"Gazze’ye gitmek istiyorum ama eşim izin vermiyor”
MEHMET ALTUNIŞIK
İSTANBUL (İHA) - Suriye’deki iç savaşı görüntülemek üzere El Hurra televizyonu adına ülkeye giden ancak Halep bölgesinde çatışmanın ortasında kalarak Esad birliklerinin eline düşen Türk gazeteci Cüneyt Ünal, 90 gün süren esaretinin ardından geçtiğimiz gün serbest bırakılmıştı. Serbest kalmasının ardından basının karşısına çıkan Ünal, yaşadıklarını anlattı. Basın toplantısına eşi ve küçük kızı ile katılan Ünal, zaman zaman duygusal anlar yaşarken göz yaşlarına hakim olmadı.
Halep’te çekim yaptıkları sırada çatışmanın çıktığı bu sırada kenarda bekleyen bir muhalif askerin muhabir Başhar Fahmi Kaddumi’yi vurduğunu belirten Ünal, Başhar vurulunca onu binaya götürdüm. Yarası ağırdı. Ancak Başhar kendindeydi. Boynumdaki fuları aldım yarasının üzerine bastırdım. Yardım almak için tekrar dışarıya çıktım. Bu sırada nizami ordu askerleri bölgeye ilerliyordu. Ortalık bir anda yeniden kalabalıklaştı. Bu sırada sivil giyinimli biri elimdeki kameraları aldı. Daha sonra askerler geldi. Beni alıp karakola götürmek istediler. Bu sırada Türk olduğum için halk beni tartaklamaya başladı’’ dedi.
Önce askeri hapishaneye götürüldüğünü belirten Ünal, “Burada beni sorguladılar. Önüme fotoğraflar koydular. Sorgu sırasında tartaklamalar oldu. 90 gün boyunca küçük bir hücrede tuttular. Birkaç kez sorguladılar. Daha sonra öylece bıraktılar. Ben sürekli konuşmaya çalıştım. Akıbetimin ne olacağını öğrenmeye çalıştım ancak sonuç alamadım” diye konuştu.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ünal, Başhar’ı vuranların muhalifler olduğundan emin olduğunu söyledi. 'Tekrar Suriye’ye gitmek ister misin?' sorusuna, "Ben şu anda Gazze’ye gitmek istiyorum ama eşim izin vermiyor” dedi.
Son olarak serbest bırakılması için çaba harcayan herkese teşekkür eden Ünal, “CHP heyetini karşımda gördüğümde çok sevindim. İnanılmaz mutlu oldum. Özgür kalmak çok güzel. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Umarım Başhar da bir an önce döner ve yeniden omuz omuza çalışmaya devam ederiz’’ diye konuştu.