Bilim
  • 4.3.2012 11:16

İşte Dünyayı değiştirecek 10 fikir!

ABD’de basılan Time dergisi her yıl olduğu gibi yazarlara ve akademisyenlere ‘Dünyayı değiştirecek 10 fikri’ sordu. İşte 10 uzmanın verdiği cevaplara göre son dönemde ortaya çıkan ve gelecekte hayatımızı değiştirecek olan fikirler...

YALNIZ YAŞAYANLARIN ORANI ARTIYOR

ERIC KLINENBERG (New York Üniversitesi Sosyoloji profesörü):
Yalnız yaşamanın olağandışı bir şekilde artması son yılların en büyük sosyal değişimi oldu. Tüm dünyada 1950’li yıllara göre tek başına yaşayanların sayısı ortalama yüzde 20 arttı. Tek başına yaşamak eskiden insanların ne kadar yalnız olduğunun en büyük işareti olarak görülüyordu. Şimdi ise yalnızlığın tanımı değişti. Yalnızlık tek başına yaşayıp yaşamadığımızla değil, yalnız hissedip hissetmediğimizle ilgili. İnsanlar artık en büyük yalnızlığın yanlış kişiyle yaşamak olduğunu düşünüyor. Artık tek başına yaşamak bir amaca hizmet ediyor: kendimize özgü değerlerin peşinden koşmayı, kendi kendini kontrol etmeyi, kendini tanımayı, yetişkinliğe geçmeyi ifade ediyor. Yalnız yaşamak ne zaman ne yapmak istediğimizi kendi şartlarımızla belirlememizi sağlıyor, isteklerimizin ikinci bir kişinin taleplerinin arkasında kalmasını engelliyor. Böylece aslında kendimizi keşfetme fırsatı sağlayarak bize bir anlam ve amaç veriyor. Paradoksal olarak yalnız yaşamak aslında tekrar sağlam ilişkiler kurmamız için tam ihtiyacımız olan şey.

‘HARİÇLER’İN YÜKSELİŞİ

AMY SULLIVAN (TIme yazarı):
Günümüzde ateistlerdense agnostikler artışta. 1990’lardan günümüze ibadethanelere gitmeyen kişilerin sayısı ikiye katlandı. Hiçbir dini olmadığını söyleyenlerin sayısı da yükseliyor. Bu kişilere ‘hariçler’ deniliyor. Hariçler Tanrı’yı reddetmiyor, ancak dini dogmatik olarak tanımlıyorlar.

HAFIZAMIZ GOOGLE GİBİ OLDU

ANNIE MURPHY PAUL (TIme yazarı):
Aklımızda tutabileceğimizden fazla bilginin içinde boğulduğumuz için arama motorlarına ve akıllı telefonlara bağlı hale geldik. Günde bilgisayar başında 12 saat geçiren bir insan 100 binden fazla kelimeyi haznesine katıyor toplamda 34 gigabyte boyutunda bilgi öğreniyor. Ancak bu bilgileri tekrar kullanmak istediğimizde hatırlayamıyor ve elektronik cihazlara ve internete başvurmak zorunda kalıyoruz.

AYAK İZİ DEĞİL EL İZİ BIRAKIYORUZ

DANIEL GOLEMAN (Yazar):
Harvard Üniversitesi’nin Kamu Sağlığı Fakültesi profesörü Gregory Norris’in geliştirdiği bir terim olan ‘el izi’ bir insanın neden olduğu karbon salınımını ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin bir paket cips 75 gram, bir uçağa binmek ise 2.3 milyon gram karbonun doğaya salınmasına neden oluyor. Norris’in çalışmaları sayesinde karbon salınımına karşı projeler geliştiriliyor. Örneğin ABD’deki seyahat ajansları müşterilerinden bir de karbon masrafı alıyor, bu paralar ağaç dikme projelerine aktarılıyor. ‘handprinter.org’ sitesinden ne kadar karbon salınımı yaptığınızı hesaplayabilirsiniz.

BOZULMAYAN YİYECEKLER

DEBORAH BLUM (Bilim yazarı):
Gelecekte manava sadece ayda bir gidebilir, yiyecekleri asla bozulduğu için atmayabiliriz. NASA ve Wisconsin Üniversitesi kıtlık ve uzayda yaşam için yıllarca dayanan yiyecekler geliştiriyorlar. Bakterilerin üremesini kontrol altında tutan yenilikçi teknolojiler sayesinde NASA 10 yıllık krema, 7 yıllık pirzola, 8 yıllık ton balığı ve somon geliştirdi.

SİYAHİLERİN ÇOCUKLARI HARVARD’DA

BY TOURE (TIme yazarı):
ABD’de yaşayan siyahiler artık kendileri hakkındaki kilişelere meydan okuyorlar. Çete üyeleri tarafından öldürülen siyahilerin çocukları Başkan Barack Obama gibi Harvard Üniverisitesi’ne gidiyor, felsefe okuyorlar.

YÜKSEK SINIF STRES

JUDITH WARNER (Psikolog/Yazar):
Yüksek bir maaş, güçlü bir iş, güzel bir ev, pahalı kıyafetler mutlu olacağınız anlamına gelmiyor. Uzmanlar psikolojik problemlerin daha çok dar gelirli insanlarda görüldüğünü düşünüyordu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar bunun tam tersinin doğru olduğunu ortaya koyuyor. Bir kere yeterince yükseldiğinizde zenginliğin psikolojik ve zihinsel sağlığınıza verdiği olumlu etki yok oluyor. Yükseldikçe stres o kadar artıyor ki başarının verdiği olumlu etkinin önüne geçiyor.

KAMUSAL ALANDA ÖZEL HAYAT

MASSİMO CALABRESİ (TIme yazarı):
Kamuya açık alanda yaptıklarımızın özel hayata girmediği kabul edilir. Ancak ABD’de bu yıl FBI’ın hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen bir şüpheliyi GPS sinyalleri ile takip etmesi “kamusal alanda özel hayat” olgusunu kazandırdı. Amerikan mahkemesi FBI’ın bu hareketini anayasaya aykırı buldu ve kamusal alanda yapılan her hareketin devlet tarafından izlenemeyeceğine karar verdi.

DOĞAYI ARTIK İNSANLAR BELİRLİYOR

BRYAN WALSH (TIme yazarı):
Artık doğayı jeolojik ve iklimsel faktörlerden çok insanlar belirliyor. Dünyada bitki örtüsünün bulunduğu alanların yüzde 90’ının üzerinde insanlar yaşıyor. Bugün dünyada üzerinde buz bulunmayan toprakların yüzde 38’i tarım alanına çevirildi. Egzoz dumanları, zehirli atıklar, yapay gübreler ve daha birçok madde çevreyi kirleterek doğayı değiştiriyor. Omurgalı hayvanların 5’te biri yok olma tehdidi altında. Nobel ödüllü kimyager Paul Crutzen “Artık ‘insanlar doğaya karşı’ diye bir şey yok, doğaya ne olacağına biz karar veriyoruz” diyor.

YAŞLILAR İÇİN ÖZEL ENDÜSTRİ

HARRIET BAROVICH:
Gelişmiş ülkelerin nüfusu giderek yaşlanırken yaşlılara özel bir endüstri gelişti. ABD’de kayıt stüdyoları, sahneleri olan huzurevleri türedi, gey ve lezbiyenlere özel bakım evleri açıldı. (Milliyet)
 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 19:46

İLGİLİ HABERLER