Gündem
  • 29.8.2003 12:10

HÜKÜMET CUMHURBAŞKANI'NIN REFERANDUM VE VETO YETKİSİNİ TIRPANLIYOR

Çankaya ile 2B sorununu referanduma gitmeden çözmek için harekete geçen AK Parti, Cumhurbaşkanı'nın referandum ve veto yetkisini sınırlama kararı aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, tatilde olan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'yu söz konusu Anayasa değişikliğini hazırlaması için Ankara'ya çağırarak düğmeye bastı. Pazartesi günü Ankara'ya gelecek olan Kuzu, Anayasa Komisyonu üyeleri ve hukukçularla toplantı yaparak, Köşk'ün referandum yetkisini sınırlayan düzenlemenin de içinde bulunduğu 25 maddelik bir Anayasa değişiklik paketi hazırlayacak. Sezer'in yetkilerini sınırlama planının, kamuoyunda 2B olarak bilinen orman vasfını yitiren hazine arazilerinin satışını öngören Anayasa değişikliğini, referanduma gitmeden çözme amacından kaynaklandığı belirtiliyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Burhan Kuzu, dün SABAH'ın sorularını yanıtlarken, Anayasa değişikliği çalışmalarını başlatmak üzere Başbakan'ın kendisini Ankara'ya çağırdığını doğruladı. AMAÇ 2B'Yİ GEÇİRMEK Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanı, veto ettiği Anayasa değişikliği, TBMM'de değiştirilmeden 'aynen' kendisine gönderilirse, ya onaylayacak, ya da referanduma sunacak. '2B Yasası'nı bir kez veto eden Sezer, Hükümet'in değiştirerek kendisine gönderdiği düzenlemeyi de veto etmişti. Başbakan'ın ifadesiyle, yasa ''aynen'' geri gönderilecek, Sezer de onaylayacak veya referanduma sunacak. Hükümet, bu riski ortadan kaldırmak için, 1 Ekim'de açılacak Meclis'ten önce Sezer'in referandum yetkisini sınırlayan değişikliği, sonra da 2B'yi geçirmeyi planlıyor. KOALİSYONUN PLANIYDI Köşk'ün yetkileriyle ilgili Anayasa değişikliği planı, DSP-MHP-ANAP koalisyonu tarafından, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresini uzatmak amacıyla getirilmişti. 5+5 formülüne göre, Cumhurbaşkanının görev süresi 7'den 5 yıla indirilecek, ancak bir kez daha seçilmesi mümkün olabilecekti. Bu düzenleme Meclis'te reddedildi. Hükümet de, Demirel'den sonra, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Ahmet Necdet Sezer'i aday gösterdi ve seçti. Hükümet, bir süre sonra Sezer'le çalışmanın güçlüğünü aşmak için, Köşk'ün yetkilerini sınırlayan Anayasa paketi hazırladı. Pakette, referandum yetkisini sınırlamak da bulunuyordu. Buna göre, veto ettiği Anayasa değişikliği, ikinci kez Meclis'te 367'nin üzerinde oyla kabul edilirse, Cumhurbaşkanı onaylamak zorunda kalacak, referanduma sunamayacaktı. Meclis'teki tüm partilerin katıldığı komisyon oluşturuldu ve Anayasa'nın 54 maddesinde değişiklik için uzlaşıldı. Tartışma yaratan tek madde, Sezer'in görev süresini kısaltmayı ve ikinci kez aday olsa bile seçmemeyi amaçlayan 5+5'ti. Muhalefet, bunun Sezer'i kapsamaması gerektiğini savundu. Ancak, bu maddeler Genel Kurul'a sunulamadan kadük oldu. ESKİ PAKET REHBER OLDU 3 Kasım'dan sonra, AK Parti, Anayasa değişikliği için harekete geçti. CHP ise, milletvekili dokunul-mazlığını sınırlandıran düzenleme pakette olmadığı için protesto etti ve komisyon oluşturulamadı. Başbakan'ın talimatıyla yeniden harekete geçen Başkan Kuzu, Koalisyon'un hazırladığı paketi esas alacaklarını açıkladı. SEZER NE YAPACAK? 'Çankaya'nın yetkisi demokrasiyi aşıyor' Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hem Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde, hem de Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin ''parlamenter demokrasiye aykırı'' olduğunu savunmuş, sınırlandırılmasını istemişti. Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin de düşürülmesini de isteyen Sezer, asıl olarak ''tek başına yaptığı işler ve bu işlerin yargıya açık olmaması''ndan yakınmıştı. Sezer'in, birçok kez dile getirdiği bu düzenlemeleri de içeren Anayasa paketini onaylayıp onaylamayacağı merakla bekleniyor. Ankara kulislerinde, bu konuşmalar hatırlatılarak, ''Sezer'in sınavı'' yorumu yapılıyor. Sezer'in konuşmalarından örnekler şöyle 27 Nisan 1998 (Anayasa Mahkemesi'nin 36. Kuruluş Günü Törenini Açış Konuşması) Görevi ile ilgili suç işlediğinde kendisini ''Yüce Divan'' sıfatı ile yargılayacak ya da açabileceği bir iptal davasına bakacak olan Anayasa Mahkemesi'nin üyelerini devletin ve bu bağlamda yürütme organının da başı olan, Cumhurbaşkanı'nın seçmesi yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Bu yetkilerin objektif ve olumlu kullanılıyor olması da sorunu ortadan kaldırmamaktadır. 27 Nisan 2000 (Anayasa Mahkemesi'nin 38. Kuruluş Günü Törenini Açış Konuşması) Cumhurbaşkanına verilen yetkiler, parlamenter demokrasinin sınırlarını aşmaktadır. Oysa, demokratik devlet düzeninde, ulusal iradeyi temsil eden parlamento dışında sorumsuz bir Cumhurbaşkanının yönetimi paylaşması ve tek başına önemli yetkiler kullanması kabul edilemez. 1.10.2000 (Cumhurbaşkanı sıfatıyla, TBMM'de yasama yılı açış konuşması) Cumhurbaşkanı, yalnız ''yürütme organı'' içinde değil, yargı yönünden de üstün bir konuma ve önemli yetkilere sahip bulunmaktadır. Bu, hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmamaktadır. sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:35

İLGİLİ HABERLER