Dünya
  • 18.4.2003 17:31

IRAK'I KİM YÖNETECEK!..

İSMAİL BALLI BAĞDAT - Bağdat, Basra ya da Kerbela'nın kent sınırlarının ardında Amerikalıları ve İngilizleri yabancı ve tehlikeli bir dünya bekliyor. Müttefik güçler, Irak'taki kentlerin merkezinde güvenliği sağlarken, kırsal alanda yani Iraklıların çoğunluğunun yaşadığı yerlerde Saddam Hüseyin'in ortadan kaldırılmasından sonra da geleneksel güçler varlığını sürdürecek. Irak'ta binlerce üyesi olan toplam 150 aşiret bulunuyor. Bu aşiretler, Saddam Hüseyin rejiminden bir parça da olsa kendi kararlarını verme hakkına sahipti. Şimdi ise bunlardan vazgeçmemek için haklarını müttefik güçlere karşı savunmak zorundalar. Aşiretler, Amerika'nın Irak'taki demokratikleşme planı için sorun yaratma potansiyeline sahip, önemli bir güç faktörü. Aşiret reislerinin onaylamadıkları bir Bağdat valisine ya da belediye başkanına tepkileri yeni sorunlar yaratabilir. Amerikan yönetimi bugüne değin aşiretlerin Irak'ın geleceğinde nasıl bir rol oynayacağını açıklamadı. Uzmanlara göre, bu önemli sorunların yaşanmasına yol açabilir. Eskiden Bağdat'ta profesörlük yapan ve aşiretler konusunda uzman olan Ali El Vardi, Irak'ın tarihinde aşiretlerin tabiat kanunları gibi işlediğini ve devletin rakibi olduğunu söylüyor. Merkezi hükümetin otoritesi azaldıkça, aşirete bağlılık duygusunun arttığını ya da bunun tersinin yaşandığını ifade ediyor. Sosyalist kökenli Saddam Hüseyin, 1991 yılındaki Körfez Savaşı'na kadar aşiretlere karşı mücadele etmiş ve ortak bir kökenden gelme bilincini yerleştirmeye çalışmıştı. ''ŞEYHLER KAMARASI'' OLUŞTURULABİLİR 1. Körfez Savaşı'ndan sonra ise bu politikayı tam tersi yönde işletmeye başladı. Amerika karşısında alınan yenilgi sonrasında Saddam Hüseyin aşiret şeflerinin etrafında adeta pervane oldu. Saddam Hüseyin, 1991 Mart ayında Bağdat'taki Başkanlık Sarayı'nın önünde aşiret reisleri tarafından ''şeyhlerin şeyhi'' ilan edildi. Bunun hemen sonrasında da aşiret reislerinin daha önce ellerinden alınan yetkiler iade edildi ve böylece etkileri bugüne değin büyüdü. Örneğin, aşiret üyeleri topraklarındaki kamu güvenliğini sağlama görevini kendileri yapıyor. Bağdat hükümeti, aşiret reislerine bunun için silah da temin etti. O yüzden şimdi Şeyh Talal Salim El Halidi ya da Beni Halid gibi aşiret reisleri onbinlerce silahlı adama sahip. Aşiret üyeleri ülkede pek sevilmeyen askerlik görevinden de muaf. Şeyhler vergileri topladıkları gibi Bağdat'taki hükümetten de sübvansiyon alıyorlar. Adalet mekanizmasını da ellerinde tutan şeyhler yüzünden ülkede kan davaları yaygın. Washington yönetimi için tüm bunların hakim olduğu Irak'tan demokratik bir ülke yaratmak kolay olmayacak. Belki de Irak'ta İngilizlerin II. Dünya Savaşı sonrasında kaçırdığı fırsat bu kez yakalanabilir. Bazıları ülkede İngiltere'de olduğu gibi iki meclisli bir parlamento oluşturulması ve aşiret reislerinin Lordlar Kamarası'na benzer bir yapıda yer almasının yararlı olacağı görüşünde. Zaten aşiret reislerinin ellerindeki haklardan gönüllü olarak vazgeçeceklerini beklemek de yanlış olur. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:49

İLGİLİ HABERLER