Gündem
  • 14.2.2025 16:34

Erdoğan'dan Kabine değişikliği sinyali.. Üzerinde çalışıyoruz

Erdoğan'dan kabine değişikliği sinyali: İstanbul'da olanı gördünüz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine değişikliği mesajı verdi. Erdoğan, İstanbul'da yapılan kongreyi örnek göstererek "İstanbul'u gördünüz, nasıl bir coşku vardı. İstanbul'da aynı kadroyla sahaya çıkmadık. Amacımız partimizi ileriye taşımak" dedi.

KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ OLACAK MI?

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, biraz iç politikaya döneceğim. AK Parti'nin kongresine sayılı günler kaldı. Ankara’da 'Parti yönetiminizle aynı zamanda acaba kabinede bir değişiklik olacak mı?' gibi konuşmalar, tartışmalar var. Siz hep bayrak yarışı dediniz buna. En çok merak edilen konu nasıl bir kabine olacak, nasıl bir A takımı olacak? Bir de bu A takımı sizin aynı zamanda seçim takımınız olacak gibi bir yorum yapılıyor. Öyle mi efendim?

CEVAP: Sahaya nasıl bir takım süreceğiz, bunu benden öğrenmek istiyorsunuz. Hiçbir hoca, takımı okumadan sahaya sürmez. Bizler de şu anda üzerinde çalışıyoruz. İşte İstanbul'u gördünüz, nasıl bir coşku vardı. 

Bu coşkunun yanında nasıl bir yapılanma orada gerçekleştirdik. İstanbul’da da aynı kadroyla sahaya çıkmadık. Gerek ana kademede gerek gençlik ve kadın kollarında güzel bir kadroyu yeni il başkanımızla beraber sahaya sürdük. Şimdi de bir taraftan ayın 23'ünde gerçekleştireceğimiz kongre için hazırlığımızı yapıyoruz. Orada da gerek ana kademeden, gerek kadınlardan, gerek gençlerden oluşan dinamik bir yapıyı kuracağız. 

Bu dinamik yapıyla da inşallah tüm Türkiye'nin demografik yapısını göz önünde bulundurarak bir liste hazırlayacak ve siyaset arenasına inşallah sunacağız. AK Parti olarak kongrelerimizi her zaman yenilenme ve tazelenme için fırsat olarak gördük. Her kongremiz AK Parti ve Türkiye için önemli dönüm noktaları da olmuştur. Çünkü partimizi ve ülkemizi yöneten kadrolarımızı

 Büyük Kongrelerimizle belirledik. Bu süreçleri de her zaman bir makam yarışı olarak değil, hizmet aşkıyla yanan kadrolar arasında bayrak yarışı olarak gördük. Amacımız her zaman, partimizi daha ileriye taşımak ve hizmet anlayışımızı güçlendirmek oldu.

KARTALKAYA'DAKİ FACİA! YETKİ TARTIŞMALARI NASIL ÇÖZÜLECEK?

SORU: Bolu Kartalkaya'daki otel yangını faciasından hareketle acaba yapısal bir adım atmaya olan ihtiyacı nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin AFAD benzeri Türkiye genelinde sadece belediye ölçeğine bırakılmayan daha kapsamlı bir itfaiye teşkilatının kurulması gibi. Aynı zamanda gerek kamu tesisleri, hastaneler başta olmak üzere gerekse yine vatandaşın yoğun konakladığı bu tesislerde alınacak ilave önlemler noktasında bakanlıkların çalışması sizin verdiğiniz direktifle belli bir aşamaya geldi mi? Ve en önemlisi merkezi yönetimle yerel yönetimin sorumluluk ya da yetki sınırlarına ilişkin de bazı belirsizlikler de olduğu tartışma konusu. O noktada da bir adım atılacak mı?

CEVAP: Her şeyden önce Bolu Kartalkaya’daki yangın faciasında yaşamını yitiren kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Kartalkaya'daki olay çok çok hazin. Bolu'da canımızı yakan bu olayın aydınlatılacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Benzerinin yaşanmaması için ne yapılabilir, nasıl bir eksik bu felakete neden oldu, hangi tedbirleri almalıyız? Tüm bu soruların yanıtı verilecek. Bir düzenleme gerekliyse mutlaka yapılacak. Zaten Meclis’imiz şu anda biliyorsunuz bir araştırma komisyonunu kurmuş vaziyette. Oradaki araştırma tedbirleri konusunda inanıyorum ki bu komisyonun vereceği rapor, bizler için de yol gösterici olacaktır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına gerekli önlemler alınması son derece önemli. Konuya yaklaşımda bir zihniyet değişimine gitmemiz şart. Yangın güvenliği konusunda yeni kriterlerin getirilmesi, oteller, kamu binaları, hastaneler ve plazalar gibi riskli alanlar için kritik bir adım olacaktır. Bu tür yerlerde yangın güvenliği standartlarının arttırılması ve düzenli denetimlerin yapılması hem can güvenliğini sağlamak hem de mal kaybını önlemek açısından gerekli. Yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi de çok çok önemli. Yerel yönetimler kendi bölgelerindeki yangın güvenliği önlemlerini alırken, merkezi idare de bu uygulamaların denetimini sağlamalıdır. Hükümetin bu tür olayların ardından yangın güvenliği konusunda bakanlıklar aracılığıyla yapacağı çalışmalar da son derece mühim. Hem yerel yönetimlerin hem de merkezi idarenin iş birliği yaparak yangın güvenliği alanında etkili bir strateji geliştirmesi ve uygulaması toplumun güvenliği için kaçınılmazdır. Yargıya intikal eden olayda sorumluların hepsinin hesap vermesi için ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Ülke ekonomimizin lokomotiflerinden turizm sektörümüzün bu gibi felaketlerle yara almaması için devlet olarak ne gerekiyorsa bunu da yapacağız.

SORU: Gerek Gazze ve Suriye gibi gündemler dolayısıyla gerekse iç politikada aciliyet kesbeden gündemler dolayısıyla bir süredir yeni anayasa gündemdeki ağırlığını yitirmiş gibi gözüküyor. Hem bu süreçle ilgili bilgi vermenizi rica edeceğim, hem de seçimden önce seçime de tesir edecek bir yeni anayasa sürecine Türkiye girer mi?

CEVAP: Her şeyden önce anayasa konusu gündemde, üst sıralarda yerini alıyor. Bu konu biliyorsunuz bizim her zaman gündemimizde. Türkiye'nin yeni anayasa ihtiyacı gerçeğini unutmadan çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye'yi değişen dünyada geride bırakan, ayağına pranga olan anayasanın yenilenmesi gerektiğini anlatmaya da devam edeceğiz. Uzlaştırıcı, birleştirici, özgürlükçü, toplumun tüm kesimlerini kuşatan sivil bir anayasa temel hedeflerimizden biridir. Daha önce de söylediğimiz gibi biz bu anayasa meselesini gündem kaygısıyla değil gerçek bir ihtiyaç olduğu için gündemimizde tutuyoruz. Yeni ve sivil bir anayasa, Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir öneme sahip. Bu süreci sadece hukuki bir belge oluşturmaktan ibaret görmüyoruz. Sivil anayasayı 22 yılda Türkiye'ye kazandırdığımız demokratik değerleri, insan haklarına dair kazanımları ve bireysel özgürlükleri garanti altına almak olarak görüyoruz. Konunun zaman zaman gündemdeki ağırlığını kaybetmesi yeni bir anayasaya olan ihtiyacı azaltmıyor. Aksine bu süreç seçimlerden önce gündeme gelerek toplumda daha fazla tartışma ve katılım oluşturabilir. Seçim öncesi bir yeni anayasa süreci hem siyasi partilerin hem de toplumun bu konudaki görüşlerini ortaya koyması açısından oldukça önemli olacaktır. Türkiye'nin çeşitliliği ve dinamik toplumsal yapısı göz önüne alındığında yeni bir anayasa hazırlığı, toplumun geniş kesimlerinin ihtiyaçlarını dikkate alan kapsayıcı ve adil bir çerçeve oluşturmak için kritik bir fırsat sunacaktır. Toplumun tüm kesimleri, yeni anayasayı, Türkiye'nin geleceği için bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Bu süreç sadece siyasi bir araç değil, aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışma için de önemli bir adım olabilir. Halkın desteği ve katılımıyla Türkiye'nin ihtiyaçlarına yanıt veren bir anayasa taslağının oluşması bu arada mümkündür. Cumhur İttifakı olarak bu konudaki samimiyetimizi her fırsatta somut örneklerle gösterdik. Aynı hassasiyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.

İki Çinli dev Türkiye'de fabrika kuracak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(İki Çin firmasının yatırımı) Elektrikli araçların Manisa ve Samsun'da üretilmesi Türkiye'deki otomotiv sektörüne çok farklı bir hava getirecektir" dedi.

Erdoğan, "(İki Çin firmasının yatırımı) Elektrikli araçların Manisa ve Samsun'da üretilmesi Türkiye'deki otomotiv sektörüne çok farklı bir hava getirecektir" dedi.

'İKİ ÇİN FİRMASI MANİSA VE SAMSUN'A FABRİKA KURACAK'

Erdoğan'ın yanıtlarından satır başları:

"Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinin elektrikli otomobil konusunda ne kadar başarılı olduklarını biliyoruz. Nitekim Çinli bir firmayla anlaşma yaptık. Manisa'da bir fabrika kurma teşebbüsleri var. İmzaları İstanbul'da Dolmabahçe'de attık.

Yine Çin'in bir diğer markasının da Samsun'da bir fabrika kurma teşebbüsleri var. Bu konuda çalışmalar devam ediyor, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Fatih Kacır da takibini yapıyor. Her ikisi de dünya çapında ciddi markalar. Bu araçların Manisa ve Samsun'da üretilmesi Türkiye'deki otomotiv sektörüne çok farklı bir hava getirecektir. TOGG'un iç piyasada yakaladığı başarıyı, otomotivdeki bu ivmeyi sürdürmekte kararlıyız. Türkiye TOGG ile adeta dünyaya sesleniyor ve ‘Biz de varız, buradayız ve güçlüyüz’ diyor."

'TOGG BİZİM İÇİN BİR FİNAL DEĞİL, BİR BAŞLANGIÇTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'TOGG’un Asya ülkelerinde üretimi veya ortak girişimi gibi işbirlikleri gündeme gelebilir mi?' sorusuna şu yanıtı verdi:

"TOGG bizim için bir final değil, bir başlangıçtır. Otomotiv dünyasına attığımız güçlü bir adımdır. Bu yolda daha çok mesafe almamız gerekiyor ve bu mesafeleri de alacağız. Otomobilimizi hangi lider görse, test etse övgü dolu ifadelerini işitiyoruz. Malezya'da, Endonezya ve Pakistan’da da bunun benzeri oldu. Hepsi de aracı ve sunduğu konforu çok beğendiler. TOGG’un sektördeki yerini sağlamlaştırıp yoluna devam edeceğinden hiç şüphemiz yok. TOGG yalnızca Türkiye için değil, dünya genelinde de rekabetçi bir oyuncu olma potansiyeline sahip.

'PAKİSTAN, ÜLKELERİNDE ÜRETİM YAPILMASI KONUSUNU DA GÜNDEME GETİRDİ'

Malezya, Endonezya ve Pakistan gibi ülkelerle TOGG’un ihracatı ve bu pazarlardaki konumlandırılması konusunda somut adımlar atılması oldukça önemli. Bu tür iş birlikleri sadece Türkiye'nin otomotiv endüstrisini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda bu ülkelerle olan ticari ilişkileri de şekillendirir. Öncelikle TOGG’un bu ülkelerde piyasaya sunulması, daha sonra da üretimi veya ortak yatırım fırsatları elbette gündeme gelebilir. Nitekim Pakistan, ülkelerinde üretim yapılması konusunu da gündeme getirdi. Bunlar önemli adımlardır. TOGG'un yurt dışında konumlandırılması sadece otomotiv sektörü açısından değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası prestiji ve ekonomik ilişkileri için de yeni bir kapı açacaktır. Bu bağlamda iş birlikleri ve ortak yatırım fırsatlarını değerlendirmek, her iki taraf için de kazançlı bir duruma dönüşebilir. İnanıyorum, Türkiye'nin otomobili TOGG, ülkemizin küresel markası da olacaktır."

KAYNAK: HABER7

Güncellenme Tarihi : 14.2.2025 16:40

İLGİLİ HABERLER