FETÖ'cülerin Alevilere saldırısı öfkeye neden oldu
Firari FETÖ’cü Tuncay Opçin’in hedefinde dün Yarbay Ali Tatar vardı. “Alevi olmasaydı, intiharı bu kadar gündemde kalır mıydı?” diyordu. Abi Ahmet Tatar öfkeliydi, “Midem bulanarak okudum. Kanlarına virüs bulaşmış. Bu ülkeyi inançlar üzerinden bölüp parçalamak istediklerini bir kez daha itiraf etmişler” dedi...
Silah sesi adeta bir çığlığı andırıyordu. 19 Aralık 2009 sabahı Beylerbeyi’ndeki bir askeri lojmandan geliyordu o ses. Yarbay Ali Tatar’ın cansız bedeni... Gözü yaşlı bir eş, evlat, şaşkın, öfkeli avukatı, merkez komutanlığından bir kaç subay şahitlik etmişti o feryada. Kokusunun bile üzerinde olduğu son mektubu eşi Nilüfer Tatar’ın eline tutuşturulmuştu: “Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez. Bu şekilde giderseniz ne yönetecek bir ordu ne yaşayacak Cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız. Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için son veriyorum.”
SON ÇIĞLIK...
Son sözleri bunlar oldu... ‘Amirallere suikast’ adı verilen kumpas soruşturmasının şüphelilerindendi. 7 Aralık 2009’da tutuklandı, 16 Aralık 2009’da serbest bırakıldı. FETÖ’cü savcı Süleyman Pehlivan tahliyeye itiraz etti, 18 Aralık 2009’da oy çokluğu ile İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi tutuklama kararı verdi. İşlemediği bir suçun günahını, bedelini ödemek ağırdı. Yarbay Ali Tatar’ın trajik hikâyesi FETÖ’nün zulmünün de vesikasıydı. Savcı Süleyman Pehlivan 3 Ağustos 2016’da İzmir’de yakalandığında bu haberi Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar ilk kez benden duydu. “Adil yargılansınlar, bizlere yaptıkları gibi adice yargılanmasınlar” dedi. Adalet, bu ülkeye ekmek kadar su kadar gerekliydi. Onların hukuksuzlukları bu ülkeye yerleşmemeliydi. Bunları söylüyordu.
‘ÜLKEYİ BÖLMEK İSTİYORLAR’
Dün FETÖ firarisi Tuncay Opçin’in hedefinde ise Yarbay Ali Tatar vardı. Sosyal medyadaki hesabından şunları paylaştı: “Ali Tatar Alevi olmasaydı, intiharı bu kadar gündemde kalır mıydı? Tatar’dan iki ay sonra YAŞ’ta amirallik sırasındaki, Kurmay Albay Berk Erden intihar etti. Peki, Erden niye gündeme getirilmiyor? Çünkü, istismar edebilecekleri bir kimliği, kışkırtılacak kitlesi yok.” Tuncay Opçin’in bu yazdıklarının ardından Ahmet Tatar’ı aradım. Tuncay Opçin’in yazdıklarını henüz okumuştu: “Sabah güne çok iyi başlamıştım. Ancak bu alçakların yazdığını okuyunca canım çok sıkıldı” oldu ilk cümlesi. “FETÖ’cüler yine FETÖ’cülüklerini yaptılar, doğaları gibi davrandılar” dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar hep bu ülkeyi bölüp, parçalamak istediler. Bunu da inançlar üzerinden yapmaya çalıştılar. Tuncay Opçin denen FETÖ’cünün yaptığı yine aynı şey. Aslında bir nevi itiraf. Anadolu coğrafyası içinde çok çeşitli insan barındırır. Zaman zaman bu insanlar birbirleri ile çatışır, kavga da eder. Ancak bu insanlar barışmasını da bilirler. Kavgalarını da, barışmalarını da soylu bir şekilde gerçekleştirirler. Fakat bu FETÖ’cülerin kanına başka bir virüs bulaşmış. O virüs, doğalarını kumpasa, tuzağa, yalana dönüştürmüş.”
‘ONLARIN KİNİ, BİZİM SEVGİMİZİ BİTİREMEZ’
Tuncay Opçin’in yazdıklarının kardeşi Ali Tatar üzerinden hedef seçilmiş bir bölücülük faaliyeti olduğunun altını çizen Ahmet Tatar, “Bunların bitmez tükenmez bir nefreti var. Bunu da en kolay inanç üzerinden kusuyorlar. Ancak bizim yüreğimiz, onların kinlerini tutamayacak kadar sevgi dolu. Dileğim, adaletin tecelli etmesi, suçlarının cezalarını çekmeleri, en önemlisi ise adil şekilde yargılanmaları” dedi.
Güncellenme Tarihi : 2.6.2021 10:08