Yaşam
  • 3.3.2006 09:13

ERKEK SAÇLI KIZLARIN İNANILMAZ AZMİ: TERÖRDEN KOŞARAK KAÇTILAR, REKOR KIRDALAR...


      Onları, Başbakan’ın yanı başındaki ‘erkeğe benzer’ görüntülerinden hatırlarsınız. Ama “İyi ki saçları erkek çocuğu gibiymiş'' diyor insan onları tanıyınca. Yoksa bu kadar dikkat çekemezlerdi ve onların koşma nedenlerini öğrenemezdik. İşte saçları kısacık, umutları upuzun Ercişli kızların hikâyesi...

Mustafa Sapmaz/ TEMPO Dergisi

Türkiye ilk kez onları, elde ettikleri başarıyla değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaretleri sırasında, Başbakan’ın, saçlarının kısa olmasından dolayı erkeğe benzetmesiyle tanıdı. Erdoğan, “Hanginiz kız'' demiş, kulüp idarecileri ‘hepsi’ deyince ‘gülüşmelerle’ birlikte şaşkınlık yaşanmıştı. Bu kızların saçları neden kısaydı? Uzaktan bir kare fotoğrafa bakıp akla gelen sorular öyle pek de masum değildi: Doping yapıyor olabilirler mi? Hormon alıyorlar mıdır? Acaba erkek egemen bir toplumun sonucu olarak mı kesilmişti saçları?
      Soruların yanıtlarını bulabilmek amacıyla, atlayıp Van’ın Erciş ilçesine gittik. Erciş, Van’ın 97 kilometre kuzeyinde, ilin en büyük ilçesi. Terörün en yoğun olduğu dönemlerde, adı sıklıkla gündeme gelmiş ilçede yaşam, son yıllarda daha sakin. Şekerpancarı ve lahana üretimiyle, hayvancılık başlıca geçim kaynağı. Fakat ailelerin erkekleri genellikle mevsimlik işçilik yapıyor. Ve ilçe, kırsal kesimden, terör baskısı nedeniyle sürekli göç alıyor. Erciş’in girişindeki tabelada nüfus 70 bin yazsa da, aslında 110 bin civarında.
      Kışla Caddesi’ndeki Çelebibağı Belediye Spor Kulübü’nün binasına varıyoruz. Kulübün yeni binasının açılış günü aynı zamanda. “Yeni'' kelimesi yanıltmasın; bu, aslında bir sıfattan ibaret. Özene bezene, fakat imkânsızlıklarla hazırlanmış eski bir bina, bundan böyle sporculara barınak olacak. Milletvekillerinin ve bürokratların açılışı yapmasının ardından; o fotoğraftaki merak edilen kızlarla, ne kadar önemli olduğunu sonradan anlayacağımız ‘sobanın’ etrafında tanışıyoruz. Eller sobaya uzanmış vaziyette başlıyor sohbet. O fotoğrafta ne kadar erkeğe benzemişler meğer; karşımızda duranlar güzel mi güzel, cıvıl mı cıvıl kız çocukları.
     
     “Ayda bir banyo yapabiliyorlar''

      Saçlardan açıyoruz sözü. Hepsi de saçlarının bu halinden memnun. Çiğdem Acar atılıyor: “Siz erkek misiniz, kız değil misiniz dediler ilk başta. Ama başarıya gitmek için bunu yapmamız gerekiyordu.'' Kulübün kaptanı ve antrenörü İzzet Batmaz ise “Çocuklar ‘kesmeyelim hocam’ derlerse kesmeyiz. Ama benim çocuklarım her gün 10 kilometre koşuyor. Çamura batıyor. 10 km koşan bir insanın saçlarından ter boncuk boncuk akar. TV’de ben ‘Çocuklarımız banyo bile yapamıyor’ dedim; buraya döndüğümde, ‘Bizi niye kötülüyorsun’ dediler. Alınmaya gerek yok. İşin doğrusu bu. Bu çocuklar 15-20 günde, hatta ayda bir banyo yapabiliyor'' diyor. Bu arada çocuklara soruyor; “Kaç günde bir banyo yapıyorsunuz çocuklar?'' Hepsi onaylıyor hocalarını. Sağlıkları için alınmış bir karar saçları kesmek. Batmaz, “Kulübün imkânları iyi olsaydı kesilmezdi belki; ama uzun mesafe koşucularının baş derdi olan sinüzitten korunmaları için dünyada rağbet gören bir yöntem bu'' diyor. Belediye ve aynı zamanda kulüp başkanı Kudbettin Türkmenoğlu, “Kızlarımız güzeldir'' diyor. “Hele şimdi başarı kazanınca daha güzel oldular.'' Ve o fotoğraftaki erkeksi görüntüye son noktayı koyuyor Batmaz: “Buranın acıları kavurmuş bu çocukları. Şartları zordur. Erkeksi görünmeleri bundandır.''
     
     “Spor buralarda ‘ayıp’ sayılıyor''

      Antrenör İzzet Batmaz, dört yıldan bu yana spor okulu açan ve ömrünü gençlere adamış bir ‘spor elçisi’ adeta. Burada seçtiği çocukları futbol ya da atletizme yönlendirirken, içinde yanan ateşe dayanamayıp bir yıl önce kulüp kurup Türkiye şampiyonalarına katılma kararı alıyor. İşte 2005-2006 Türkiye Kros Ligi 15 Yaş Altı Bayanlar kategorisinde şampiyon olacak çocukların hepsi, 2005 Temmuz ayında açılan, “Haydi çocuklar spora'' projesinden bulunuyor. “400 kişi gelmişti kızlı erkekli. 45 gün eğitim verdikten sonra sayıyı 20’ye düşürdük'' diyor Batmaz. Aslında burada çocukların spora başlaması, o sloganda yazdığı kadar kolay değil. Önce, olmayan spor kültürü; sonra maddi imkânsızlıklar ve en önemlisi kalıplaşmış düşünceler engel yaratıyor. Aileler, zaten maddi zorluklar nedeniyle okutamadıkları çocuklarının bir de ‘ayıp’(!) bir şey yapmasını istemiyor. Spor yapmak, hele kız çocuğunun spor yapması ayıp bu topraklarda.'' ***
     
     Afişteki ilanla değişen hayatlar

      İlk olarak, şimdi takımın yedek koşucusu olan Çiğdem Acar görüyor bez afişteki ilanı. Gidip mahallesindeki Zeynep Yok’a söylüyor. Takımın asil koşucusu olacak Zeynep ile birlikte yanlarına adaşı Zeynep’i (takma adıyla Ceylan) ve Yüksel’i de alıp başvuruyorlar. Ve seçilmeyi de başarıyorlar. Başarıyorlar başarmasına da asıl engel karşılarına o zaman çıkıyor. “Kızların ailelerindeki erkekler spor yapmalarına izin vermiyordu. Topladık tüm aileleri. Onlara bu kızların yetenekli olduğunu, spor yapmanın ayıp olmayacağını, izin verirlerse kızlarının kaderlerini yeneceklerini anlattık'' diyor Batmaz. Buna rağmen evde tartışmalar sürüyor. Çiğdem Acar koşacağını söylediğinde ağabeyi karşı çıkmış. Ama toplantıya katılan babası izin vermiş. Çiğdem Acar, “Babam ile ağabeyim evde kavga ettiler. Babam ‘bu evin reisi benim, koşacak’ dedi, konu kapandı'' diyor. Diğer evlerde de aynı şeyler yaşanıyor hemen hemen. Ve kahvehanelerde demli tiryaki çayları içilirken, “Olur mu canım?'' dudak bükmeleri altında başlıyor çalışmalar.
      Koşuyorlar. Durmadan koşuyorlar. Antrenör Batmaz, “Karım kahvaltı hazırlıyordu bana. ‘Çocuklarım aç geliyor, onlara da hazırla’ diyordum. Onlar açken ben nasıl rahat ederim'' diyerek anlatıyor o günleri. Takımdaki çocukların en büyük sıkıntısı karın ağrısı. Hocaları, bunun sobalı evde yatmalarından kaynaklandığına inanıyor. “Soba söndükten sonra evleri çok soğuk oluyor, soğuktan kasları geriliyor'' diye açıklıyor Batmaz. Karın ağrısı açlıkla birleşince, o gün antrenmanı kaçırıyorlar. Takıma en son katılan Çiçek Aslan yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Bazen yatağa yattığımda dua ediyorum. Allah’ım karnım ağrımasın, yarın antrenmanı kaçırmayayım.''
     
     “Hocam bizi affet''

      Günde 10 kilometre koştular. Onlar koşup madalyalar gelmeye başlayınca, bükülen dudaklar da yerini, “Ne oluyor burada?'' bakışlarına bırakmaya başlıyor. Çocukların yaşlı başlı babaları gizlice antrenmanlara geliyor. İzzet Batmaz Doğu’nun bu ücra köşesinde kız çocuğuna ailesinin destek vermesinin ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Aileler ekmek peşine düşmüşken, gelip “Hocam kızım nasıl, gelişme var mı'' diye sormaya başlıyor. Ailelerin kızları hakkında duydukları endişe, yerini umuda bırakıyor. Batmaz’a gelip teşekkür ediyor aileler. “Çiçek’in ağabeyi geldi bir gün. Hocam bizi affet, bazı konularda biz geri kalmışız, sizin nasihatleriniz toparladı bizi'' dedi. İzzet Batmaz bu gelişmeyi yaşadığı için çok mutlu.
      Çocukların aileleriyle konuşmak ve yaşadıkları yerleri görmek için kalkıyoruz. Çiğdemlerin evindeyiz. Tek göz bir oda. Sobanın hemen yanında hasta ablası yatıyor. “Ne zamandır böyle'' diyor annesi Naciye. Gurbette olan babanın yokluğunda evin reisi ağabey Hakan. O da işsiz. “Kardeşim kendini kurtarsın, biz zaten bitmişiz'' diyor onun başarısından bahsederken. Çiğdem’e hiç oyuncak bir bebeği olup olmadığını soruyoruz. “Bebeğim olmadı hiç'' yanıtını veriyor. Sonra Yüksel’in, Zeynep’in, Ceylan’ın ve Çiçek’in evleri... Teker teker anlatmak anlamsız aslında, hepsi birbirinin kopyası yaşamlar.
      Batmaz, sporun etkisini şöyle özetliyor: “Benim çocuğum çatal bıçak kullanmazken, kamplara gittiğimizde çatal bıçak kullandığını görüyorum. Biz sadece sportif yönden değil, yaşam tarzını; nasıl oturulur, konuşulur, saygı sevgi nedir öğretiyoruz.''
     
     Çiğdem Acar (13)

      Ailesiyle birlikte Erciş’e 10 yıl önce gelen Çiğdem’in yedi kardeşi var. Babası güneyde inşaat işçiliği yaptığı için koştuğunu hiç görmemiş. “Şampiyon olduğumuzu ve Başbakan’ın yanına gittiğimizi söyledim telefonda. Bana seninle gurur duyuyorum dedi.'' Çiğdem kızların içinde takıya en meraklı olanı. “Beni erkek sanıyorlar. Bazen, ‘Hiç erkeğe küpe takmak yakışıyor mu?’ diyorlar. Ama ben saçlarımın böyle olmasından memnunum.'' Onun için spor, kurduğu hayallerini gerçekleştirme aracı. “Eğer sporcu olmasaydım, beni okutmazlardı. Mesela arabaları merak ederdim. Hiç binmemiştim. Şimdi uçağa bile bindim.''
     
     Zeynep Yok (13)

      Yedi kardeşli Zeynep’in babası, koşması için başta itiraz etse de fazla zorluk çıkarmamış. Hatta antrenmanları kenardan izleyip çocuğunun durumu hakkında bilgiler alıyor. Baba Yılmaz’a ilk başta “hayır'' dedirten, çevreden gelen tepkiler değişmiş. “Süreyya Ayhan’ı hiç bilmiyordum'' diyor Zeynep. “Hocamız bize onunla ilgili kitaplar getirdi. Bir gün biz de onun gibi oluruz belki.''
     
     Çiçek Aslan (11)

      On bir kardeşi var. Başbakan, “Çok güzel gülüyorsun'' demiş. Takıma sonradan katılmış. Yarışlardan 10-15 gün önce küçük ağabeyi şehit olmuş. Ondan bahsetmeye başlayınca sürekli gülen yüzü donuklaşıyor, gözleri dalıyor. “Onun için koştum'' diyor ve ekliyor: “Evdekilere gittiğim yerleri anlatıyorum, Annem, ‘Çok şanslısın. Biz Başbakan’ı hiç göremeyeceğiz, ama sen gördün’ dedi. Öptü beni. Diğer kardeşlerimle birlikte yatağa girdiğimde hayal kuruyorum. Öyle başarılı olmuşum ki, Erciş sokağa dökülmüş, davul zurna ile karşılıyorlar. Ne güzel olurdu.'' Gülüyor.
     
     Yüksel Yıldız (14)

      Yedi kardeşler. Sınır köyünden gelmişler. Babası başta karşı çıksa da bir gün hocaya, “Eğer bugün çocuğum spor yapmasaydı, çocuğumu dağa çıkması için kandırırlardı'' demiş. Zeynep koşmaktan keyif aldığını söylüyor. Saçlarıyla ilgili hikâyesini anlatırken gülüyor: “Ankara’dan Başbakan’ın yanından dönüyoruz. Otobüsümüz ihtiyaç molası verdi. İndim, doğruca tuvalete gittim. Bayanlar kısmının kapısında iki kadın dikildi karşıma. Onları zor ikna ettim erkek olmadığıma.''
     
      Zeynep Ceylan Sadık (12)

      Yedi kardeşler. Babası “İzin vermezdim aslında'' diyor. Ama güvenmiş büyüklere. Ve bıkmış sefaletten. Çok inatçı olduğundan, kızlar aralarında ona “Keçi'' lakabıyla sesleniyor. Arkadaşları gibi o da beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor.
     
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:53

İLGİLİ HABERLER