Sağlık
  • 14.10.2003 10:36

İŞTE GRİPTEN KORUNMANIN YOLLARI

SAFFET KASIM SAMSUN - İnfluenza denen virüsün, solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlar yapan bir infeksiyon hastalığı olan gribin, nezle gibi hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma, öksürme ve virüs bulaşmış ellerle tokalaşma yoluyla kolaylıkla bulaştığı belirtilerek, bu hastalığa yakalananların iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemesi, kucaklaşmaması, tokalaşmaması ve ortak eşya kullanımından kaçınması gerektiği vurgulandı. Samsun Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Kılınç, gribin çocuklarda, yaşlılarda, vücut direnci zayıf olanlarda, kalp, akciğer, böbrek, şeker, zatürre, beyin ve kalp kası iltihabı hastalığı olan kişilerde çok ağır seyrettiğini, ölüme bile yol açtığını vurgulayarak, ''Bu kadar ciddi sonuçlara neden olan grip, halk arasında soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır. Soğuk algınlığı halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalıktır ve kesinlikle grip ile karşılaştırılmamalıdır'' dedi. Gribin tedavisinde ağrı kesici ve ateş düşürücülerin, hapşırık ve kaşıntıyı azaltmak için de antihistaminiklerin kullanıldığını ve yatak istirahatı verildiğini hatırlatan Dr. Kılınç, ''Grip ve benzeri hastalıklarda antibiyotiklerin hiçbir faydası yoktur. Tersine çok ciddi sakıncaları olabilir. Hiçbir antibiyotik doktora danışmadan alınmamalıdır'' şeklinde konuştu. Dr. Mehmet Kılınç, grip ve sonrasında oluşabilecek hastalıklardan korunmanın mümkün olduğunu, hastalar ile yakın temastan ve ortak eşya kullanımından kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, ''Bu amaçla geliştirilmiş ve kullanılan grip aşıları mevcuttur. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan 'yüksek risk grubu' dediğimiz kişilere faydalıdır'' diye konuştu. Grip aşısının en sık karşılaşılan virüs tipine karşı, Dünya Sağlık Örgütü'nün önerileri doğrultusunda hazırlandığını kaydeden Dr. Kılınç, ''Grip aşısı her yıl Ekim-Kasım aylarında tek doz şeklinde yapılmalıdır. Aşı ile koruyuculuk sağlıklı kişilerde yüzde 80'lere varmaktadır. Yaş ilerledikçe koruyuculuk yüzde 50-60'lara inmekle birlikte hastalığın hafif geçirilmesi sağlanmaktadır'' dedi. KİMLER AŞI OLMALI? Dr. Mehmet Kılınç, bazı durumlarda ''öldürücü'' bile olabilen gripten korunmanın tek yolunun aşı olduğuna dikkat çekerek, ''Aşının yararlı olması için salgın başlamadan önce yapılması gerekir. Birbirine yakın çalışan iş arkadaşları, yaşlılar, astım, şeker, akciğer, kalp, kanser ve kronik solunum hastaları, öğretmenler, öğrenciler, askerler, hac ve umreye gidenler grip için yüksek risk grubunda bulunuyor. Şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, yüksek ateş, titreme, kuru öksürük ve baş ağrısıyla ortaya çıkan gripten korunmak için, salgın başlamadan önce aşı yaptırarak önlem alınması gerekir. Önemli bir salgın hastalık olan grip, bir çok kişinin bu rahatsızlıktan dolayı zor dönemler yaşamasına neden olmaktadır'' şeklinde konuştu. Hamile kadınların, gripten korunmak için gerekli önlemleri alması gerektiğine de işaret eden Kılınç, hamilelik sırasında bulaşan gribin, bebekte ve anne adayında çeşitli komplikasyonlara neden olduğuna dikkat çekerek, ''İlk 3 ayından sonra tüm hamilelere, ilk 6 ayından itibaren de bütün bebeklere grip aşısı yaptırılması gerekir'' ifadesini kullandı. Dr. Kılınç, hiçbir yan etkisi bulunmayan grip aşısını, 6 aydan küçük bebekler, yumurtaya karşı alerjisi ve hamileliğin ilk 3 ayında olanların vurulmaması gerektiğini kaydetti. ''Grip aşısı olan kimseler sadece gribe karşı ve ancak belli oranda korunabilir'' diyen Kılınç, şöyle konuştu: GRİPTEN KORUNMA YOLLARI ''Aşının bağışıklık oluşturmadığı kimselerde ve grip dışındaki diğer solunum yolu hastalıklarında genel korunma tedbirlerine dikkat etmeliyiz. Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu hastalıklarının topluma yayılmasında sağlamlardan çok hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir. Hastalar en azından iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemeli, kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır. Virüs, yıkanmamış elde de bulunur. Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas ettiklerinde, öksürük, hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon vb. gibi ortak gereçlere temas etmemeli ve tokalaşmamalıdır. Hasta kişilerden etrafa saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğinin olması bulaşıcılığı daha da artırmaktadır. Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilseler sinema, okul, işyeri, metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde istirahat etmeli, mutlaka gerekiyorsa başkalarına bulaştırmamak için maske ile sokağa çıkmalıdırlar. En etkili korunma hastaların alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Sonbahar-kış aylarında uygun giyim ve beslenmeye dikkat edilmeli, kalın-yünlü sıcak giysiler kullanılmalı, terli kalınmamalı, bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan etkenlerden uzak durulmalı, aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenmeye dikkat edilmelidir.'' Gribe neden olan influenza denen virüsün A, B ve C olmak üzere üç tipinin mevcut olduğunun altını çizen Sağlık Müdürü Kılınç, A tipi virüsün hem insanlarda hem de kuş, kümes ve domuz gibi hayvanlarda hastalık yaptığını, B tipinin de sadece insanlarda gribe neden olduğunu, C tipinin ise çok hafif derecede hastalık yaptığı için salgına yol açmadığını dile getirdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:51

İLGİLİ HABERLER