Asayiş
  • 29.7.2005 10:34

İŞTE, ÇAKICI'NIN YAKALANMA GÖRÜNTÜLERİ...

Milliyet, Türkiye'den yasadışı yoldan kaçtıktan sonra Avusturya'da izi bulunan organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın 15 Temmuz 2004'te yakalanışının görüntülerini ele geçirdi. Avusturya polisinin dakika dakika kameraya aldığı film sahnelerini andıran operasyonda, araçtan çıkarıldıktan sonra yüzüstü yatırılan Çakıcı'nın elleri arkadan kelepçelendi.

10 ülkeyle bilgi alışverişi
Emniyet Genel Müdürlüğü, Çakıcı'nın sahte pasaportla Antalya'dan deniz yoluyla Yunanistan'a geçtiğinin belirlenmesi üzerine, yaklaşık 10 Avrupa ülkesiyle bilgi alışverişinde bulundu. Haziran 2004'te izi bulunan Çakıcı'nın, Avusturya - Fransa arasında gidip geldiği belirlendi. Çakıcı'nın 15 Temmuz 2004'te yakalandığı operasyon, polis kayıtlarına göre şöyle gelişti:
Polis araçlarından birisi, Çakıcı ile eski ülkücü Necip İleli'nin bulunduğu Fransa plakalı BMW'nin önüne geçti. Polis, diğer araçları arkada bırakarak Çakıcı'nın bulunduğu aracı araya aldı. 3 ciple ilerleyen ünlü Eko - Cobra timlerinden önde olanının Graz otoyolu çıkışında durmasıyla yerel saatle 19.30'da yakalama operasyonu başladı. Öndeki aracın durmasıyla önü kesilen Çakıcı'nın aracı da durmak zorunda kaldı. Tam bu sırada konvoyun arkasında bulunan maskeli ve otomatik silahlı timler, hızla BMW'nin etrafını sararken sis bombası da kullanarak Çakıcı ve direksiyondaki İleli'yi şoka uğratarak kaçma girişiminde bulunmalarını engellediler. Aracın kontrol altına alınmasından sonra devreye sivil polisler girdi. Aracın kapısını açan polisler, sol kapıdan İleli'yi, sağ kapıdan da üzerinde eski MİT'çi Faik Meral adına düzenlenmiş sahte yeşil pasaport bulunan Çakıcı'yı çıkardılar. Sivil polisler, Çakıcı ve İleli'yi otoyolda yüzüstü yere yatırarak Eko Cobra timlerinin gözetiminde üst araması yaptılar. Yüzleri asfalta yapışan Çakıcı ve İleli'nin bilekleri, omuzlarına dizleriyle çöken silahlı siviller tarafından kelepçelendi. Başındaki 2 polisin dizleriyle başına ve sırtına bastırdığı Çakıcı, yerde başını bir sağa, bir sola çevirmeye çalışarak soluk almaya çalıştı. 2 polis, yaklaşık 3 dakika sonra Çakıcı'yı adeta kum çuvalı gibi bir sağa, bir sola çevirdikten sonra, dizleri üzerinde doğrulttu. Çakıcı'nın son derece sıkıntılı ve zor durumda olduğunu gösteren ifadeleri polis kamerasına yansıdı. Çömelmiş halde güçlükle soluk alan Çakıcı, derin bir nefes aldıktan sonra polis aracına yaslandı. Bıraktığı bıyığı ve beyazlamış saçları, spor kıyafetiyle kimliğini gizlemeye çalışan Çakıcı'nın, 2,5 ay süren firar sırasında bitkin düştüğü gözlendi. Ardından polis merkezine götürülen Çakıcı'nın üzerinden, sahte kimlik, telefon fihristi ve bir miktar para çıktı. Çakıcı, 72 gün süren firarının ardından Türkiye'ye iade edilerek cezaevine konuldu. Çakıcı, kısa bir süre sonra Yargıtay'daki bağlantılarının ortaya çıkmasıyla bir kez daha Türkiye gündemini sarsacaktı.

'Çakıcı, MİT karargâhında eğitim gördü'

Çakıcı gibi adamların ülkeler arasında kriz çıkmasını önlediklerini söyleyen Ataç, "Emniyet onu bir kez yakalama numarası yaptı" dedi

<ı>İSTANBUL Milliyet

Eski MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanı Yavuz Ataç, içinde yer aldığı olaylar konusunda gündemi sarsabilecek açıklamalar yaptı.
Alaattin Çakıcı'ya kırmızı pasaport temin ettiği ve "kaç" dediği iddiasıyla yargılandığı davadan beraat eden Ataç, "Çakıcı yıllarca MİT'le çalıştı, pasaportu nereden temin edeceğini bilir. Çakıcı devletle ilişkili. MİT'in tesislerinde kalmış, operasyonlara katılmış, eğitim görmüş ve para verilmiş, ama insanlar pasaportun rengiyle ilgileniyorlar" dedi.
Cumhuriyet'e açıklamalarda bulunan Ataç, Çakıcı gibi kişilerin ülkeler arasında kriz çıkmasını önlediklerini savundu. "Bizim Çakıcı'lara, Peker'lere ihtiyacımız olmamalı" diyen Ataç, "Ama bu adamların faydası da oluyor. Bu adamlar operasyonun yapıldığı ülkenin güvenlik güçlerinin eline geçince bir hikâye uydurabiliyorlar" diye konuştu.

Yakalama numarası
Çakıcı'nın beklentilere yanıt verip veremediği sorusu üzerine Ataç, 1. MİT Raporu'ndan sonra Mehmet Eymür ve diğer teşkilat üyelerinin dağıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Çakıcı benim elimde kaldı. Çakıcı, polis aramalarıyla ilgili Eymür'ün verdiği sözü hatırlatıyordu. Ben de ona, 'Nereye kadar kaçacaksın. Konuşalım, emniyetle, hesap yapalım. Az bir cezayla kurtarırız seni' dedim. Üstlerimin izniyle emniyetten ilgili birimleriyle konuştum. Emniyet'le anlaştık. Onlar da, 'Biz yakalamış gibi olalım' dediler. Çakıcı'yla öğle yemeğine çıktık. Polis ekibine haber verdim. Gelip Çakıcı'yı aldılar."

'Yeşil yetersiz'
Ataç, birçok faili meçhul olaya adı karışan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ı dış operasyonlarda yeterli bulmadığını, kaybolan uyuşturucu kaçakçısı Tarık Ümit'in MİT'le ilişkisini kendisinin kestiğini de anlattı.

Gazeteci susturmak
Ataç, eski Başbakan Tansu Çiller ile ilgili şu iddiayı da dile getirdi:
"Daha sonra Çakıcı'nın adamları tarafından vurulacak olan bankacı Adil Öngen benim arkadaşımdı. Çiller ailesi ile yakın ilişkisi vardı. Çiller'in ihtiyaçlarına yönelik bir faaliyette bulunmamı istedi. Ama 'Hayır' dedim."
"Nasıl bir ihtiyaçtı bu?" sorusu üzerine, Ataç şöyle devam etti:
"Çiller Ailesi aleyhine yazan birkaç gazetenin susturulmasıydı. Ama Mehmet Eymür buna 'Evet' demişti. Öngen, Eymür'ü Özer Çiller'le tanıştırmıştı. Buna karşılık olarak Eymür MİT'e geri getirildi."
(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:41

İLGİLİ HABERLER