Medya
  • 18.5.2004 10:27

HÜRRİYET, MİLLİYET'İN HABERİNE SAHİP ÇIKTI

İşte Hürriyet Gazetesi'nin bugünkü haberi: Göbeği açık diye Hülya Keskin’i içeri almayan Gaziantep Öğretmenevi’ne girerken görüntülenen çarşaflı kadın, Hürriyet’e konuştu. Kızının nişanı için Gaziantep’e gittiğini belirten H.B., ‘Alışverişe çıkarken kestirme diye öğretmenevinin bahçesinden geçtik. Kimse bizi durdurmadı’ dedi. GÜNLERDİR bütün Türkiye’yi meşgul eden Gaziantep Öğretmenevi olayında düğüm çözüldü. Göbeği açık olduğu gerekçesiyle içeri alınmayan Hülya Keskin’i görüntüleyen gazetecilerin objektifine takılan ‘çarşaflı kadın’ın erkek olmadığına artık eminim. Her ne kadar bazı medya kuruluşları ‘Çarşaflı kadın değil, erkekti’, ‘Haberi yapan muhabirler arkadaşlarına çarşaf giydirdi, içeri soktu’ senaryoları yapsalar da o bir kadın! Onu gördüm ve konuştum. Gazeteleri görünce korkmuş. Nasıl korkmaz? Hayatında ilk kez gazetelere, televizyonlara konu oluyor. Benimle telefonla konuşurken hala tedirginliğini üzerinden atamamıştı: ‘Evet, gazetelerdeki çarşaflı kadın benim. Ama bu konuda konuşmak istemiyorum.’ Ben de onu Gaziantep yerine Ankara’da bulmaktan ötürü şaşkınlık yaşıyordum. NİŞAN İÇİN GİTTİM - Herkes sizi Antep’te sanıyor? Ne için oradaydınız? Kızımın nişanı için oradaydık. Nişan çarşısına gidiyorduk, yanımda damadın yakınları vardı. Burası kestirme dediler, oradan geçtik. Bahçenin bir ucundan girdik öbür ucundan çıktık. Flaşlar patladı ama benimle ilgisi olmadığını düşündüm. Konuşmanın ardından bu kez başka bir telaşa kapıldı. ’Ya şimdi gazeteciler kapıma gelirse?’ Bu kez ev adresini ve adını yazmama sözü vererek ikna edebildik korkacak birşey olmadığına. Sadece isminin baş harflerini yazacağımı söyledim; gönülsüz de olsa kabul etti. İki saat kadar sonra Batıkent’te bir arkadaşının evinde biraraya geldik. Yüzü yine kapalıydı, elleriyle ağzını da kapatıyor, sadece gözleri görünüyordu. Kendisi gibi çarşaflı bir kadın eşlik ediyordu. Tokalaşıp, tanışmanın hemen ardından H.B. yerine arkadaşı çıkıştı bana: ‘Bunları niye haber yapıyorsunuzki, başka konu mu kalmadı?’ Sabırla anlattım bu haberin önemini. Hemen ardından onunla vakit yitirmeden teybimi açıp yine H.B’ye döndüm. Teybi görünce biraz daha tedirgin oldu: REKLAM FİLMİ SANDIK - Gaziantep’ten yeni döndünüz herhalde? Gittik geldik. Gezmeye gitmiştik. - Siz öğretmenevinde kalmıyor muydunuz? İlgisi yok, sadece oradan geçtik. Çarşıya gidiyorduk. ‘Burası kestirme’ dediler. - Fotoğraf çekildiğini fark ettiniz mi? Farkettik ama bizimle ilgisi yok zannettik. Reklam filmi falan çekiyorlar zannettik. - Kimlik soran, niye buradan geçiyorsunuz diyen olmadı mı? Yok kimse bir şey sormadı. Orası park zaten herkes geçiyor. İlerisi de otobüs durağı. O parkın öğretmenevine ait olduğunu bile bilmiyorum. - Sizinle ilgili haberleri ne zaman gördünüz? Gazetede çıktığını bile bilmiyorduk ki. Gaziantep’ten kızımın görümcesi arayıp söyledi. FOTOĞRAF ÇEKTİRMEDİ Çarşafın altından spor ayakkabısının görünmesinin ‘erkek’ olduğuna kanıt gösterildiğini hatırlattım. İlk ve son kez o zaman güldü: ‘Kilolu olduğum için rahat yürümek amacıyla spor ayakkabı giyiyorum.’ Fotoğraf çekilmesine zinhar izin vermedi. 15 dakika kadar süren görüşme boyunca çarşafını çıkarmamış; sadece yüzünü açmakla yetinmişti. Yine yüzünü kapatıp evden ayrıldı. HÜRRİYET Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:14

İLGİLİ HABERLER