Gündem
  • 31.3.2006 04:22

ERTUĞRUL ÖZKÖK ADINI KOYDU: 'AZINLIK ŞIMARIKLIĞI!..'

ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:  

Bunun adı ’azınlık şımarıklığı’


GEÇEN bayramın birinci günü uçakla Paris’ten dönüyorum.Business Class’ta sadece ben, eşim ve Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir var.

Yolculuk sırasında bir saate yakın sohbet ettik.

Güneydoğu’da gerginliğin azaltılması için neler yapılabileceğini tartıştık.

Dağdakiler için mutlaka bir af çıkarılması gerektiğini söylüyordu.

O gün bana ilginç bir şeyi açıkladı.


* * *

Baydemir, Başbakan’ın "Kürt sorunu vardır" açıklamasından sonra PKK’nın dağdaki elebaşısı Murat Karayılan’la görüşmüş.

Karayılan, af çıkarıldığı takdirde dağdan ineceklerini söylemiş.

Hatta çok düşündürücü bir detay bile vermiş:

"Af çıktığı takdirde biz de, İzmir ve İstanbul’da depolanan patlayıcıların yerini, Güneydoğu’ya yerleştirilmiş mayınların haritasını veririz" demiş.

Bu sözlerden şunu çıkarmıştım.

Demek ki, öteki şehirlerde patlayan bombalar PKK’nın denetimi dışında değilmiş.

Baydemir samimi izlenimi veren bir ifade ile konuşuyordu.

Ben de ona, DEHAP’lı belediye başkanlarının son zamanlarda iyi sınav vermediğini, tahrik edici bir tavır içinde olduklarını söyledim.

Ayrıca samimilerse, Türkiye’nin büyük çoğunluğunun hassasiyetlerini dikkate almalarını, onların çok önem verdiği sembolleri zedelemekten kaçınmaları gerektiğini de söyledim.

* * *

Son günlerde bölgede meydana gelen olaylara, belediye başkanlarının demeçlerine baktığım zaman, kendi kendime şunu soruyorum.

Acaba Baydemir o gün samimi değil miydi?

Orada başka, bana başka mı konuşuyordu?

Yoksa olaylar artık onu da mı aştı?

Türkiye’de Kürt sorununa mümkün olan en insani açıdan bakan insanlar bile son günlerde büyük bir düş kırıklığı yaşıyor.

Ben artık bu davranışların, "Kürtlerin hakları" gibi haklı bir zeminden çıkıp, akılsızca bir "azınlık şımarıklığı" haline dönüştüğünü düşünüyorum.

Hiç çekinmeden de adını aynen böyle koyuyorum:

"Azınlık şımarıklığı..."

* * *

Şımarıklık, cezası şu veya bu şekilde, ama mutlaka verilen bir insan zaafıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin aklı başında Kürt vatandaşlarının, bu şımarık azınlığın yol açtığı ve açacağı sorunları çok iyi gördüğüne inanıyorum.

Şımarık azınlıklar, günlük isyanlarının kalıcı bir sonuç alacağını düşünürler.

Oysa dünyanın bu bölgesinde, şu anki konjonktürün, sadece ve sadece Amerika’nın buradaki varlığı ile korunabilen geçici bir denge olduğunu düşünmezler.

Yarın bir gün ABD, Vietnam’dan çekildiği gibi Irak’tan da çekildiğinde, buralarda eski çoğunlukların öfkeleriyle baş başa kalacağını hiç düşünmez.

Şımarık azınlık, yarın İran’la, Suriye ve Irak’ın Araplarıyla baş başa kaldığında, sığınacağı tek koruyucunun yine Türkiye olacağını aklının ucundan bile geçirmez.

* * *

Hadi sokaktaki o işsiz güçsüz genç bunları düşünmez.

Peki lüks odasında maroken koltuklar üzerinde poz veren Diyarbakır Belediye Başkanı’ndan daha farklı davranması beklenmez mi?

Başka türlü davransa, hem o şımarık azınlık için, hem de Diyarbakır’ın sessiz sakin insanları için çok daha yararlı sonuçlar alınabileceğini hiç mi düşünmez?

Ama dünya konjonktürü böyle.

Çoğunlukların huzurlu bir hayat hakkını bir saniye bile düşünmeyen güya "sivil toplum örgütleri" o aktif azınlıkları şımarta şımarta bugüne getirmiştir.

"Şımarık azınlıklar" artık günümüz toplumlarının ortak belasıdır.

Hayatın her alanındaki şımarıklıklar, inşallah bütün dünyada otoriter, hatta totaliter duyguları körüklemez...
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:41

İLGİLİ HABERLER