyorsunuz Hakkâri’de esnafı vergiye tabi tutmuş. HPG denilen bunların yan kuruluşu var, geliyor makbuz kesiyor. Geçenlerde bizim büyük iş adamlarımızdan bir tanesinin araçlarını, iş makinalarını yaktılar. Yaktıktan sonra bir kağıt bıraktılar. ‘Ödeyeceksin, ödemediğin takdirde gereğini yapacağız.’ Bu adamın yatırımı 600 milyon dolarlık yatırım, Çinlilerle ortaklaşa yaptıkları bir yatırım. Bunların böyle bir derdi yok.
SURİYE KONUSU BÖYLE GİTMEYECEKTİR
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da Arap Ligi’nin de eleştirilmeye layık olduğunu söyleyebilirim. Ne Arap Ligi ne de İslam İşbirliği Teşkilatı Suriye konusunda şu ana kadar ciddi tavır almamıştır. Yük ağırlıklı olarak Türkiye ve Katar’ın üzerinde. Diğer ülkelerden de destek bekliyoruz. Türkiye’nin şu ana kadar harcadığı para 600 milyon doları aştı. Suudi Arabistan’ın lojistik destek için 50 milyon dolar gibi bir yardımı ve bazı ülkelerden gelen toplamda 30 milyon dolar gibi insanı yardım söz konusu. Suriye konusu böyle gitmeyecektir. Artık son dönemece giriliyor gibi geliyor bana. Son dönemece girerken de buranın en önemli tavrı muhalif güçlerin ortaya koyduğu tavırdır. Çok şehit verdiler, 60 bini aştı, ama yılmadan, usanmadan bütün imkansızlıklara rağmen Şam’a girmiş vaziyetteler.
KUZEYİNDEKİ OLUŞUM BÜTÜNLÜĞÜ BOZAR
Suriye’nin bütünlüğü bizim için çok çok önemli. Irak’ta yaşanan sıkıntının yaşanmasını istemiyoruz. Biz, Kuzey Suriye gibi bir oluşuma Türkiye olarak müsaade edemeyiz. O bize farklı yetkiler, farklı haklar verir. Kimsenin de böyle bir şeye müsaade etmemesi lazım. Irak’takini ‘bölünme’ olarak kabul etmiyorlar, ‘eyalet sistemine geçiştir’ diyorlar. Eyalet sistemine geçişse Süleymaniye için Kerkük veya Musul için aynı sistemi niçin düşünmüyorsun? Biz, Kerkük için diyoruz ki ‘Oraya özel statü tanıyalım, aynı şeyi Musul’da, Süleymaniye’de yapalım.’ Ama bunların hiçbirine yanaşmıyorlar. Er ya da geç o da olacak. Suriye’nin kuzeyde, ne otonom, ne legal, ne illegal bir oluşum bütünlüğü bozar. Biz bütünlüğü bozan herhangi bir oluşuma müsaade edemeyiz.
ABD ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI
Henüz ABD taşın altına elini koymadı ki, neyi, nereye kadar konuşacağız o önemli. Suriye’de 2 yıl devriliyor, bu sürede henüz Amerika’nın net tavrı ortada yok. Kınıyor falan bu tür şeylere ‘eyvallah, tamam’ da biz Amerika’dan başka bir şey bekliyoruz. Rusya’nın ortaya koyduğu menfi tavır, Çin’in tavrı ortada. Bunlarla bizim görüştüğümüz kadar Amerika’nın da görüşmesi lazım, eğer bu işi çözmek istiyorsa onlarla masaya oturması lazım. BM Güvenlik Konseyi’nde ben daimi üye değilim ki onlar daimi üye. Daimi üyeler orada bir neticeye varamadıktan sonra dünyadaki bu kriz ülkesinin krizini nasıl çözeceğiz. 5 ülke üzerine düşeni henüz yapmadı.