
'İmamoğlu örgütü'nün şeması: Firari şüpheliler ve delil karartma detayı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştiraklerine yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasında, Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde çıkar amaçlı bir suç örgütünün faaliyet gösterdiğine dair bulgular tespit edildi. Soruşturma kapsamında, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları, teknik takip kayıtları, baz sinyali analizleri ve İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı tevdi raporu gibi önemli delillere ulaşıldı. Ayrıca, toplam 25 tanığın ifadeleri de söz konusu yapılanmaya ilişkin detayları ortaya koydu. Öte yandan Ekrem İmamoğlu'nun operasyon sırasındaki şüpheli hamleleri de dikkat çeken detaylar arasında yer aldı.
İBB ve iştiraklerine yönelik yolsuzluk soruşturmasında, Ekrem İmamoğlu’nun çıkar amaçlı bir suç örgütü kurduğu iddia edildi. MASAK raporları, teknik takip, baz sinyalleri ve tanık ifadeleriyle desteklenen soruşturma sürüyor.
Çarpıcı detaylar ortaya çıktı
İhaleye fesat karıştırma, rüşvet, irtikap ve kara para aklama gibi suçlarla ilişkilendirilen çıkar amaçlı suç örgütü soruşturmasında önemli bulgulara ulaşıldı. Örgütün naylon faturalar ve paravan şirketler aracılığıyla suç gelirlerini akladığı, kamu kurumlarını zarara uğrattığı öne sürüldü.
Ayrıca, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi ve kullanılması, kaynağı belirsiz mal edinimi ve vergi usul kanununa aykırılık gibi suçlamalar da soruşturma kapsamında değerlendiriliyor.
Soruşturmanın temelini, MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu ve vergi denetim raporu gibi maddi deliller oluştururken, tapu kayıtları, HTS ve baz sinyali analizleri de şüpheliler arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor. Şimdiye kadar 25 tanığın ifadesine başvurulduğu ve bu ifadelerin örgüt içi ilişkilerin çözülmesine katkı sağladığı bildirildi.

Firari şüpheliler ve delil karartma iddiası
Ekrem İmamoğlu ve yöneticileri hakkında yürütülen soruşturmada, tanık ifadelerinin büyük kısmının İBB çalışanları veya örgüt yöneticileriyle yakın ilişki içinde olan kişilerden oluştuğu belirlendi. Tanıklardan yalnızca birkaçı gizli tanık statüsünde yer aldı.
Soruşturma kapsamında düzenlenen ilk operasyonda 9 şüphelinin firar ettiği, bazı şüphelilerin kaçış sürecinde profesyonel ve sofistike yöntemlerle yardım aldığı tespit edildi. Yetkililer, soruşturmanın sürdüğünü ve yeni operasyonların gündemde olduğunu aktardı.
Öte yandan, Ekrem İmamoğlu’nun şahsi cep telefonunu adli makamlara teslim etmediği, yerine danışmanına ait ve İBB adına kayıtlı bir telefonu sunduğu öne sürüldü. Operasyon sırasında şahsi telefonunun yanında bulunmaması ve evde de rastlanmaması, delil karartma şüphesi doğurdu. Ayrıca, İmamoğlu’nun talimatıyla güvenlik görevlilerinin kolluk kuvvetlerini yaklaşık 20 dakika engellediği, bu süreçte bazı delillerin yok edilmiş olabileceği üzerinde duruluyor.
Soruşturmanın, 2019 yılında CHP İstanbul İl Binası’nın satın alma sürecine ilişkin başlatılan incelemenin derinleştirilmesi ve 2021’de İBB’nin açık hava reklam alanlarındaki usulsüzlükler iddiasıyla yürütülen araştırmanın genişletilmesiyle birleştiği öğrenildi.
Örgüt yapısı iddiaya göre şu şekilde;
Örgüt Lideri – İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu
Örgüt Yöneticisi – Medya AŞ Genel Müdürü Murat Ongun
Örgüt Yöneticisi – İBB Spor Kulübü Genel Müdürü Fatih Keleş
Örgüt Yöneticisi – İBB İştirakler Başkanı Ertan Yıldız
Örgüt Yöneticisi - İmamoğlu İnşaat ve SSB Gayrimenkul Genel Müdürü Tuncay Yılmaz
Örgüt Kasası – Adem Soytekin (Fatih Keleş ile bağlantılı)
Örgüt Kasası – Ali Nuhoğlu (Fatih Keleş ile bağlantılı)
Örgüt Kasası – Hüseyin Köksal (Murat Ongun ile bağlantılı)
Örgüt Kasası – Emrah Bağdatlı (Murat Ongun ile bağlantılı)
Örgüt Üyesi - Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık
Yüklü para transferleri inceleniyor
Yürütülen soruşturma kapsamında, örgütün dört kilit finansörünün Ekrem İmamoğlu ile doğrudan irtibatlı şekilde faaliyet gösterdiği öne sürüldü. Bu kişilerin örgüte yüklü miktarda menfaat sağladıkları, hesaplarında olağan dışı yüksek nakit bulundurdukları ve büyük çaplı para transferleri gerçekleştirdikleri belirlendi.
İncelemelerde, söz konusu isimlerin bankalardan çektikleri nakit paraları örgütün amaçları doğrultusunda farklı kişi ve kurumlara aktardıkları tespit edildi. Yetkililer, bu finansal hareketlilik kapsamında yeni delillerin değerlendirildiğini ve soruşturmanın genişleyebileceğini bildirdi.

Örgüt faaliyetleri
Ekrem İmamoğlu’nun liderliğini yaptığı öne sürülen çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik soruşturmada, örgüt yöneticileri ve üyelerinin çeşitli suçlara karıştığı iddia ediliyor. Soruşturma kapsamında şu suçlamalar öne çıkıyor:
Usulsüz ihaleler: Adrese teslim ihaleler düzenleyerek kamu zararına yol açma, gerçekleşmeyen ihaleler üzerinden dolandırıcılık yapma.
Rüşvet ve irtikap: İBB’den ihale alan firmalardan hak ediş ödemeleri karşılığında rüşvet alma, imara aykırı yapılar için ruhsat verme karşılığında örgüt adına rüşvet toplama.
Kara para aklama: Naylon faturalar ve paravan şirketler aracılığıyla suçtan elde edilen gelirleri aklama, suç paralarını örgüte aktarma.
İmar usulsüzlükleri: Değerli arazileri belirli iş insanlarına aldırarak örgüte maddi menfaat sağlama.
Kişisel veriler: Hukuka aykırı şekilde kişisel verileri ele geçirme, KVKK’ya aykırı kullanım ve yayma.
Mali usulsüzlükler: Kaynağı belirsiz mal edinimi ve vergi kanunlarına aykırılık.
Medya üzerindeki etkiler: Örgütün çıkarları doğrultusunda kamuoyu oluşturmak amacıyla gazetecilere ve influencerlara maddi menfaat sağlama.
Para sayma görüntüleri
CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması sürecine dair yeni detaylar ortaya çıktı. Daha önce bu süreçten haberinin olmadığını açıklayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, süreci bizzat yönettiği belirlendi.
Yapılan incelemelerde, Beylikdüzü Belediyesi’nden 6 milyon TL, Beşiktaş Belediyesi’nden 3 milyon TL ve Şişli Belediyesi’nden 800 bin TL’nin avukatlık ofisine taşındığı tespit edildi. Söz konusu adreste para kuleleri oluşturulduğu ve bu sürece CHP’li isimler Tuncay Yılmaz ile Fatih Keleş’in nezaret ettiği kaydedildi.
Öte yandan, İmamoğlu’nun, para transferlerinin gerçekleştiği dönemde Yılmaz ve Keleş ile üçer kez telefon görüşmesi yaptığı da tespit edildi. Bu gelişmeler, parti içinde tartışmalara neden olurken, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Güllüce Tarım A.Ş
Nisan 2021’de Ali Nuhoğlu tarafından 50 bin TL sermaye ile kurulan şirketin, Emirgan’da 32 milyon TL bedelle üç villa satın aldığı ortaya çıktı. Ancak şirket, bu alımın ardından uzun süre herhangi bir faaliyet göstermedi.
Mart 2024’te şirketin sermayesi para transferleriyle 46 milyon 800 bin TL’ye yükseltildi. Kısa bir süre sonra ise şirket, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ait İmamoğlu A.Ş.’ye 15 milyon TL bedelle devredildi. Devir sırasında şirketin 46,8 milyon TL sermayesi ve 50 milyon TL değerinde üç villası bulunuyordu.
Bu satışın ardından dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Şirketin eski sahibi Ali Nuhoğlu’nun, İstcon A.Ş. adlı firması üzerinden Kiptaş ile 2,1 milyar TL’lik sözleşme imzaladığı ve bu kapsamda 199,5 milyon TL ödeme aldığı tespit edildi. Bu durum, şirket devri ile Kiptaş ihalesi arasında bir bağlantı olup olmadığına dair soru işaretlerini gündeme getirdi.
İBB ödemelerinin İmamoğlu A.Ş.’ye aktarıldığı iddiası
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerden hak ediş alan bazı firmaların, bu ödemelerin bir kısmını Ekrem İmamoğlu’na ait şirketlere yönlendirdiği tespit edildi. Yapılan incelemelerde, İBB iştiraklerinden ödeme alan şirketlerin, İmamoğlu İnşaat’tan mülk satın aldığı ve İmamoğlu’na yakın isimler aracılığıyla İmamoğlu A.Ş.’ye para aktardığı belirlendi.
Bu süreçte en dikkat çeken örneklerden biri Kültür A.Ş.’den 193 milyon TL ödeme alan BVA firması oldu. Firmanın sahibi Murat Kapki’nin, bu ödemenin ardından “daire parası” adı altında İmamoğlu İnşaat’a 50 milyon TL transfer ettiği ortaya çıktı.

Adem Soytekin’in suç örgütü ve İBB bağlantıları gündemde
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı çeşitli şirketlerde yapılan araştırmalar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakın isimlerin suç örgütü faaliyetlerine dahil olduklarını ortaya koydu. Bu isimlerden biri olan Adem Soytekin, örgütün gizli kasalarından biri olarak tanımlanıyor ve İmamoğlu İnşaat’ta kalfa olarak görev yapıyordu.
Soytekin’in üzerine kayıtlı şirketlere, ihale ve doğrudan temin yoluyla çok sayıda iş verildiği ve kaynağı belirsiz paralarla pek çok gayrimenkul aldığı belirlendi. MASAK raporları, tanık beyanları ve HTS kayıtları ile doğrulanan verilere göre, Soytekin’in şahsi hesabı ve şirket hesaplarında toplamda 600 milyon TL bulunduğu, 2020-2024 yılları arasında hesabına 1,25 milyar TL’nin aktarıldığı ve bu paranın çeşitli şirketlere dağıtıldığı tespit edildi.
Soytekin’in, İBB’den iş alamayan iş adamlarından rüşvet aldığı, yüzde 10 ile 20 arasında değişen oranlarla ödeme aldığı ve bunun karşılığında hak ediş ödemelerinin yapıldığı da ortaya çıktı.
Öne çıkan bir diğer iddia ise, İmamoğlu İnşaat’ın 2017 ve 2018 yıllarında 8 taşınmazını bedelsiz olarak Soytekin’in şirketine devretmesi ve bu taşınmazların bir kısmının bedelsiz olarak Fatih Keleş’e devredilmesiydi.
Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren bir inşaat şirketinin, ruhsat ve iskan almak amacıyla, İmamoğlu’nun kasası olarak bilinen Soytekin’in sahibi olduğu Asoy İnşaat’a 13 adet daireyi bedelsiz devrettiği de tespit edildi.
Soytekin’in suç gelirlerinin bir kısmını örgüt faaliyetleri için Fatih Keleş’e teslim ettiği, ayrıca üçüncü kişiler aracılığıyla boş şirketlere sermaye artırımı şeklinde para aktardığı ve böylelikle zenginleştiği belirlendi.
Murat Ongun ve suç örgütü yapılanması ortaya çıktı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerdeki suç faaliyetlerinin arkasında yer alan isimlerden biri de Murat Ongun oldu. Örgüt yöneticisi olarak tanımlanan Ongun’un, Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş. üzerinden suç geliri elde ettiği belirlendi. Ongun’un suç faaliyetlerini, Medya A.Ş. yöneticisi Barış Kılıç, çocukluk arkadaşı Emrah Bağdatlı, reklamcı Hüseyin Köksal ve Mustafa Nihat Sütlaş gibi isimler üzerinden organize ettiği tespit edildi.
Örgütün organize ettiği işlerde, Barış Kılıç’ın gerçek ve sahte ihale organizasyonları yaptığı, Emrah Bağdatlı’nın ise ihale sonuçları, firmalar ve nakit akışıyla ilgili işleri yönettiği belirlendi. Ongun’un yönetiminde bulunan yapının 170 farklı ihaleye dair evraklarda sahtecilik yaptığı ve emniyetin düzenlediği operasyonlarda birçok kaşe ve belgelerin ele geçirildiği kaydedildi.
Ongun’un suç ağının bir diğer önemli parçası, çeşitli gazeteciler ve influencerlardan oluşan bir medya ağıydı. Bu ağ, medya kuruluşlarında görevli gazeteciler ve bağımsız influencerlara yapılan ödemelerle yönlendiriliyordu. Ongun’un, Soner Yalçın ve İsmail Saymaz ile koordineli bir şekilde çalıştığı, Halk TV, Tele 1 ve Milli Gazete gibi medya organlarında çalışan kişilere elden para ödendiği tespit edildi.
Emrah Bağdatlı’nın, bu dağıtım işini üstlendiği ve yurt dışına kaçmadan önce Ongun ile, ardından ise İsmail Saymaz ile yoğun telefon trafiğine girdiği dijital verilerle doğrulandı.
Ayrıca, Ongun’un yapılanmasında yer alan Mustafa Nihat Sütlaş’ın kurduğu "reklamistanbul" adlı şirketin, yapay zeka tabanlı bir yazılım aracılığıyla vatandaşların kişisel verilerini topladığı ve bu verilerin yönlendirme amaçlı kullanıldığı tespit edildi. Şirketler, rüşvet taleplerini reddeden iş insanlarına tehditle baskı yapıldığı ve astronomik cezalar uygulandığı da ortaya çıktı.
Öne çıkan bir diğer iddia ise, Bakırköy Belediyesi’nin Capacity AVM sahibinden otopark işletmesini talep etmesi, bunun reddedilmesi üzerine rüşvet talep edilmesi ve AVM sahibinin “Geleceğin Cumhurbaşkanı ile kötü olmak mı istiyorsunuz?” şeklinde tehdit edilmesiydi. İlgili kişilere 3 milyon euro ile 5 milyon euro arasında değişen rüşvet talepleri yapıldığı ve AVM’ye 197 milyon TL’lik bir para cezası kesildiği tanık ifadeleri ve HTS kayıtlarıyla belgelendi.
İkinci yolsuzluk dosyası ortaya çıktı: 68 milyar liralık vurgun
2021 yılında Sedat Kapudağı adlı müştekinin ihbarıyla başlayan soruşturma, yapılan araştırmalar ve alınan izinlerin ardından dev bir yolsuzluk dosyasını gün yüzüne çıkardı. Toplamda 68 milyar lira değerinde olduğu belirlenen vurgunun, açık hava reklam sektörü üzerinden yapıldığı ortaya çıktı.
Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş.'nin ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı tespit edilirken, bu suç örgütünün başını Murat Ongun’un çektiği, organizasyonu ise Kültür A.Ş. Yönetim Başkanı Gürkan Akgün, Genel Müdür Serdal Taşkın, İpek A.Ş. Genel Müdürü İpek Elif Atayman ve Kültür A.Ş. Reklam Daire Başkanı Kaan Sürmgöz’ün sürdüğü belirlendi.
Soruşturma kapsamında elde edilen teknik veriler, açık hava reklam ihaleleri öncesinde Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Necati Özkan, Murat Kapki, Eyüp Subaşı, Murat İlbak ve Hüseyin Köksal’ın üç ayrı lokasyonda toplantılar düzenlediğini ortaya koydu. Bu toplantılarda hangi ihalelerin hangi firmalara verileceği, kazanacak tekliflerin kimler tarafından yapılacağı ve kaybedecek firmaların teklif oranları gibi detayların belirlendiği tespit edildi.
Ana firmalar
Açık hava reklam ihalelerinin çoğunlukla 4 isme verildiği belirlendi.
Örgüt kasası Hüseyin Köksal’a ait - BVA Medya A.Ş. -Urban Medya A.Ş.
Murat Kapki’ye ait - MSO Reklam A.Ş. - Sin Medya A.Ş.
Eyüp Subaşı’ya ait – Panofekt – Gençpopülistmedya
İlbak Holding’e ait - 3. Mecra - Kentvizyon A.Ş. - Vizyonkent A.Ş.
Yan firmalar
İhalelerin daha az oranda İnan Boztaş, Umut Şenol, Mete Sarısaltun, Edip Cenk Ünalerzen, İrfan Karadaş, Ahmet Talha Bilgin ve Kâmil Timur Delibaş’a ait firmalara verildiği belirlendi.
İhale edilen reklam mecra sayıları ile firmaların fillen kullandıkları reklam mecra sayıları arasında çok büyük farklar bulunduğu, aradaki fark üzerinden bir suç geliri oluşturulduğu, bu gelirin örgüt yöneticileri ve firmalar arasında pay edildiği tespiti yapıldı.
Suç örgütüne aktarılacak suç ve rüşvet gelirinin paravan şirketlere naylon fatura kestirilerek transfer edildiği, paravan şirket sahiplerinin de paraları nakit çekerek örgüt yöneticisi Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu’nun şahsi çantacısı Vedat Şahin’e elden teslim ettikleri belirlendi.
Kabil Taşcı, Yaşar Çeri, Ferhat Ertek, Cengiz Beğenmez, Hasan Özsoy ve Ahmet Çiçek gibi isimlerin naylon fatura işleminde etkin olduğu, Can Akın Çağlar, Cemal Ufuk Karakaya, Buğra Göçe, Bayram Taşkın, Ebru Yılmazlar, Gürkan Akgün, Doğan Hamit Doğruer, Halit Burak Atalan, Bilal Önver, İlker Durademir, İlknur Taşdelen, Burak Arslan, Samih Asan, Emrah Öksüz ve Adem Tuncay’ın suç yönetim sürecinde yer aldıkları ve suç gelirlerinden nemalandıkları belirlendi. Bu isimlerden İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe’nin firar ettiğinin tespiti yapıldı.
Bazı mecraların ihale ya da sözleşme olmadan belli firmalara kullandırıldığı, belli zamanlarda sözde tespitler yapılarak düşük ecri misil bedellerinin Kültür A.Ş. tarafından tespit edildiği, gelirin büyük kısmının ise örgüt üyeleri ve firmalarca paylaşıldığı belirlendi.
İşgal yoluyla kullandırılan reklam mecralarındaki reklamların zabıta tarafından sökülmesi gerekirken bunun yapılmadığı, Alper Aydın, Kaan Ketenci, Ahmet Hamdi Çiçek, Hacı Ahmet Gül, Serkan Öztürk’ün adlarının öne çıktığı, bu isimlerin naylon fatura şirket havuzu üzerinden suçtan elde edilen geliri akladığı ve örgüt yöneticilerine aktardığı tespit edildi.
Bir başka açık hava reklam yolsuzluğunun ise şirketlerin özel şahıslardan kiraladıkları reklam alanları ile ilgili sözleşmeler için Kültür A.Ş.’ye yönlendirildiği, orada bu şirketlere muvazaalı sözleşmeler imzalatılarak gelir elde edildiği ve naylon fatura havuzu kanalıyla gelirin örgüte aktarıldığı belirlendi.
Güncellenme Tarihi : 23.3.2025 20:07