GÜLAY GÖKTÜRK'TEN 'VİCDANİ REDDE HAYIR!..'
GÜLAY GÖKTÜRK'ÜN BUGÜN'DEKİ YAZISI:
VİCDANİ REDDE HAYIR!
Yıllardır, bir "vicdani ret hakkı" tartışmasıdır gidiyor.Bildiğiniz gibi, bir kişinin askerlik hizmetini, vicdani, dini ve felsefi nedenlerle reddetmesine vicdani ret deniyor.
Benim garibime giden bu kavramın, üzerinde hemen hemen hiç düşünülmeden aydınlarımız, demokratlarımız, çağdaşlarımız, solcularımız arasında geniş kabul görmesi... Hem Batı'da hem bizde, vicdani reddi savunmanın çabucacık "politik doğruculuğun" olmazsa olmazlarından biri haline gelivermesi...
Oysa bana göre, son derece temelsiz, keyfi, eşitlik ilkesine aykırı bir hak isteği bu. Avrupa'da 30 yıldır 20'ye yakın ülkede uygulanıyor olması da bu durumu değiştirmiyor.
Evet, temelsiz ve keyfi... Çünkü şu soruya vereceği bir cevap yok: Neden askerlik yapmayı vicdani, dini ve felsefi nedenlerle reddedenlere ret hakkı tanınıyor da; diyelim, ailevi, ekonomik ya da psikolojik nedenlerle askere gitmek istemeyenlere tanınmıyor?
Neden bazılarının vicdani sebeplerle gitmek istemiyorum, deme hakkı oluyor da, bazılarının da "ailevi sebeplerle gitmek istemiyorum" demeye hakkı olmuyor? Bir erkeğin askere gittiğinde çocuklarına bakacak kimsesi kalmaması ve bütün ailenin yoksulluğa mahkum edilmesi, felsefi olarak anti militer olmaktan daha mı önemsiz?
Ya da, ölüm korkusu yüzünden savaşmak istememek, öldürmeye karşı olmaktan daha mı banal?
Neden vicdani, dini ya da felsefi mazeretler, diğer mazeretlere göre "haklılık" hiyerarşisinde daha yüksek bir yere konuyor; daha kutsal ve çiğnenemez addediliyor?
Hangi gerekçenin ne kadar önemli, ne kadar hayati olduğu ancak kişinin kendi bileceği bir şeydir. Böyle sübjektif bir temelde hak tanımı, hak düzenlemesi yapılamaz; dolayısıyla vicdani retçiler için özel bir düzenleme yapılmasını istemek, eşitliğe aykırıdır.
Hele bir de bunu, "bizim kültürümüzde nasılsa büyük çoğunluk askerliği reddetmeyi göze alamaz. Göze alan küçük bir azınlığı muaf tutup meseleyi halledebiliriz" diye düşünerek savunmak iyice ilkesizlik gibi geliyor bana. Zavallı köylü Mehmet, "Ben felsefi olarak şiddete karşıyım" demeyi beceremediği için, ya da demeye utandığı için kös kös giderken, bazı aydınlarımızın böyle fiyakalı bir gerekçeyle muaf tutulması sizi vicdanen rahatsız etmez mi?
Burada yapılabilecek tek şey, zorunlu askerliği bir an önce kaldırmak, en kısa zamanda profesyonel orduya geçmektir. Ve eğer getirilecekse, askerlik yerine başka bir kamu görevi yapmayı herkes için bir seçenek haline getirmektir. Çözüm haksız ayrıcalıklar yaratmak değil, budur.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:10