Erdoğan'dan S-400, Patriot ve F-35 açıklaması!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD dönüşü gazetecilere gazetecilere S-400 krizi, F-35'ler, FETÖ elebaşının iadesi, Halkbank davası gibi konularla ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, ''Türkiye ile ABD arasındaki sorunların karşılıklı saygı ve milli çıkarlar temelinde çözümü için Trump samimi bir çaba içinde'' dedi.
KENDİSİNE SÖYLEDİM, DERSİNİ ALDI"
Beyaz Saray’a çağrılan senatörlerden biri Lindsay Graham idi. Türkiye’ye gelmişti, birlikte klasik müzik konseri dinlemiştiniz. Türkiye dostu açıklamalar yapıyordu. Sonra bir anda tuhaf bir dönüş yaptı ve adeta Türkiye karşıtı cephenin sözcülerinden biri haline geldi. Görüşmede bu çelişkiyi kendisine hatırlatıp nedenini sordunuz mu?
Ben kendisine gerekenleri söyledim. Bugün dersini aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD temaslarını bitirmeden önce medya mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, iki ülke arasındaki sorunların çözümü için ABD Başkanı Trump'ın samimi bir çaba içinde olduğunu belirtti.
F-35 uçakları hakkında konuşan Erdoğan, "Temennim odur ki çalışmalar sonunda olumlu bir netice alırız. Fakat ben burada Trump’ı çok daha olumlu gördüm. Yaklaşımlarında daha yapıcı gördüm" dedi.
Cumhurbaşkanı, S-400’ü tamamen kaldırma teklifini doğru bulmadıklarını kaydetti.
ABD ziyaretine ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan şunları kaydetti:
“ABD ziyaretindeki görüşmelerimizde Suriye’deki gelişmeler, ABD ile vardığımız 17 Ekim mutabakatı, PKK/YPG terör unsurlarının bölgeden tamamen çıkartılması, DEAŞ’la mücadele, DEAŞ’lı tutukluların durumu, siyasi sürecin ilerletilmesi, güvenli bölgenin kurulması, S-400, Patriot ve F-35 programı, NATO’daki dayanışmamız, 3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak olan NATO Liderler Zirvesi ve genel olarak terörle mücadele konuları üzerinde yoğunlaştık. FETÖ konusunu da ayrıca konuştuk. Tabi ABD’deki siyasi ortamı da ele aldık.
Bu sorunların karşılıklı saygı ve milli çıkarlar temelinde çözümü için Sayın Trump’ın samimi bir çaba içinde olduğunu söyleyebilirim. Trump’a karşı olan çevrelerin ilişkilerimizin bozulması için yoğun bir çaba içinde olduğunu da ifade etmemde fayda var. 1915 olaylarıyla ilgili tasarının bir yaptırım yasasıyla birlikte Temsilciler Meclisi’nden geçirilmesinin temel sebebi de zaten bu. Özellikle Ermeni meselesi ve 1915 olaylarıyla ilgili olarak hem Sayın Trump’a hem Beyaz Saray’da buluştuğumuz senatörlere detaylı bilgi verdim ve tarihi hadiselerin siyasileştirilmesinin büyük bir hata olduğunu kendilerine anlattım.
Sayın Trump’ın Oval Ofis’e davet ettiği beş senatöre Suriye’deki durumu, YPG’nin bir terör örgütü olduğunu ve S-400 konusunu anlatma imkanımız oldu.
Patriotları almaya hazır olduğumuzu Sayın Trump’a söyledim. F-35 programının müşterisi değil ortağı olduğumuzu da kendilerine hatırlattım. Biz NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahibiz. Amerika ile de güçlü ilişkilerimiz var. Fakat savunma kaynaklarımızı çeşitlendirmek de ulusal çıkarlarımızın ve egemenlik haklarımızın bir gereğidir. “S-400’ü de savunma sistemlerimizin içerisinde önemsiyoruz. Uygun şartlarda verecekseniz biz Partiotları da alabiliriz” dedik. “Patriotları alırken S-400’ü tamamen kaldırma teklifini biz egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz ve kesinlikle doğru bulmuyoruz. Aynı şeyi Yunanistan için bugüne kadar hiç söylemediniz. Şu anda Yunanistan’da S300 var. Orası için hiç böyle bir ses çıkmadı. Orası için böyle bir adım atmıyorsunuz.” dedik. Dolayısıyla bu konudaki tavrı biz, özellikle egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz.
Bu kadar ısrarı görünce S-400 meselesinin çözümü için dedik ki “Gelin bizim tarafta İbrahim Bey, öbür tarafta ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı O'Brien birlikte NATO’nun koordinatörlüğünde savunma bakanlıklarımızı da devreye sokmak suretiyle bir çalışma başlatalım ve bu çalışmanın neticesinde durumu görelim.” Çünkü diyorlar ki “S-400 F-35’le koordineli bir savunma sistemi değil.” Zaten F-35’i vermiyorsun ki. Bu da ayrı bir olay. 2 milyar 400 milyon dolar bir total fiyatı var. Biz şu ana kadar 1 milyar 400 milyon dolarını ödemişiz ve siz bize daha bir tane F-35 vermiş değilsiniz. Hep söylediğimiz şey şu; biz müşteri değil ortağız. Şu anda bu görevlendirmeyi yaptık. Temennim odur ki çalışmalar sonunda olumlu bir netice alırız. Fakat ben burada da yine Trump’ı çok daha olumlu gördüm. Yaklaşımlarında daha yapıcı gördüm.
Heyetler arası görüşmede ise özellikle 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine nasıl ulaşacağımızı, Halkbank meselesini ve karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi konularını da ele aldık.
Amerika’da ülkemiz aleyhine oluşturulan siyasi iklimin hangi saiklerle yapıldığını ve arkasında kimler olduğunu biliyoruz. Dezenformasyon faaliyetlerine karşı haklı tezlerimizi her platformda anlatmaya devam edeceğiz. Bu hususlar dikkate alındığında ziyaretimizin genel manada olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Görüş ayrılıklarını aşmanın yolu, doğru bilgiye dayalı sağlıklı diyalogdur. Bu alandaki çalışmalarımıza da ara vermeden devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar...
"CIA, TERÖRİST OLDUĞUNU SÖYLÜYOR"
Terörist Mazlum Kobani ile ilgili bir de CIA belgesinden bahsettiniz. Bu ilk defa açıkladığınız bir şeydi? O belgenin içeriği neydi, ona nasıl tepki gösterdiler?
Tabi bu gizli bir belge. CIA Ferit Abdi Şahin’in nasıl bir terörist olduğunu belge ile bizim istihbarat teşkilatımıza gönderdi. Biz de “Buyurun, biz söylemiyoruz, CIA sizin istihbarat teşkilatınız, size onun evrakını veriyoruz” dedik.
"YILMADAN TAKİP EDECEĞİZ"
FETÖ’nün ABD tarafından himaye edilmesine son verilmesi konusunda eskiye nazaran farklı bir tutum söz konusu mu, bir değişiklik gözlemlediniz mi?
5 senatöre ve kendisine bu konuyu izah ettim. Zaten basın toplantısında da bütün dünyanın gözü önünde söyledim. Ama şu an itibarıyla hala bizim beklediğimiz noktada değiller. Söylediklerinde elle tutulur bir şey yok. Biz şimdi yine bütün adli deliller ile dosyaları kendilerine verdik. Adalet bakanlıkları arasındaki görüşmeler hala devam ediyor, edecek. Yılmadan usanmadan takip edeceğiz.
"TRUMP'A 'KONGREYE BEN HİTAP EDEYİM' DEDİM"
Senatörler ile görüşme nasıl geçti? İkna oldular mı?
Her şeyden önce şunu söylemem lazım; Sayın Trump bana göre çok farklı. Senatörlerin ön kabulleri var. Senatörlerin gelmesi teklifini Trump kendisi yaptı. Onları benim ikna etmemi ve dolayısıyla kendisi de rahatlamak istedi. Fakat işin enteresan yanı şu; ben dedim ki “Sayın Başkan uygun bulursanız ben Kongre’ye hitap edeyim. Kongrede bunu bir konuşalım ki işin aslı nedir, bunu bizzat bizden duysunlar, görsünler. Böyle çok daha isabetli olur.” Sayın Trump “Bu işi geniş bir basın toplantısı ile yapalım. Soru cevaplarla ulaşmak istediğimiz yere ulaşırız. Şimdilik Senato’dan bir grubu alalım. Onlarla konuşmamızda fayda var.” dedi. Buraya öyle geldik.
"ABD'NİN BAŞKANI BÖYLE BİR TERÖRİSTLE NASIL GÖRÜŞÜR?"
Bu ziyarette malum mektubu iade ettiğinizi söylediniz. Tepkileri ne oldu?
Tepkileri olmadı. Böyle bir teröristle ABD Başkanı’nın görüşme yapmasını ben yadırgıyorum. Bunu basın toplantısında söylediğime göre ikili toplantıda hayli hayli söyledim. ABD gibi bir ülkenin başkanı böyle bir teröristle nasıl görüşür? Biz bu şekilde uluslararası terörle mücadeleyi nasıl yürüteceğiz? Bir terörist önemli bir devletin başı ile görüşebiliyorsa ve arabuluculuk için de böyle bir terörist teklif edilebiliyorsa bu işin suyu çıkmış demektir. Bu şekilde bir yere varmak mümkün değil. Yani terörü akladılar pakladılar. Tabi Kılıçdaroğlu’na da mektup iade edildi diye bir haber vermek lazım.
"S-400'Ü BIRAKIP PATRIOT'A YÖNELMEK OLMAZ"
Görüşmenin en önemli maddelerinden bir tanesiydi; Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Trump’ın ifadesine yer verildi. “Senatörlerle görüşüyoruz, bu sorunu çözebileceğimi düşünüyorum” dedi. Yine açıklamada “Diğer konularda ilerlenebilmesi için S-400 konusundaki sorunlar çözülmeli” ifadesi kullanıldı. “F-35’lerde müşteri değil ortağız” dediniz. Bu konuda son nokta nedir? Bir de S-400’lerin aktive edilmemesi gündeme gelebilir mi?
Bu fakiri biraz tanıyorsunuz. Milletimizi tanıyorsunuz. Dolayısıyla biz kendilerine çok açık söyledik, arkadaşlarımız da söyledi. Bizim şu anda Rusya ile de ikili ilişkilerimiz var. Bu ilişkimizi bozamayız. Ki bunun içinde stratejik ilişkimiz var. Nedir bu stratejik ilişki? Doğalgaz meselesi. Benim bizzat Sayın Trump’a da söylediğim gibi, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey muhatabı Pompeo’ya söyledi, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Bey muhatabına söyledi, İbrahim Bey muhatabına söyledi. Biz de etraflıca bir markaja alıyoruz. Bizim şimdi Türk Akımı’nı hesaba katmama şansımız var mı? “Hakkınızdır devam edin ama S-400’lerin üzerinden de traktörle geçin” gibi laf ediyorlar. Dedik ki böyle bir şeyi yapmak bir defa mümkün değil. Bizim stratejik anlamda bu ürünlerle alakalı bu tür ilişkimizi bir kenara atamayız. Şu anda turizmde Rusya bütün ülkeleri geçti ve bu noktada bir numaralı ortağımız. Bize geçen yıl Rusya’dan 6,5 milyon turist geldi. Bu yıl belki daha da artacak. Diğer ürünlerde ciddi manada bizim ortağımız durumunda. Ticaret hacmimiz 30 milyar dolara doğru gidiyor. Geçen yıl 25 milyar doları yakalamıştık. Bu yıl daha ileri götürmeyi hedefliyoruz. Putin zaten bu konuda kararlı olduğunu ortaya koyuyor. Şimdi böyle bir konumdayken bizim kalkıp S-400’ü bırakıp tamamen Patriot’a yönelmemiz gibi bir şey olamaz. “Ama biz Partiot’u da alalım” dedik. Ama S-400’ü de alacağız. Çünkü bizim çok yönlü bir savunma sistemini kurma anlayışımız var. Silahlı Kuvvetler olarak kendi programımızı böyle belirledik. Yani elimizde o da olacak, o da olacak.
İhtiyacımız var mı peki? Bu bizi daha güçlü kılar, düşmanımızı da muarızımızı da ürkütür, caydırır. Mesela, isim vermeyeceğim bir tanesi dedi ki “Rusya mı size düşman ABD mi?” Yani bunlar bu şekilde siyasetçi. Böyle bir siyaset anlayışı olur mu? Ben de tabi burada sadece bir şey söyledim, “Ben düşman oluşturmak istemiyorum” dedim. Amerika da Rusya da benim dostum olsun istiyorum. Bizim gayretlerimiz bunun için. Adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Tabi bu da onları biraz rahatsız ediyor. Bizim ağzımızdan illa öyle bir şey koparmak istiyorlar. Şu anda bir taraftan her şeyi kazan-kazan esasına göre bizim üzerimize bina edeceğini söyleyeceksin, bir taraftan da “o mu düşman ben mi düşman” diye soracaksın. Böyle bir şey olamaz. Bu siyaset bitti artık.
Öbür taraftan da petrol falan diyeceksin. Biz dedik ki bizim Suriye’nin petrolünde gözümüz yok. Ama sizin var? Mefhumu muhalifinden denir ya... Zaten orayı paylaşanlar paylaşmış. Kamışlı malum, Deyrizor malum. Bazen gülüyorlar, bazen farklı bir yere doğru savruluyorlar.
Suriye’nin yeniden inşası için bu petrol gelirinin kullanılması teklif edilebilir mi?
Benim şu anda hafıza kaydımda o var. Amerika’ya ve Rusya’ya gerekirse bizim onu teklif etmemiz lazım. Tabi bir de şu var; gerek Deyrizor’un gerekse Kamışlı’nın petrolünün kalitesi çok düşük. Oralarda kaliteli bir petrol yok. Tabi Deyrizor petrollerini daha çok PYD-YPG alıyor, rejime satıyor ve buradan mali noktadaki imkanlarını elde ediyor.
S-400 meselesinin çözümü için ABD ile oluşturulması planlanan koordinasyon çalışmasının muhtevası nedir?
S-400’ü alıyoruz. Bir parti kaldı sadece. Onlarla görüşülecek olan işin teknik, teknolojik boyutu. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg bu konuda ne diyor? “NATO üyesi ortaklarımızın hangi silahı alacağının ya da almayacağının kararını biz vermeyiz. Bu kendi takdirleridir” diyor. Kayıtlarımızda bunlar var. Onlar da hiçbir şey diyemediler. Tabi İbrahim Bey’in O’Brien ile yapacağı görüşme ve Savunma Bakanlığından katılacak arkadaşların yapacakları görüşmeler neticesinde bizim geleceğimiz yer bundan daha farklı olmayacak. Yine budur. Kaldı ki en sıkı bağlayıcı husus şudur; bizim bu noktada Rusya ile stratejik bazı çalışmalarımız var. Rusya’dan yılda 20-25 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Şimdi tabi yeni bir şey başlıyor. Avrupa bu hattan bizden doğalgaz çekecek. Putin orada da çok mert bir davranış yaptı. ''Türkiye kime olur verirse biz de ona veririz'' diyor. Ayrıca geçiş için Türkiye’nin ayrı bir ücret alma şansı var. Bir taraftan Türk Akımı, öbür taraftan da TANAP geliyor şimdi. Doğalgaz Avrupa’nın pek çok ülkesine giderken biz stratejik bir önem kazanıyoruz. Ben şimdi Patriot sebebiyle S-400’ü bırakamam ki… Sen bana Partiot vereceksen ver. Yunanistan’a aynı şeyi söyleyebiliyor musun? Söyleyemiyorsun. Peki Türkiye’ye niye bunu söylüyorsun? Orada S-300 var. Hadi ona da sat Partiot. Bizim elimizdeki donelerimiz güçlü. Adımlarımızı da ona göre atıyoruz, atacağız.