Gündem
  • 27.11.2013 02:29

Gensoru önergesi kabul edilmedi

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin kendisi hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde Hükümet adına konuşan Kılıç, dopingin; sporcuların performansını artırma, müsabakaya yönelik antrenmanların sayısını artırma, ödül veya başka nedenlerle kısa yoldan başarı elde etme arzusu, eğitimsizlik ve cehalet, kulüp, federasyon ve antrenörlerin üzerine düşeni yapmada devam eden isteksizlikleri, antrenörlerin sporcu üzerinden kazanç elde etme arzusu, tedavi amaçlı kullanılan bir takım ilaçların aynı zamanda yasaklı listede bulunan etken maddeleri içermesi nedenleriyle kullanıldığını söyledi.
"Sporcularda doping sonrasında ortaya çıkan öylesine büyük yan etkiler var ki aslında doping yapmanın makul gözüken bütün etkenleri ortadan kaldırmaya yetecek düzeyde...Bir teki bile doping yapmayla alakalı motivasyonun bütün unsurlarını ortadan kaldırmaya yetecek düzeydedir" diyen Kılıç,  doping kullanımının sağlıkta önemli sorunlara hatta ölüme yol açtığına dikkati çekti. Kılıç, ölümlerin pek çoğunun dopinge bağlı ölüm olarak geçmediğini, sıradan kalp kiriz gibi yansıtıldığını belirtti.
Kılıç, şöyle devam etti:
"Doping konusu ele alınış biçimi itibarıyla sanki sadece Türkiye ve Türk sporunun meselesiymiş gibi yansıtılıyor. Oysa doping bugün bütün dünya sporunun, bütün olimpik branşların ve bütün iddialı ülkelerin en büyük baş belası durumunda. Daha yeni IOC Başkanlığı'na seçilen Alman Olimpiyat Komitesi Üyesi ve yeni Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach'ın ifade ettiği bir cümle var; 'dopingle mücadeleyi terörle mücadele ciddiyetiyle ele almak zorundayız. Dopingle mücadeleye terörle mücadeleye benzer ölçekte kaynaklar ayırmak durumundayız. Dopingle mücadele bir yerde başlanır, bırakılırsa mücadelede başarıya ulaşmak mümkün değil.' IOC ve WADA'nın yaklaşımı bu...Bugün ülkemizde Türk spor yönetiminin de  yaklaşımı bundan kesinlikle farklı değil. Doping sadece bizi etkileyen, bizi olumsuz yönde imaj kaybına maruz bırakan bir konu değil. Bugün Jamaika'nın yaşadığı sorunlar, sporla ilgilenen herkesin malumu..."
Numune 10 yıl saklanacak
Kılıç, dünyada doping yapan bazı ünlü sporculardan örnekler vererek,  şunları kaydetti:
"2013 yılı sonu verileri henüz elimizde değil. 2012 yılında ABD'de yapılan toplam 8 bin 490 kontrolden  374 doping ihlali var. Oran 4,41...2012 yılında ülkemizde yapılan toplam 2233 kontrolde 30 ihlal var,  oran 1,34... 2013 yılında bugün itibarıyla yapılan 2291 kontrolde dopingli sporcu oranı 6,28. Burada üzerinde durmamız gereken konu şudur; Türkiye'de 2013 yılında numuneye oranla dopingli sporcu sayısı, yine Türkiye'de 2012 yılında alınan numune sayısına oranla dopingli sporcu sayısı...Oransal kıyaslamalar önemli bir veridir. 2012 yılında Türkiye'deki oran 1, 34. 2013 yılında  6,28. Bu grafiğe bakarak Türkiye'de doping konusunda patlama var diyemeyiz. Ama bu grafiğe bakarak Türkiye'de spor yönetimi,  dopingle mücadele konusunda IOC ve WADA talimatlarına uyma hususunda sağlam ve tartışmaya mahal bırakmayacak bir kararlılık içinde mücadeleye devam etmektedir diyebiliriz. Bu tablo, bu performans bunun göstergesi....
Türkiye'de 2012'den önce alınan numeneler, dopingli sporcu sayısının kıyaslamasına itibar edemiyoruz. Şundan dolayı; numuneleri alan federasyonlar...Numuneler alınmadan önce sporcuların ve kulüplerin numune alınacağından haberi var. Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu yok, 2012 yılında kuruldu. Hacettepe Üniversitesi'ndeki Türkiye Doping Kontrol Merkezi yok. Türkiye Doping Merkezi, geçmiş senelerde lisans iptal edildiğinden dolayı uzun süre numune alamadı, kuruluşunu yeni gerçekleştirdi. Hacettepe Üniversitesi ile birlikte çalışıyoruz. Şu an numunelerini aldı, test denemelerine başladı. Önümüzdeki yıldan itibaren merkez, numunelerin bilimsel ve WADA tarafından onaylı sonuçlarını bize, başka ülkelerin numuneleri konusunda diğer ülkelerin federasyonlarına da verebilecek. Artışın nedeni son bir kaç yılda doping kullanan sporcu sayısının artması değil, habersiz, ani baskınlarla alınan numuneler yoluyla sağlanan, tartışmaya mahal bırakmayacak bir sıkı denetim sürecidir.  Biyolojik  pasaport meselesi, artık IC ve WADA'nın tartıştırmadığı bilimsel bir serüvendir. Bir sporcu 2020 yılında bile olimpiyat madalyası kazanacak olsa veya 2020 yılında bile dünya şampiyonu olacak olsa, 1 Ocak 2015'ten sonra WADA'nın yürürlüğe girecek yeni bir kuralı var; artık numuneleri 8 yıl süreyle değil, 10 yıl süreyle  saklama zorunluluğu getiriyor. 2020 yılında Japonya'da olimpiyat madalyası kazanacak olan bir sporcunun, 2010 yılından itibaren verdiği bütün numunelerin biyolojik pasaport değerlerine ve bedensel etkileşimine bakılacak. Bu çok önemli bir yenilik. Buna göre biz süreci yönetiyoruz. Biz dopingi yönetmiyoruz.  Biz dopingle mücadeleyi yönetiyoruz ve bu bir Hükümet kararlılığıdır. Bunun tek başına bir Bakan tarafından yürütülmesi mümkün değil."
Ödül yönetmeliğinin sporcuları dopinge teşvik ettiğine yönelik iddiaları değerlendiren Kılıç, normalde iyi bir şeyin kötü bir motivasyon yaratmaması gerektiğini belirterek, "Ama madem böyle denildi biz de ödül yönetmeliğini yeniden düzenledik" dedi. Kılıç, bu kapsamda ödüllerin azaltıldığını ifade etti.
Dopingle mücadeleye devam ettiklerini belirten Kılıç, bunda en ufak tereddüdün olmadığını dile getirdi. Bu kapsamda ekibin hummalı, dikkatli, habersiz ancak çok özenli bir biçimde numuneleri ani bir baskınla aldığını ve gereğini hakkıyla yerine getirdiğini belirten Kılıç, şöyle devam etti:
"Bu konuda kalbiniz müsterih olsun. Biz dopingin zehir olduğuna inanıyoruz. Hükümet olarak zehir olduğuna, insan fıtratına aykırı olduğuna, kız ve erkek gençler üzerinde olumsuz bedensel etkileşimlere yol açtığına kaniyiz. Bu mücadeleye devam ediyoruz. Yeni yapılacak düzenlemeler var. Eğer doping çıkarsa sporcunun ödenmemiş ödülleri ödenmeyecek. Federasyon başkanları mesuliyet altına girecek. Sporcusunda doping çıkan antrenörün lisansı iptal edilecek. Ayrıca çok önemli bir şey, federasyonların disiplin kurullarına konu intikal ettiriliyor. Bu konuların hangi sürede neticeye bağlanacağına ilişkin herhangi bir süre kaydı yok. Biz bunu 3 aya indirecek bir düzenlemeyi şimdi getiriyoruz.
AK Parti hükümetinin refleksi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın spora düşkünlüğünün bir neticesi olarak şimdi yeni bazı adımlar atıyoruz. Hacettepe Üniversitesi ile 200 milyon liralık bir yatırımla Beytepe Kampüsü'nde Türkiye Olimpik Sporlar Enstitüsü'nü kuruyoruz. Japonya'da, Almanya'da, Fransa'da var. ABD'de de var. Japonya, ABD, Fransa ve Almanya'dakinden daha daha iyi bir Olimpik Sporlar Enstitüsü'nü Beytepe Kampüsü'nde kuruyoruz. Ayrıca Eryaman'da olimpiyat hazırlık merkezini faaliyete açtık. 200 yataklı oteli, olimpik havuzu, atış poligonları, spor salonları, atletizm pisti, diğer yönetsel ve sağlık birimleriyle birlikte Eryaman olimpiyat merkezi de hizmete girmiş durumdadır."
Suat Kılıç ayrıca, yurt çapında açtıkları olimpik merkezleri anlatarak, Türk sporunu ayağı kaldıracak yeni olimpik vizyonu sistematik hale getireceklerini söyledi.
"12 dev adamı, AK Parti hükümeti döneminde duydu"
Konuşmalarda 12 dev adamın, filenin sultanlarının, potanın perilerinin konu edildiğini belirten Kılıç, "12 dev adamı 12 dev adam olarak kabullendiğimiz dönem, AK Parti hükümetleri dönemidir. Bu ülke 12 dev adamı, AK Parti hükümetleri döneminde duydu. Filenin sultanları, tarihinde ilk defa 2012 Londra Olimpiyatları'na gitti. Burada dünyanın takdirini kazanan bir performans ortaya koydu. Potanın perileri ne oldu? Basketbol bayan takımımız, tarihinde ilk defa olimpiyatlara gitme hakkını kazandı" diye konuştu.
Spor alanında gösterilen başarıyı grafiklerle anlatan Kılıç, son 4 yılda dünya şampiyonalarında alınan madalya sayılarını aktardı. Suat Kılıç, 2009 yılında 210, 2010 yılında 225, 2011 yılında 216, 2012 yılında 268 madalya elde edildiğini belirtti. Kılıç, olimpiyatlarda ise madalya sayısının 2000 yılında Sydney'de 63 madalya, 2004 Atina Olimpiyatları'nda 118 madalya, 2008 yılında Pekin Olimpiyatlarında 161 madalya, 2012 yılında Londra Olimpiyatlarında 268 madalya olduğunu söyledi.
Kılıç, Akdeniz Oyunları'nda 2013 yılındaki madalya sayısının 127'ye ulaştığını, bununla herkesin gurur duyması gerektiğinin altını çizdi.
Kılıç ayrıca, Türk sporunun bir master planının olduğunu bildirdi.
Konuşmaların ardından yapılan oylamada, gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi. TBMM Başkanvekili Meral Akşener, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 09:59

İLGİLİ HABERLER