GÖNÜL YAZAR : YAŞAR ALPTEKİN'LE AŞKIMIZI HİÇ SAKLAMADIK

Ne o sakladı ne ben...Yaşı biraz küçüktü ama o da olgunlaştı. Saygım sonsuzdur’ diyen Yazar, bir gün hacca giderse Alptekin gibi basına demeç vermeyeceğini söylüyor.

Geçen haftalarda hacca gidişiyle çok konuşulan, hatta bizim de röportaj yaptığımız Yaşar Alptekin’le bir dönem büyük aşk yaşadınız, değil mi?

Evet, sekiz ay birlikteliğim oldu. Bütün Türkiye biliyor bunu. Ne o sakladı ne ben sakladım. Benden biraz yaşı küçüktü ama o da olgunlaştı şimdi.

Yaşar Alptekin şimdi hacca gitti. Hayat tarzını değiştirdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizler de Allah’a, peygambere, dinimize bağlıyız ama bizler evimizdeyiz. Kimde para, kimde iman bunları Allah biliyor. Paramız var mı yok mu, simit mi yiyoruz peynirle, ne yapıyorsak Allah’la aramızdadır. Din adamlarının sohbetlerine ‘gönül sohbeti’ denir. Allah’la aramızdaki bağa ‘gönül bağı’ diyoruz. Yani bence önemli olan bu gönül bağıdır.

Siz de hacca gitmeyi planlıyor musunuz?

Bir gün gideceğim. Daha var. Her şey sırasıyla. Gencecikken gidiyorlar sonra havaalanında fotoğraf çektiriyorlar. Kınamıyorum, sadece ben olsam böyle yapmam. Ben gidersem havaalanında basına fotoğraf ya da demeç vermeyeceğim. Öyle bir kamyon kameranın karşısına geçmeyeceğim yani.

Yaşar Alptekin’e kızıyor musunuz?

Asla kızmıyorum. Çok iyi bir insandır. Hakikaten geçmişte sevdiğimi saklamadım. Halen de sevgim saygım sonsuzdur. Allah onu daha iyi etsin.

14’ÜMDEN BERİ ÇALIŞIYORUM

1993’te sahneyi bıraktınız... Ajda Pekkan da size ‘Erken bıraktınız’ demiş?

Profilo Alışveriş Merkezi’nde solaryumdaydık. ‘Çok erken bıraktın Gönülcüğüm’ dedi. Ben de ona ‘Ajdacığım, 13 yaşında Ege ses kraliçesi oldum. 14’ümde yaşımı büyütüp Ankara Radyosu’na girdim. 14 yaşımdan beri ekmek kazanıyorum. Artık bıktım’ dedim.

Bıkmış mıydınız gerçekten?

Hayır. Bütün ev işlerimi yapan, 30 yıldır yanımda çalışan madam öldü. Ardından bütün sahne işlerini yürüten, pazarlık eden menajerim öldü. Ajda Pekkan’ın eniştesi muhasebecimdi, o da öldü. Saz ekibimden biri, sahne işlerini ayarlamayı üstlendi. Sonra, onun yıllarca bana az para verip kendine aldığını öğrendim. Ses çıkaramadım. Çünkü para kazanmak mecburiyetindeydim. 1993’te, 13 Ağustos günü, doğum günümde programdan sonra ünlü turizmci Ferit Volkan’la buluşmuştuk. Başkaları da vardı. Gece yıldızlara baktım. Ve bıçakla doğum günü pastası keser gibi, sahneyi bırakmaya karar verdim.

Sahneyi bıraktıktan sonra hayatınız değişti mi?

İhtiyarlarsam Cahide Sonku gibi ortada kalmayayım, dört kişi kaldırmasın beni diye düşündüm. O zaman bir kuruşuna 40 düğüm atmaya başlıyorsun. Mal mülk, emlak alıyorsun. Param yoktu fakat gayrimenkullerim vardı. Şişli Halaskargazi Caddesi’nde Yılmazlar Pasajı’nda dört dükkan, Polat Pasajı’nda bir dükkan, bir de Polat Pasajı’nın üst katından bir daire sattım. Repoya yatırdım. 2001’deki krizde ben de bütün Türkiye’yle birlikte ters geldim. Her ay yüzde 98 veren banka yüzde 18 vermeye başladı. Yine de çok şükür ayaktayız.

Geçenlerde manken olarak neden ‘39 Kadın, 39 Kürk’ temalı defileye çıktınız?

O, Nişantaşım Derneği’nin düzenlediği yardım amaçlı bir organizasyondu. Defilenin ve açık artırmanın geliri, Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlandı. Ben hatta yardım olsun diye giydiğim kürkü de satın aldım. Acılıydım ama şarkı söyleyip göbek atmayacağıma göre iyilik amaçlı bu programa katıldım.


Belki biri beni beğeniyordur


Yakınlarda annenizi ve ablanızı kaybettiniz. Başınız sağolsun.

Sizler sağolun. Annem geçen sene vefat etti. 55 gün önce de ablamı kaybettim. Çok üzülüyorum. Tepetaklak oldum, tokat yemiş gibiyim.

Altı evlilik yaptınız. 15 gün önce bir televizyon programında, tekrar evlenmeyi düşündüğünüzü açıkladınız...

Bazı gazeteler sözlerimi çarpıttı. ‘Yedinci koca’ diye yazdılar. Ben elimi tutacak birine hazırım, yedinciye değil. Namuslu, şerefli, düzgün birine elimi uzatmaya hazırım. ‘Yedinci’ diye vurgulamak, durumu kabalaştırmaktır.

Yani?

Ben olgun bir yaştayım. Belki biri beni düşünüyordur, beğeniyordur. Gazeteler sözlerimi çarpıtarak hayatının akışını değiştiriyor. ‘Ellerimi sıcacık tutan, gözlerime sıcacık bakan biri olsa, şömine sıcacık yansa...’ demiştim. ‘Var mı böyle biri yahu, varsa çıksın ortaya; neredesin kardeşim çık ortaya!’ dedim. Bunu biraz da kalbimdeki matemi dağıtmak için böyle söyledim.

‘Senin annenin sevgilisi mi var?’

‘Gönül Yazar olmanın bedeli ağır’ demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?

Sahnede olmanın faturası ağırdır. Ben de çok bedeller ödedim dedim. Bugün de dikkat ediyorum Bergüzar Korel, Tarkan, Hülya Avşar gibi sanatçılar da az sinirlenip ağlamadılar. Çünkü özel hayatınızda sizi üzen, yoran şeyler eğlence konusu edilebiliyor ya da çarpıtılıyor.

Eskiden de böyle miydi?

Eskiden, 15-20 sene önce, magazin basını daha sınırlıydı. Şimdi her yerde dedikodu haberleri var. Bazı gazetelerde hakkımda olmadık haberler çıkardı. Kızımın okuduğu okulun tam karşısındaki bakkalda standa dizilirdi bu gazeteler. Arkadaşları, kızıma ‘Aaa? Annenin sevgilisi mi var?’ derlerdi.

Kızınız şu anda...

Bir tek kızım var. Babası Erol Simavi. Kızım şu anda evli, iki de torunum var.

Beni nikaha layık görenlere müteşekkirim

Altı kere gelinlik giydiniz...

Hayır! Yalnızca bir kere! 1997’de, işadamı Fahrettin Akçınar’la Las Vegas’ta evlenirken gelinlik giydim. Diğer evliliklerimde hep etek ceketle, günlük elbiseyle nikahlanmıştım. Çaycıyı, odacıyı şahit yapıp evlendiğim oluyordu.

Günümüzün kadın-erkek ilişkileri nasıl sizce?

Ben hep imza atarak, nikahla yürüttüm ilişkilerimi. Şimdi erkekler, kızları akşam bir yemeğe çıkarıyorlar, sonra kağıt mendil gibi kullanıp atıyorlar. Ama bana imza atıyorlar. Beni nikaha layık gören eşlerime müteşekkirim.

Şimdi Avrupa Parlamentosu’nda parlamenter olan Vural Öger ile de evlenecek gibiydiniz?

Evet. O zaman da ben caydım. Kendisi bana çok dönmek istedi. Vaktiyle Sadri Alışık’ı, başka ortak dostlarımızı koydu araya, olmadı. Geri dönmedim. Onu seviyordum. Ayrılmak benim için dünyanın sonuydu. Düşündüm ki ömrüm ağlamakla geçecek. Adam turizmci. Alacak Helga’ları Mallorca’ya gidecek... Hep mutsuz olacaktım. Bir kere tepindim ağladım, ömür boyu değil. STAR