Medya
  • 10.12.2003 16:30

FEHMİ KORU, BEKİR COŞKUN'U ÇOK KÖTÜ YAKALADI...

FEHMİ KORU/ YENİ ŞAFAK YUFKA YÜREKLİ BİR YAZAR Bazı yazarlar, Ak Parti hükümeti kurduktan sonra, sanki doğuştan muhalif gibi bir konuma kendilerini oturttular. Geçmişteki politikacıları şu günlerde hiç de olumlu biçimde yâd etmediklerinden, siyaseti belirleyenler hakkında şimdilerde yazdıkları da aynı fasileden sayılıyor. Ne zaman, biri, ''Bu kadar da olmaz, buna eleştiri denir mi?'' diyecek olsa, ''Eh, o öyledir, herkes hakkında acımasız davranır'' deniyor... Bu tür yazarlardan biri Hürriyet'ten Bekir Coşkun... Tanımayan, geçmişteki yazılarını unutan, onu çok insafsız ve acımasız bir yazar sanabilir... Benim ise, çevre duyarlılığı, kedi-köpek sevgisi müseccel Bekir Coşkun'un hakkının yenmesine tahammülüm yok. Yanlış izlenimi düzeltmeyi görev biliyorum. Önceki gün çıkan ''Mucizeler...'' başlıklı yazısını okuyanların ''Ne kadar da insafsız'' dediklerini tahmin edebiliyorum. Okuyalım: ''Dün baktım bir mucize daha: / Başbakan Tayyip Erdoğan, Atatürk Araştırma Enstitüsü'nün düzenlediği '5'inci Uluslararası Atatürk Kongresi'nde Atatürkçü olmuş ve onun adına konuşuyor: / '... Bizim AB hedefimiz Atatürk'ün muasır medeniyet projesinin devamıdır...' / İsa'nın icra dairesine çıkagelme olasılığı, ya da 72 yaşındaki dayının hamile kalma ihtimali kadar olmasa bile, bu da az-maz sayılmaz... / 'Olmaz' diye bir şey yok. / Bu ülke mucizeler ülkesidir.'' Siz öfkelenene durun, ben Hürriyet yazarının geçmişte siyasilere karşı ne kadar yufka yürekli olduğunu hatırladım. Ne kadar olumlu, uyumlu, huzur dolu, övücü olabildiğini ispatlayan yazılar... Türkiye Büyük Millet Meclisi, bazı eski dönem politikacılarına Yüce Divan yolunu açacak süreci başlattı. Haklarında 'yolsuzluk' iddiaları olan politikacılar bunlar... Aralarında başbakanlık koltuğunda birkaç kez oturmuş biri de var: Mesut Yılmaz... Mesut Bey, anlaşıldığına göre, Meclis'e gelip iddialara cevap vermeyecek... Bekir Coşkun'un hakkında yazılar yazdığı politikacılardan biriydi geçmişte Mesut Yılmaz... Biraz uzunca bir alıntı olacak, ama Hürriyet yazarının her zaman acımasız ve insafsız biri olduğu yanlış izlenimini sileceği için okumaya katlanmak zorundasınız 10 Ocak 1998 tarihinde Hürriyet'te yayımlanmış ''Ulusal temizlik...'' başlıklı yazıyı: ''Aferin Mesut Yılmaz'a... / Belki de Türkiye özlediği, aradığı bir ilkeli davranışı ilk kez karşısında görüyor... / Başbakan 'Savcılık isterse, Kalemli'nin dokunulmazlığını kaldırırız' dedi... / Benim hatırladığım ilk kez bir başbakan, hakkında iddialar olan, üstelik en çok sevdiği ve kendisine yakın bir milletvekili için 'Dokunulmazlığını kaldırırız...' diyebiliyor... / Acaba bu gelişme; temiz siyasete susamış toplumumuz için bir umut ışığı olabilir mi?.. ''Bu ülke ne zamandır bir lider görmedi... / İlkeleri olan, dürüst, maskesiz, ak, temiz... / Gerçi her liderin kimi meziyetleri vardı... Ve bu meziyetleri toplasanız ancak bir adam ediyordu... / Ama dört dörtlük bir lider?.. / Bence Mesut Yılmaz çok ekonomiden-mekonomiden anlamıyor... Partisindeki mollalar ve milliyetçiler (!) daha çağdaş-demokrat bir yönetim kurulmasına da engel... / Ama toplumun en çok özlediği, en çok aradığı, en çok gerek duyduğu 'Temiz yönetim-temiz siyaset' için önünde hiç de engel yok... / Belki de arkadaşı Kalemli'nin turuncu koltuk skandalı, kaderin Mesut Yılmaz'a sunduğu bir altın fırsattır... / Bir ilk adım olanağı... ''Kirliliğin bu kez Meclis'ten fışkırması, yolsuzluk sadece Meclis'te olduğu için değil... / Öbür yüzlerce kuruma kimse eğilip bakmadığı için... / Yoksa Türkiye'nin her yanı turuncu koltuklarla dolu... Bakanlıklardan KİT'lere... Kamu kurumlarından belediyelere... Devletin tepesinden en küçük ilçeye kadar... ''Her yer batak... / Her yer pislik dolu... / Kaç gündür masalarımızdaki telefonlar dinmek bilmiyor... Umut bağladığı Meclis'inin dahi ne halde olduğunu gören içi yanmış okurlarımızdan telefonda ağlayanlar var... / Güçsüz, kimsesiz, ezilmiş, tükenmiş insanlar... ''Mesut Yılmaz bu ulusun kaderinde iz bırakmak istiyorsa... / İşte fırsat... / Bir 'ulusal temizlik' operasyonu başlatabilir... / Başlayacağı yer kabak gibi önünde duruyor: / Önce devletten...'' Nasıl buldunuz? Şimdilerde alıştırdığı türden acımasız ve insafsız bir yazı sayılmaz herhalde. ''Bu ülke ne zamandır bir lider görmedi; ilkeleri olan, dürüst, maskesiz, ak, temiz, dört dörtlük bir lider'' diyor Mesut Yılmaz'la ilgili güzellemesinde. Bu yolda adımlar atmasını Yılmaz'dan bekliyor Bekir Coşkun. Hürriyet'in Mesut Yılmaz'la olağanüstü yakın olduğu döneme ait bu yazıyı arşivimde buldum; Bekir Coşkun'un Mesut Yılmaz'a coşkuyla yaklaştığı önemli bir yazı bu. Oysa, Mesut Bey, o günlerdeki ilişkileri ve icraatları sebebiyle bugünkü Meclis tarafından Yüce Divan önüne gönderilebilecek... Bence bu da bir 'mucize'... Yazılarında siyasetçileri yerden yere vuran bugünün Bekir Coşkun'unun 1998'de bu yazıyı kaleme almış olabilmesi yani... Ya da, Bekir Coşkun'un coşkuyla övdüğü Mesut Yılmaz'ın, o övgü dolu satırların yazıldığı dönemlerde yaptığı icraatlarının Yüce Divanlık olması... O gün o övgüleri yazan yazarın bugün de yazı hayatına devam edebilmesi... Böylesine yüreği sevgi dolu birinin acımasız ve insafsız sanılması... Türkiye gerçekten bir 'mucizeler ülkesi'... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:13

İLGİLİ HABERLER