Gündem
  • 12.12.2004 14:50

"FENER RUM PATRİĞİNİN HEDEFİ, ANADOLU TOPRAKLARI"

GÖKHAN AYAR
KOCAELİ -
Türk Ocakları İzmit Şubesi tarafından düzenlenen ve Sabancı Kültür Merkezi'nde dün akşam gerçekleştirilen "Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri" konulu toplantıya Türk Ortodoks Patriği Basın Sözcüsü Erenerol konuşmacı olarak katıldı. Türkiye üzerinde 1960 yılından beri uygulanan misyonerlik faaliyetlerinin üç ana başlıkta toplandığını söyleyen Basın Sözcüsü Erenerol, "İstiklal Savaşı sonrasında ülkeden kovulan misyonerler, ülkemizde Dinlerarası Diyalog, Fener Rum Patrikliği ve Ekümenik, son olarak da Protestanlar olarak faaliyetlerde bulunuyorlar. Vatikan iki ya da üç defa Anadolu'daki kiliselerin ibadete açılması yönünde çağrıda bulundu. Ancak Dışişleri Bakanlığı her seferinde olumsuz cevap verdi. Vatikan'ın ortaya attığı dinlerarası diyalog, ülkemizde özellikle bir cemaat lideri tarafından ön planda tutuluyor. Hatta bu cemaat lideri o kadar ilerideki, Papa'ya Vatikan'da mektup sunuyor. Yine aynı cemaat önderliğinde Urfa'da Hz. İbrahim toplantıları düzenliyor. Üç dine mensup insanlara 'Hz. İbrahim'in etrafında buluşalım' deniyor. Niçin Hz. Adem değil de Hz. İbrahim? Bunları iyi düşünmek lazım" dedi.
Erenerol, Fener Rum Patriği'nin 1993 yılından beri uluslararası toplantılarda Ekümenlik sıfatıyla imza attığını da söyleyerek, "20. yüzyılın başlarında bütün dünyada başlatılan kiliseler birliği programı vardı. Buna evrensel olarak ekümenik hareketi denmektedir. Burada amaç bütün dünya gençliğini kendilerine çekmektir. Fener Rum Patrikhanesi de bu birliğin Ortodoks ayağını oluşturmaktadır. Patrikhanenin hedefi birebir misyonerlik değildir. Amaçları, Anadolu topraklarını tekrar ellerine geçirerek buralara geri gelmektir. Türkiye'nin AB üyeliği gerçekleştiği takdirde, Anadolu'da varolmuş Hıristiyanlar da, topluluklarının yaşadıkları yerlere yerleştirileceklerini ummaktadır. Bu gerçekleşirse, o zaman patrikhane oradaki kiliseleri yeniden hizmete açmayı amaçlıyor. AB üyeliği ile birlikte eski haklarının geri verileceğini düşünüyorlar ve bu yüzden her ortamda da Türkiye'nin AB üyeliğini destekler gözükmekteler. Oysaki amaçları başka. Türkiye Cumhuriyeti, İstiklal Savaşı'nı vererek kurulmuştur. Biz bu savaşı, bunları Anadolu topraklarından kovmak için verdik. Bugün birileri yalvar yakar onları tekrar Anadolu topraklarına davet etmekte, bir takım yıkık dökük kilise ve benzeri mekanları 'gelin burada ayin yapın' diyerek davetiye çıkarmakta. Bir Allah'ın kulu da çıkıp bunlara 'siz ne yapıyorsunuz?' diye sormuyor. Tabi Rum papaz yapar da Ermeni geri kalır mı? O da onun peşinden Anadolu'da her bölgede kendi kiliselerinde ayin yapmakta. Buraları Hıristiyan toprakları demek için çalışma yapmaktadır. Onlar bu çalışmaları yaparken, siyasiler onlara körük tutuyor. İki üç sene önce inanç turizmi adı altında Anadolu'ya akın akın gelen misyonerlere her türlü melaneti yapmalarını sağladılar. Anadolu'da 3 bin kilise var. Kilise dendiği zaman bu sadece mabetle sınırlı kalmaz, bunların malları mülkleri vardır. '3 bin kilisenin yerleri belirlendi, biz bunları istiyoruz' demeyeceklerini kim garanti eder? AB ile yapılan anlaşmalarda bunların hepsi tek tek yazıldı çizildi. Yarın öbür gün buraları istemeyeceklerini kimse garanti edemez. 3 bin kilise demek Anadolu'nun tamamı demektir. Hala birileri 'benim kentimde bir kilise var, gelin restore edin. İnanç turizmine açalım' diyerek Fener Rum Patriği'nden yardım istemekte. Bizi yönetenler bu şuursuzlukta devam ederse, birileri Anadolu'ya yerleşir ve biz tekrar bir istiklal savaşı yapma mecburiyetinde kalabiliriz" şeklinde konuştu.
Erenerol, misyonerlerin fakir gençleri kandırarak Hıristiyanlaştırdıklarını da dile getirerek, dikkatli olunması uyarısında bulundu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:26

İLGİLİ HABERLER