Erdoğan'dan BMGK'ya çağrı: Güç kullanma yetkini geç kalmadan kullan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Konuşmasında terör devleti İsrail'in Filistin ve Lübnan'da sürdürdüğü soykırım saldırılarına değinen Erdoğan, Birleşmiş Milletler'e (BM) İsrail'e karşı 'güç kullanma yetkisi' çağrısında bulundu. Haydutluğa sessiz kalınamayacağını ifade eden Erdoğan, "BM Genel Kurulu'nun 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sona erdi.
Saat 15.45'te başlayan ve yaklaşık üç saat süren kritik toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Manşetleriyle darbecilere selam çakanlar bugünlerde 28 Şubat zihniyetini yeniden hortlatmaya çalışıyor.
İnsanımızın takunyalı, inançlı, inançsız diye ayrıma uğradığı günler geride kalmıştır.
Bu makamlarda olduğumuz müddetçe Allah'ın izniyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir.
Zaman zaman medyaya da yansıyan bazı tartışmaları yakından takip ediyoruz.
Özellikle 'cezasızlık' algısının önüne geçecek adımları mutlaka atacağız.
85 milyonun emniyeti, huzuru ülkemizin birlik ve beraberliği için çalışan güvenlik kuvvetlerimizle gurur duyuyoruz.
Bu sene tüm liglerimizde fair-play seviyesi yüksek bir futbol şöleni izlemeyi arzu ediyoruz.
Bu konuda tüm kulüplerimiz ve yöneticilerimizden azami hassasiyet bekliyoruz.
Birleşmiş Milletler 79'uncu Genel Kurulu için gittiğimiz New York'ta oldukça verimli toplantılar gerçekleştirdik.
2021 yılında hizmete açtığımız Türkevi binamız bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı.
Görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Ana muhalefet partisini eski genel başkanından ne için bu kadar rahatsız olduğunu da anlayamıyoruz.
Türkevi binamız şu an çatısı altında olduğumuz Külliye gibi 85 milyonundur ve iftihar vesilesidir.
Kapısı da Türk milletinin her bir ferdine açıktır.
Türkiye'nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları bugün bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Türkiye bugün özgürlük için hak ve hakkaniyet için mücadele eden küresel sesi haline gelmiştir.
Biz New York'tayken İsrail Lübnan'a yönelik saldırılarını daha da artırdı.
Aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu 1000'i aşkın Lübnanlı hayatını kaybetti.
Haydutluğa sessiz kalınamaz.
BM Genel Kurulu'nun 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır.
İlk etapta acil ilaç ve tıbbi malzeme yardımımızı bölgeye süratle ulaştırdık.
Milletimizin yüz akı olan sivil toplum kuruluşlarımız sahadalar, ellerinden geleni yapıyorlar.
Biz de İsrail'in saldırılarını durdurmak adına diplomatik temaslarımıza hız verdik.
Bu süreçte aslolan İslam dünyasının tavrıdır.
Yaşanan zulme en büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermelidir.
Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmazsak başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz.
Ciddi bir zafiyet yaşanıyor.
Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmak, barışa sahip çıkmak demektir.
Bugün İsrail yaptığı katliamlarla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte, ona destek verenler de bu suça ortak olmaktadır.
İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz.
İsrail'in saldırılarının etkileri katliamı tribünlerden izleyenlere de ulaşacaktır.
İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.
Güncellenme Tarihi : 30.9.2024 20:48