1987 yılında Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü iken, ''Hakimler ve Savcılarda Bulunması Gereken Nitelikler, Yetenekler, Tutum ve Davranışlar'' başlıklı bir inceleme yapan Turhan, ''Cinsel zaafları bulunan, içkiye veya kumara düşkün olan hakim halkın saygısına layık olamaz. Hakim böyle zaaflardan kaçınmalıdır. Hepimizin ön yargıları, sempatileri, antipatileri olabilir. Ancak, hukuku uygularken bunları bir kenara bırakılmalıyız. Tarafsızlık, kaygısızlık ve renksizlik değildir. Haksızlıklar karşısında herkes, 'Türkiye'de hakimler var' diyebilmelidir'' dedi.
İşte hakimlerin uyması tavsiye edilen etik kurallar
Turhan, 10 sayfalık çalışmasında, hakim ve savcıların uyması gereken etik kuralları şöyle sıraladı:
Hakim, doğruyu yanlıştan, gerçeği gerçek olmayandan ayırması gereken bir kişidir.
Hakim, kendisini ve çevresini tanıma yeteneği bulunan kendi egoizmini kendi eksiğini yok eden, devletine bağlı ve onun gücüne inanmış bulunan bir fedakarlık ve fazilet simgesidir.
Hukuku gerçek kılmak, adaleti gerçekleştirmek için yılmadan, usanmadan çaba gösterecek bilgili, ahlaklı, yasalara ve vicdanına bağlı, erdemli hakimler sadece milletin değil devletin de güvencesidir.
Hakim, hukuki tarzda düşünmek, hukuk ilkelerini bilmek ve bu ilkeleri olayda uygulamak zorundadır.
Hukuk bilgisini metodik bir şekilde tatbik etmeyi öğrenmeyen hakim, bütün hukuk kitaplarını hatmetmiş olsa bile iyi bir hakim sayılmaz.
Hakimlerimiz uygulama yaparken anayasa, tüzükler, yönetmelik, genelgeler, örf ve adetler, doktrin, yargısal içtihatlar ve vicdani kanaatlerden hukuk yaratmalıdır.
Hakimler eğitilirken mutlaka batının akılcı ve araştırıcı anlayışı, teknolojik gelişmesi ile ulusal birlik ve beraberlik ruhu ve bilinci ile yetişmeleri gerekir.
Hakim hukuku uygularken, kesin bir tarafsızlık içinde olmalıdır. Hakim ve savcıların maddi ve manevi sorumluluklarının bilinci ile görev yapmaları gerekir.
Toplum ve bireyler son merci olan mahkemeye ve onu yöneten hakime inanmak ve güenmek ihtiyacındadır. Böyle olunca da hakimin de özel ve resmi yaşantısını hizmetin özelliğine, saygınlığına ve ciddiyetine yaraşır biçimde düzenlemesi gereklidir.
Hakim ciddi, vakur, dürüst, zeki, kavrayışlı ve bilgili olmalı, konuşması, giyinmesi ve davranışlarıyla topluun güven ve saygısını kazanmalıdır.
Hangi koşul altında olursa olsun daima tarafsız olmalı, kendisine gösterilen güven ve saygınlığı hiçbir nedenle yitirmemelidir.
Görevin iş birliği ve uyum içinde yapılmasını sağlayacak tutum ve davranış içinde bulunmalıdır. Ödeme gücünün üstünde borca girmemeli ve kesinleşmiş borcunu kasten ödemeyerek, hakkında yasal yollara başvurulmasına meydan vermemelidir. Ayrıca belirlenen durumlarda mutlaka mal beyanında bulunmalıdır.
Meslek mensuplarına yasaklanmış veya mesleğin gerekleriyle bağdaşmayan kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar. Mesleğin şeref, nüfuz ve şahsi onur ile saygınlığına dikkat edip korumalı uygunsuz hareket ve ilişkilerden kaçınmalıdır.
Hatır ve gönüle bakmadan kişisel duygulara kapılmadan görevlerini doğru ve tarafsız olarak yapmalıdırlar. Meslektaşları ile iyi geçinmeleri gerektiği, deliller elde edilmemiş olsa bile rüşvet aldığı veya irtikapta bulunduğu kanısını uyandırmamalı. Doğrudan veya aracı yoluyla hediye kabul etmemeli ve iş sahiplerinden borç istememelidir.
'Her ile' hakim ve savcı odası
Adalet Bakanlığı AB'ne uyum kapsamında hakim ve savcıların ''oda'' şeklinde örgütlenmesine imkan tanıyan yasa tasarısı hazırladı. Tasarıya göre, en az 40 hakim ve savcısı olan her ilde bir ''Hakim ve Savcı Odası'' kurulacak. Daha sonra bu 'oda'lar, Ankara'da kurulacak olan Türkiye Hakimler ve Savcılar Birliği'ne bağlanacak.
Tasarının, AB ile ilgili müzakare tarihinin alınacağı Aralık ayına kadar kanunlaştırılması amaçlanıyor. Tasarıda, odalar ve birliğin temel amacı, ''Hakim ve savcıların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlük ve güveni hakim kılmak, meslek disiplini ve ahlakını korumak'' olarak belirtiliyor.
Tasarı görüşe sunuldu
Tasarının kanunlaşması halinde, hakim ve savcılar Türkiye'de ilk defa örgütlenme özgürlüğüne kavuşacak. Odalar ve birliğin, uluslararası konferans ve kongre gibi toplatılara katılması bakanlığın iznine tâbi olacak. Hakim ve savcıların odalara kayıtlı olması zorunlu değil, isteğe bağlı olacak. Odalar ve birlik, Adalet Bakanlığı'nın idari ve mali denetimine tâbi tutulacak.
yeni şafak
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:01