AKŞAM Gazetesi'ni çıkardığı günlerde daha 24 yaşındaydı. Herkesin burun kıvırdığı bir dönemde AKŞAM'ı zirveye taşıdı. Genç yaşına rağmen medyanın devleri ile çarpışmaktan çekinmedi. Şimdi babası Kemal Ilıcak'ın emaneti olan Tercüman'la geri dönüyor. Hem de yolunu kapatmak isteyenlere meydan okuyarak..
AKŞAM'da yaşanan başarıyı Tercüman ile daha yukarılara çıkarmaya kararlı Mehmet Ali Ilıcak. Yolunu kapatmaya çalışmakla suçladığı Mehmet Emin Karamehmet'e ise meydan okuyor.. "Ben 24 yaşında devlerle çarpıştım. Bugün yaralı biriyle çarpışmak daha kolay" diyor.
İşte İnternet Haber Genel Yayın Yönetmeni Hadi Özışık'a konuşan Ilıcak'ın iddialı sözleri ve hedefleri:
Tercüman’ın reklam kampanyalarına başladınız. Reklamda “Efsane geri dönüyor” diyorsunuz. O Efsane geri dönebilecek mi? O Eski Tercüman oluşabilecek mi?
Eski Tercüman’ın güçlü olduğu dönem 1985 yıllarına kadar olan dönemdir. Ondan sonra düşüş dönemi başladı. Tercüman’ın en yoğun olduğu dönemler 1970 ile 195 yılları arasındaki mücadele dönemidir. 80 öncesi sağ –sol kavgalarında Tercüman’ın milliyetçi muhafazakar düşüncedeki insanların yanında yer alması. Tercümanın tüm yazarlarının bu misyonun altına birleşmişti.
1980’li yıllarda Özal’ın gelmesi ile milliyetçi sağ ve sol da dağıldı. Eski mücadele kalmadı Tercüman çöküş dönemi yaşadı ve kapandı. Rahmetli Babamın yakaladğı o Tercüman’ı yakalayabilir miyiz bilmiyorum. Çünkü o dönümde Türkiye’de bu kadar çok gazete, televizyon yoktu. İnternet hiç yoktu. Var olan 5 gazeteden biri Tercüman vardı. Şimdiki Tercüman’ın yakalamak istediği hedef muhafazakar sağ ile merkez sağın bir çatı altında birleşmesi. Evimize ailemize götüreceğimiz bir gazetenin oluşturulması . 3 sayfa veya arka sayfasında bir kadın resmi olmayacak. Asena vurulduysa o mutlaka dansöz kıyafet resmi kullanılmayacak. Ama o kıyafetle vurulduysa o haberdir öyle değerlendirilir. Yeni Tercüman muhafazakar değerlerimize örf ve ananelerimize sahip çıkan bir gazete olacak.
Sizin hayatınızı irdelediğimizde yoğun mücadeleler verdiğinizi ve adeta yok edildiğinizi gördüm. Siz bugün nasıl bir cesaretle medya patronlarının birbirlerini yediği bir dönemde geri dönüyorsunuz .
Gençliğimize güveniyorum. Akşam’ı çıkartmaya başladığımda 24 yaşında idim. Ayrıldığımda da 28 yaşında idim. 1998 yılında biz Akşam’dan ayrıldık. 33 yaşında tekrar geri dönüyorum. Ayrıldığım zamanki basın patronlarının birçoğu değişti. İktidarlar değişti. O dönemde Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan kayboldu. Basın ve medya patronları bankacılar hapishanelere girip çıktı. Gerçek dolandırıcı ve soyguncuları vatandaş gördü. Biz kendi gücümüzle bir şeyler yapma mücadelesi vermeye çalıştık. Bizim gazetemizin dağıtımını durdular. Biz o dönemde gazeteyi durdurma kararı da alabilirdik. Ama yüzlerce insan sokakta kalacaktı. Biz yaşatma kararı aldık ve bu konuda mücadele vermeye başladık. İki ay sokaklarda gazeteyi yaşatmak için dağıtmak zorunda kaldık. Bizim hortumlayacak bankamız da yoktu. Kredi alacak şirketlerimiz yoktu. Bizim kendi matbaamız vardı, gazeteyi yaşatmak için büyük mücadele verdik ama bir noktadan sonra da satmak durumunda kaldık. Bugün Türkiye’de çok şeyin değiştiğine inanıyorum. O dönemin insanlarının büyük çoğunluğu yok. Yeni insanlar var. Mehmet Emin, Aydın Bey, Turgay Ciner girmiş. Medya internet siteleri ile çok atak bir hale geldi. Haber Türk diye bir gazete çıktı. Bunlar Türkiye’nin çok sesliliğinin sağlanması için gerekli yapılanmalar. Çünkü geçmişe baktığımızda tekseslilik nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanmış. Bilgi alabilme konusunda tek seslilik sıkıntı getirmiş. İnternet bu yüzden büyük gelişme gösterdi. Türkiye’de bunlar değişti. Babamın en büyük isteği Tercüman’ın yaşatılmasıdır. Ülkenin en güçlü isimlerinden biri idi. Basında plaza kavramını ilk defa babam Topkapı’da gerçekleştirmiştir. Babamın yayında çalışanlar Kemal Ilıcak’ın nasıl biri olduğunu çok daha iyi bilirler. Hayatını çalışanları ile birlikte sürdürmeye çalışıyordu. Hürriyet’te çıkan bir haber yüzünden sıkıntılı dönemler geçirdi. Ve sonunda hayatını kaybetti. Şimdi İlksan’ın bugünkü durumu ortaya konursa babama söylenilen şeylerin ne anlama geldiği daha iyi ortaya çıkar. Babam hayatını Tercüman’ı yaşatmak uğruna kaybetti. Babam gazeteside bile “ Allah’ım benim canımdan al Tercüman’a ver” diyecek kadar gazetesine bağlı idi. Benden önce gazete daha önemli idi. Başka isimlerle de gazete daha sonra çıkartılabilirdi. Ama bizim için Tercüman bir hayat bir geçmiş demekti. Bizim vazifemiz bunu yaşatmak çok önemlidir.
Gazeteninin çıkarılmasında finansal boyut nedir. Aydın Doğan’ın desteği olduğu söyleniyor. Bu gücü nasıl temin ediyorsunuz? Vatan gibi bir gazete çıkacağı söyleniyor.
Vatan’ın ne olduğunu biliyoruz. Kuzenim Serhat Ilıcak ile birlikte bu yayını çıkartacağız. Serhat Ilıcak yurt dışında büyük yatırımları olan bir işadamı aynı zamanda Tercüman’ın kuruluşundan kapandığı döneme kadar içinde olan bir kişi. Bunun yanında bizim Avrupa’da büyük bir matbaamız var. İşimiz istihdam sahalarımız açmayı istiyoruz. Aydın Bey’in bize maddi değil sadece reklam katkısı var. O dönemde bize darbe vuran Aydın Doğan değil Dinç Bilgin’di. Dinç Bilgin’in sahibi olduğu Biryay bizim dağıtımımızı durdurdu. Ama olayları irdelediğimizde onun da arkasında başka bir gücün olduğu ortaya çıktı. Ama herkes aradığını sonunda buluyor. Onun peşinde değiliz artık.. O dönem Türkiye tarihinde ayrı bir yeri olan 28 Şubat olayı vardı. Gazete Refahyol iktidarına daha sıcak bakıyordu. Mesut Yılmaz devreye girmişti. Mesut Yılmaz bize çok büyük kötülükler yaptı. İtalyan Don Collione aileleri bu ailelerle anıldı. Ama halk bunları gördü yüzde 41’lerin Anap’ı hangi noktaya geldi. Bugün hala çıkıp ortalıkta konuşuyorlar. Ben olsam yurt dışına gider bir daha ağzımı açmam. Utancımdan buraya gelmem. Ama bu insanlarda utanma yok. Türkiye’de o dönemde büyük sıkıntılar yaşadık. Akşam 1.2 milyon adet gazete satan bir kurumdu. Günaydın gazetesi buzdalabı vereceğim dedi hiçbirini vermedi. Bizim banka borcumuz yoktu. Biz 300 küsür bin televizyon dağıttık. 14 bin tane eksiğimiz kalmıştı. Mahkemelerden hepsinden beraat ettik. Bizi hapse attılar. Ortada delil olmamasına rağmen bizler suçlu ilan edildik.
Bundan sonra bu tür sıkıntılar yaşanır mı bu olaylar sizler için nasıl bir anlam ifade ediyor? Başarının doruğunda gidip geri geldiniz.
Biz en iyisini yapmaya çalışacağız. Ama bu iş bizim baba mesleğimiz. Bu sektörde işi babasından alıp da devam ettiren daha kimse yok. Aydın Bey, Mehmet Emin Karamehmet, Turgay Ciner işe kendileri girmişler. Müesese sahibi olarak dünyaya geldim. Hatta doğduktan sonra hemşire beni babamın çalıştığı odaya götürdüğünde Rauf Bey ayağa kalkıyor. Babam neden ayağa kalktıklarını soruyor o da patron geldi diyorlar. Bizim işimiz bunu yapmak ben ne bankacılıktan ne inşaattan anlarım. Ama bugün medya içinde gazete, tv, gibi birçok kalem var. İnternet radyo bunlar içinde.
Rauf Bey gelecek mi? O dönemin Tercüman’la adı duyulmuş yazarlarından geri gelecekler var mı?
İsimler gazeteler için olmazsa olmaz değillerdir. Gazetenin şu anda belli bir kadrosu var. Sabah gazetesinin içi tamamen boşaltılarak gittiler. Ama Sabah bir şey mi kaybetti Marka başka bir şey, yazarlar da önemli unsurlardır. Daha doğrusu yemeği daha lezzetli hale getiren unsurlardır.
Beyaz Sayfa olarak çıkacağı ifade ediliyordu. 28 Şubat’ta çıkacak deniyordu. Neden Tercüman ve 17 Ocak’a dönüştü? Çukurova grubunun Tercüman’a yönelik tavrı için ne diyeceksiniz.
Beyaz sayfa ismimiz var. İnsan düşüncesi duygusu ile hareket eder. İnsanlar belli kurallar çerçevesinde hareket etmeye gayret eder. Ancak bizim karşımızda rakiplerimiz var. Biz onların tavırlarına göre hareket etmek zorunda kaldık. Çiçeğin duygusu yok ancak bir canlı. Muhtaplarımız bitki halinde oldukları için biz de onların kurallarına göre oynamak zorundayız.
Çukurova Grubu'nun basında bu noktaya gelmesinde bizim çıkardığımız yayınların etkisi olmuştur. Biz bıraktıktan sonra tek bir şey ilave etmediler. Biz Dünden bugüne Tercüman diye gazete çıkartıyoruz. Şu anda çıkan başka Tercüman yok.. Ayrıca biz Akşam’ı çıkarırken Babıali’de Akşam diye çıkartıyorduk. Sabah da diğer gazetelerde çıkmadan önce başka isimler vardı. Meydan gazetesinin ismi bile Ankara’da vardı. Ama bu gazeteler çıktılar ve o isimleri ile tanındılar. Akşam, Bulvar, Güneş, Platin Alem dergisi, Alem FM bunları tamamen bizim çıkardığımız yayınlardı. Onlardan tek bir ilave olmadı. Gazeteyi cepte tutayım diye bir şey olmaz. Yayınlanan bir gazetenin ismini biz almadık. Çıkmayan bir gazetenin ismiyle gazete çıkarmak istiyoruz. Ama bunu karşı taraf anlamıyor. Onlarla komşu olmamız bile beni yıpratıyor. Ben Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmam. 1994 yılından beri mücadele verdim. O dönemin en güçlülerine bayrak açtım. Şu anda yaralı birisine bayrak açmaktan da hiç korkmam. Onun için herkes kapısının önünü temizlesin. Dünden Bugüne Tercüman Ilıcak ailesinin ismidir. Onun dışında Tercüman ismi Ilıcak ailesi ile bütünleşmiş bir isimdir.
İsim konusunda size bir baskı var mı, bu konuda rahatsızlığınız nerden kaynaklanıyor?
Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Türkiye bir hukuk devleti. Bu konuda bir şey demek istemiyorum. Tercüman benim için bir hayat demek. Karşımızdakiler iyi niyetli olsalar olaylar çok daha farklı cereyan edebilirdi. 5 yıldır bu isim onlardaydı neden çıkarmadılar. Niye beklediler turşusunu mu kuracaklardı.
Yazar kadrosunda genelde 28 Şubat mağdurlarının ismi geçiyor. Özel bir tercih mi?
Bu gazete Türkiye’nin gazetesi olmak zorunda. Milliyetçi muhafazakar, liberal bir çizgi. Vatanın bölünmez bütünlüğünü savunacak, Türk halkının çıkarlarını her şeyin üstünde görecek. Ama ayı gibi yavrusunu sıkıp öldürmeyecek. Kurumları ile kavga etmeyecek. Ordumuzla neden kavga edelim. Benim böyle bir saplantım yoktur. Bizde haber kutsal yorum hür olacaktır. Yazarlar sadece hakaret etmeyecekleri bir üslup konusunda ikazımız olur.
Merkez Sağın eridiği bir dönemde gazetenin tutma şansı ne olur. Muhafazakar Sağ bu gazeteyi tercih edebilir mi, AK Parti’yi merkez sağ olarak görmüyorlar.
Sağ kesim ülkenin büyük bir kesimini oluşturmakta. Ak Parti oyunu her halde solculardan aşırılardan almadı. Yine Anap ve DYP tabanından aldı. Anap nereden nereye geldi, DYP öyle. AKP’nin belki radikal bir tabanı vardır ama o da yüzde 3-4’ü geçmez.
AK Parti’yi nasıl bir yayınla izleyeceksiniz. Yeni Şafak seçimden önceki gücü erimeye başladı. Siz nasıl bir politika izleyeceksiniz?
Geçmişte iktidardaki partilerin yayın organı gibi çıkan gazeteler de vardı Son Havadis gibi ama hiçbir zaman büyük tirajlara ulaşamadı. Ama o dönemler de Tercüman 300-400 bin adet satışlara ulaştı. Biz bir partinin gazetesi olamayız. Biz bir düşüncenin veya idealin gazetesiyiz. Biz başkaları gibi insanları toplayıp bir dönem çalıştırıp sokağa atma niyetinde değiliz. Biz yanımızda çalışanlar işine samimi oldukları müddetçe bizler de onlarla birlikte olacağız.
Mesut Yılmaz gitti ama ben buradayım dediniz. Mesut Yılmaz size ne yaptı?
Mesut Yılmaz doğrudan bize bir şey yapmadı. Ama onun kadrosunda olan Cavit Kavak gibi bazı isimler bizim başımıza belaları açan kişiler oldular. Mavi Akım’dan bu halk ceza çekmedi mi. Biz kişisel olarak kimse ile kavga etmek taraftarı değiliz. Ama bu ülkenin hakkını yiyen insanların peşini bırakmak taraftarı değiliz. Biz vatandaşın hakkını korumak için mücadele etmeyi hedef edindik. Ama kimse ile kırıcı olmak veya ölümüne gitmesini istemek de arzumuz değil. Biz nasıl mahkemelerde ifadelerimizi verdik beraat ettiysek başka suçları olanlar da mahkemeye gitmeli ve ifadesini vermeli suçsuz ise dışarı çıkmalıdır.
HABERCİLER.COM
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08