İSTANBUL'A KÖTÜ HABER... '6.4'E HER AN HAZIR OLUN!'
Jeofizik Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. AhmetErcan, dünkü depreme ilişkin, ''Bir tek depreme bakarak 'bunun arkasından büyük bir deprem gelecektir' diyemeyiz'' dedi.
Grand Cevahir Oteli'nde düzenlenen ''Deprem Şurası-2004''e katılan Prof. Dr. Ercan, Marmara Denizi'nde gerçekleşen 4.0 büyüklüğündeki
depremi değerlendirdi.
Prof. Dr. Ercan, dünkü depremin ''uyarıcı bir deprem olduğunu, 'öncü' ya da 'artçı' deprem demenin anlamı olmadığını'' söyledi.
''Bu depremin Marmara'da gerilimin biriktiği anlamına geldiğini'' kaydeden Prof. Dr. Ercan, ''Marmara Denizi'nde son yüzyılda 2.5-3 metre atım yapabilecek kadar bir gerilim biriktiğini'' bildirdi.
Prof. Dr. Ercan, ''beklenen büyük boyutta deprem oluncaya kadar büyüklüğü 2.0 ile 6.0 arasında önden gelen depremlerin olabileceğini, bunların hepsinin de olası büyük depremin uyarıcıları olduğunu'' dile getirerek, şöyle devam etti:
''Bilimsel açıdan 4.0 büyüklüğündeki deprem önemlidir. Marmara'da depremin hazırlanmakta olduğunu gösterir. Bir tek depreme bakarak
'bunun arkasından büyük bir deprem gelecektir' diyemeyiz. Marmara,
yüksek tansiyonu yaşıyor. Marmara'da 1999 öncesi 1000 olan tansiyon şu anda 4 bin 500'e varmıştır. Ne zamana varınca patlama olur, bunu
bilemiyoruz. Ama yay gerilmiştir. Deprem 10 yıl gecikmiştir. 6.4 büyüklüğünde deprem her zaman olabilir, ama 7.5 büyüklüğünde depremin olabilmesi için 113 yıl beklemek gerekiyor. Bu büyüklüktedeprem beklemiyorum.''
Marmara'da 2 deprem olacağını savunan Prof. Dr. Ercan, ''bunlardan birisinin İstanbul önünde 6.5 büyüklüğünde, diğerinin de Marmara Ereğlisi önünde 7-7.2 büyüklüğünde meydana geleceğini'' ileri sürdü.
''İSTANBUL İÇİN İYİ BİR DUYURU''
Bugün için en önemli bulgunun, ''1999 depreminin ucunun düz değil çatallı olduğudur'' diyen Ercan, şunları kaydetti: ''Bu neyi gösteriyor? Marmara kolunun, yani Adalar ve Çınarcık kolunun kırıldığını gösteriyor. Adalar, Çınarcık, Yalova merkezli bir deprem olmayacaktır. Deprem artık yanal yönde değil, doğu-batı yönünde hareket edecektir. Bizim konutlarımızı doğu-batı yönünde patlayacak bir depreme göre hazırlamamız gerekiyor. Böyle bir deprem olursa, önceki kurgulardaki gibi 75-150 bin kişi ölmeyecek. Fayın çatal biçiminde kırılması ölüm sayısını çok azaltacaktır. Bu, İstanbul için iyi bir duyurudur.''
''ÖNCÜ YA DA ARTÇI DİYEMEYİZ''
Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da, dün meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki depreme ilişkin bilim adamlarının ortak bir çalışma yapıp açıklamada bulunması gerektiğini, bunun dışındaki açıklamaların ise spekülasyondan öteye gitmeyeceğini bildirdi.
''17 Ağustos depreminden sonra Marmara Denizi'ndeki faylar tetikleneceği kadar tetiklendi. Artık tetikleme olayı yok'' diye konuşan Doç. Dr. Gündoğdu, ''tehlikeyi Adalar'ın önünde beklemediğini, tehlikenin Marmara'nın ortasında olduğunu'' söyledi.
Doç. Dr. Gündoğdu, şunları kaydetti: ''Bu deprem için 'öncü' ya da 'artçı' diyemeyiz. Çünkü mekanizme hakkında bir şey bilmiyoruz. 'Artçı deprem' diyebilmek için 17 Ağustos kırığının üzerinde olması şart. İkincisi de aynı karakterde olması lazım. Bu küçük bir deprem, çözümü güç. Ancak jeofizikçilerin yapacağı dalga çalışmalarıyla durum öğrenilebilir, böyle bir çalışma da henüz yok.''
DİĞER UZMANLARIN YORUMU
Ulusal Deprem Konseyi Üyesi İTÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da, ''Deprem Şurası'' toplantılarına verilen aralarda basın mensuplarının soruları üzerine yaptığı açıklamada, Mürefte ve İzmit Körfezi arasında uzanan fay üzerinde orta boyda bu tür depremlerle karşılaşmanın her zaman olası olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Eyidoğan, ''bu depreme öncü ya da artçı demenin de doğru olmadığını, bu konuda yeterli delilin bulunmadığını'' vurguladı.
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür de, dün meydana gelen depreme ilişkin, ''öncü ya da artçı mı? sorularının spekülasyona neden olacak bir yaklaşım olduğunu, dünkü depremin rotasyonu hakkında kesin bir bilgisi bulunmadığı, yapılacak çalışmalardan sonra bunun hangi fay üzerinde olduğunun ortaya çıkarılacağını'' bildirdi.
Prof. Dr. Görür, ''depremin Çınarcık-Adalar arasında olduğunun söylendiğini, burada iki fay sistemi bulunduğunu, birinin Adalar'ın güneybatı-güneydoğu doğrultusunda ve yaklaşık 65 kilometre uzunluğunda doğru akımlı bir fay, diğerinin de Çınarcık Havzası'nın güneyinde
normal faylardan olduğunu'' anlattı.
Depremin buralarda olmuş olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Görür, şöyle dedi: ''Bu deprem ne anlama geliyor? Öncü ya da artçı olduğunu söylemek
önemli değil. Bize şunu gösteriyor ki, Marmara'nın tabanında canlı faylar var ve bunlar zaman zaman deprem üretiyorlar. Marmara'nın tabanı sürekli olarak stres biriktiriyor, kabuk zorlanıyor, bu kabuk zaman zaman küçük depremler üretiyor. Marmara'da böyle depremlerin olması son derece doğaldır. Bunların sayısı artabilir, ta ki beklediğimiz büyük deprem gelinceye kadar. İzmit depreminde Adalar fayının kırıldığı doğru değil. Marmara'nın içine 1999 depremi girmedi.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:00