Ekonomi
  • 31.10.2008 00:37

IMF İLE ANLAŞMA NE AŞAMADA?..

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dün IMF ile ilgili güncel konularda dikkat çekici açıklamalar yaptı. Dün, önce İstanbul’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu Avrupa ve Orta Asya toplantısına katılan Şimşek, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin IMF ile ihtiyati stand-by anlaşması yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu üzerine Şimşek, şu yanıtı verdi:
ARAMIZDAKİ FARKLARI GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ
“Kamu olarak IMF’nin kaynaklarına ihtiyaç duymayacak bir noktadayız. Ama yine de bir çıpa niteliği taşıyacak bir ihtiyati stand-by anlaşmasına ilişkin yapıcı bir yaklaşımımız var. Ama bunun bir programa dönüşmesi için alacağınız sigortanın niteliği, kapsamı çok önemli... Böyle bir ortamda tabii ki Türkiye’nin bir miktar esnekliğe ihtiyacı olacak. Eğer aramızdaki farkları giderebilirsek önümüzdeki dönemde belki ihtiyati stand-by anlaşması gündeme gelebilir. “
DALGALI KURA ÖVGÜ
Şimşek, dün ayrıca Hazine üzerinden bir yazılı açıklama yaparak, Türkiye’den ayrılan IMF heyetiyle görüşmeler hakkında ön bilgi verdi. Şimşek, bu görüşmelerde, Türk ekonomisinin şoklara karşı dayanıklılığının, bankacılık kesiminin güçlü finansal yapısı, disiplinli kamu maliyesi politikaları, azalan kamu borç yükü, ihracat pazarlarında artan çeşitlilik ve uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi sayesinde geçmiş dönemlere göre önemli ölçüde artmış olduğunun değerlendirildiğini söyledi. Şimşek ayrıca, mali disiplinin sürdürülmesi, ihtiyatlı para politikası, etkin likidite yönetimi ve kamu maliyesinde sağlanan iyileşmeleri kalıcı kılacak yapısal reformların, küresel gelişmelerin Türkiye’ye etkilerinin en az seviyede tutulmasında önemli rol oynayacağını da bildirdi.
TÜRKİYE KRİZDEN DAHA GÜÇLÜ ÇIKAR
Dün başlayan, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) İstanbul toplantıları, önemli açıklamaların yapıldığı bir platforma dönüştü. Bu açıklamalar özetle şöyle: n Klaus Schwab (WEF Başkanı): Bir krizi herşeyin sonu olarak görmemek lazım. Bir kriz, bir fırsattır. Bu fırsatı, daha sürdürülebilir koşulların olduğu bir ekonomi dünyası yaratmak için kullanmalıyız. Bu bölge ve Türkiye’nin bu krizden daha güçlenmiş olarak çıkma olasılığı yüksek. Türkiye bölgesinin lider ülkesi.
YATIRIMLARI ARTIRACAĞIZ
Thomas Mirow (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı): Türkiye’yle daha aktif ilgilenme kararı aldık. 2009 yılı için yaklaşık 150 milyon euroluk bir kaynak ayırdık. 2010 için 300 milyon euroluk bir yatırım ve bu yatırımın yıllar içinde giderek artması öngörülüyor.
Ferit Şahenk (Doğuş Holding Başkanı): Küresel krizde normalleşme başladı. Türkiye’nin elimizde olmayan faktörlerden dolayı yabancı yatırımcının anlayabileceği IMF sigorta poliçesine ihtiyacı olabilir. Ama 2001’deki gibi bir IMF programı değil.
Suzan Sabancı Dinçer (Akbank Başkanı): Türkiye mevcut sürece kuvvetli girdi. Krizin en büyük yansımasını ekonomik büyümede göreceğiz. İhracattaki büyümenin farklı pazarlara yönelme ile sağlanması müspet olacaktır. Önceliğimiz ihracat olmalı.
ENEJİYE UZUN VADELİ BAKALIM
Fatih Birol (Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti): Enerji yatırımları ve iklim değişikliği söz konusu olduğunda, finans krizi gözlerimizde bir katarakt oluşturuyor. Geleceği göremeyebiliriz. Enerji sektöründe uzun vadeli vizyon çok önemlidir. Eğer bu vizyonu kaybedersek, bu katarağın kölesi olursak, petrol, gaz ve elektrikte bir arz sıkıntısı yaşayabiliriz.
BANKALAR GiDiP GELMEZ OLDU
Krizin yansıması olarak ortaya çıkan finansman sıkıntısı nedeniyle yatırımlarını bir müddet askıya aldıklarını belirten Akfen Holding Başkanı Hamdi Akın, bunun “bankalarla birlikte müşterek alınmış bir karar” olduğunu söyledi. Akın şöyle devam etti: “Eskiden haftada 2, ayda 3-4 banka gelirdi projelere finansman sağlamak için. Geçen 6-7 ay içinde de ‘Enerji projelerine finansman sağlamak istiyor’ diye seçmeye başlamışlardı. Şimdi, artık gidip gelmez oldular.”

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 04:48

İLGİLİ HABERLER