FRANSA BASININDA TÜRKİYE...
TANSU SARITAYLIPARİS - 17 Aralık Zirvesine bir hafta kala Le Monde Gazetesi'ne demeç veren Başbakan Erdoğan, "İmtiyazlı ortaklığı kabul etmemiz söz konusu dahi olamaz. Yolun ortasında oyunun kuralları değiştirilmez" şeklinde kararlı açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin kendisinden istenilen şartları yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Avrupa Birliği bir 'Hıristiyan Kulübü' değilse Türk halkının Müslüman oluşu sorun oluşturmamalıdır" dedi. Le Monde Ankara'nın, üyelik müzakereleri için kesin tarih istediğini belirtti.
Le Monde'ın, "17 Aralık'taki AB Konseyi'nden ne bekliyorsunuz?" şeklindeki sorusunu Erdoğan, "Devlet ve hükümet başkanlarının, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin başlangıcı için bir tarih belirlemelerini istiyoruz. Bu tarihi belirleme işini başka bir randevuya bırakmalarını kabul edemeyiz. Çünkü bu, 2002'de verilen sözün tutulmadığı anlamına gelir. O dönemde Kopenhag'da toplanan AB Konseyi, Türkiye'nin kendisinden talep edilen siyasi kriterleri Aralık 2004'te kadar yerine getirmesi halinde, AB'nin Türkiye ile üyelik müzakerelerine 'zaman kaybedilmeksizin' başlayacağını söyledi" şeklinde cevapladı.
Müzakerelerin üyelikten başka bir koşulla sonuçlanmasının Türkiye açısından kabul edilmez olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 17 Aralık'ta açık ve belli bir formül beklediklerini söyledi.
Le Monde'un, Fransa ve Avusturya gibi bazı AB ülkelerinin 'imtiyazlı ortaklık' ile tam üyelik arasında, Türkiye için 'üçüncü bir yol' planladıklarına dair iddialarını cevaplayan Erdoğan, "Bu formül AB'nin 25 üye devleti için ve özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında AB'ye katılan 10 üye için hiçbir zaman düşünülmedi. Böyle bir formül yoktur" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Yolun ortasında oyunun kuralları değiştirilmez. 1999'da Helsinki AB Konseyi, Türkiye'nin 'imtiyazlı ortaklığa' değil üyeliğe aday olduğunu kabul etti. Bizden yerine getirmemiz talep edilen şartlar açıktır. Bu şartlar zirveler sırasında dile getirildi. Beyaz üzerine siyahla yazıldı. Kopenhag siyasi kriterleri söz konudur. Biz bunları yerine getiriyoruz. Dolayısıyla başka şartlar istemiyoruz" dedi.
Müzakere sürecinde Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıması ile ilgili soruları cevaplayan Erdoğan, "Annan planının kabul edilmesi ve Kıbrıs'a barış çözümü bulunması için elimizden geleni yapmışken bu sorunun bize yöneltilmesini haksızlık olarak görüyoruz. Bu plan 24 Nisan'da referanduma sunulduğu zaman Türk halkının yüzde 65'i "evet" diyerek onaylarken, Rum kesimi yüzde 75 oy oranıyla reddetti. AB'nin, 1 Mayıs'ta Kıbrıs'ın üyeliğini kabul ederek hata yaptığını düşünüyoruz. AB ile hiçbir alakası olmayan Kıbrıs'ın tanınmasını bizden talep edebilecek tek örgüt, Birleşmiş Milletler'dir. 17 Aralık'a kadar bu konuda konuşmak istemiyoruz. Kıbrıs sorunu 17 Aralık'taki AB Konseyi'nden sonra ele alınacaktır, o tarihten önce değil" dedi.
Başbakan Erdoğan, çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'nin NATO, OECD, AGİK gibi uluslararası örgütlere üye olduğunu belirterek, din konusunda hiç bir zaman sorun yaşanmadığını söyledi.
Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine saygı duyduğunu vurgulayan Erdoğan, AB kamuoyunun bir kısmının Türkiye'yi tanımadığını ve bazı terörist örgütlerin Türkiye'de halen sistematik işkence olduğu şeklinde iddialarda bulunduklarını açıkladı.
Le Monde'ın, "Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinden önce referanduma gidilmesi tavsiye hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusunu Erdoğan, "Jacques Chirac, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve ben (Ekim sonunda) Berlin'de bir araya geldiğimiz zaman, bu konuyu basın aracılığıyla konuşmama kararı aldık. Çok fazla virüs dolaşıyor, bilgisayarlar güvenilir değil" şeklinde cevapladı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:25