İşte PKK'nın 5 yıldır tutmayan planı
"Anadilde eğitim" bahanesiyle 5 yıldan bu yana her eğitim-öğretim döneminin başında hayata geçirilmeye çalışılan "okulların bir hafta süreyle boykot edilmesi" çağrısına vatandaşlar aldırış etmiyor. Öğrenci ve velilerin çağrıya uymadığını gören terör örgütü mensupları ve yandaşları, geçmiş yıllarda da çok sayıda okulu tahrip edip, yakarak kullanılamaz hale getirdi.
Temmuz ayından bu yana gerçekleşen yol kesme, araç yakma, barikat kurma, hendek kazma, hendeklere bombalı tuzak kurma eylemleriyle bir taraftan bölge halkının yaşam alanını sınırlayan, bir taraftan da öğrencileri eğitimden mahrum bırakmaya çalışan terör örgütü, yaptığı çağrıdan istediğini alamadı.
Eğitim döneminin ilk haftası olması ve mevsimlik işçilerin halen batı illerinde bulunması nedeniyle bazı öğrencilerin henüz okula başlamadığı Doğu ve Güneydoğu'da, "boykot" çağrısına her yıl yaşanan devamsızlıklar dışında destek verilmedi.
Okullar açılmadan gerçekleştirdikleri eylemlerine 2015-2016 eğitim ve öğretim dönemi başladığı günden itibaren de devam eden terör örgütü mensupları, öğrencilerin eğitimlerinden geri kalması için okulları adeta hedef tahtasına koydu.
OKULLARA YÖNELİK TERÖR SALDIRILARI
Eğitim öğretim döneminin başladığı günün arifesinde terör örgütünce Van'ın Tuşba ilçesindeki Ahmed-i Hani Anadolu Lisesine yönelik ses bombalı ve silahlı saldırıda bulunuldu.
İlçenin Hacıbekir Mahallesi'ndeki Dumlupınar İlköğretim Okulunun yakınında 3 gün önce güvenlik güçlerince yapılan aramada tahrip gücü yüksek el yapımı patlayıcı bulundu.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde duvar kenarına yerleştirilen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 5 çocuk yaralandı. Diyarbakır'ın merkez Yenişehir ilçesindeki bir okulda el yapımı patlayıcı bulundu.
"PKK'NIN HEDEFİ BÖLGE HALKINI CAHİL BIRAKMAK"
Uzmanlar, sözde "anadilde eğitim" talebiyle bu tür çağrılarda bulunduğunu ileri süren terör örgütünün ve yandaşlarının asıl amacının bölge halkını cahil bırakmak olduğunu değerlendiriyor. Kimi çevreler de PKK'nın yaptığı bu çağrıyla çocuk ve gençleri eğitimden uzak tutarak örgüte eleman kazandırma amacı taşıdığını belirtiyor.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, AA muhabirine, anadilde eğitim talebinin doğal bir talep ve önemli bir hak olduğunu, sivil toplum kuruluşlarının demokratik yöntemlerle bu tür hak taleplerinde bulunabileceğini anlattı.
Coşkun, geçmiş yıllarda da anadilde eğitim talebine yönelik boykot eylemlerinin gerçekleştirildiğini anımsatarak, bölgedeki vatandaşların hiçbir zaman boykot çağrılarına itibar etmediğini bildirdi.
"BOYKOT ÇAĞRILARI TOPLUMDA KARŞILIK BULMUYOR"
"Boykot çağrıları toplumda karşılık bulmuyor. Yıllardır yapılan boykot çağrısı hiçbir zaman beklenen sonucu üretmedi" diyen Coşkun, şunları kaydetti:
"Bunun en önemli sebebi vatandaşlar bu tartışmanın çocukların üzerinden yürütülmesini istemiyor. Bundan rahatsızlık duyuyorlar. Anadilde eğitim talebi olanlar bu çağrılarda bulunurken toplumun kabul edeceği yöntemleri seçmelidir. Boykot eyleminde ısrar etmemeliler."
"ÖRGÜT, KÜRTLERİN CAHİL VE GERİ KALMASINI İSTİYOR"
DÜ Öğretim Üyesi ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu da boykot çağrısının Kürt halkı adına alındığı iddia edilse de örgütün silah ve şiddet yoluyla Kürtlere zarar verdiğini aktardı.
Şeyhanlıoğlu, "Örgüt Kürtlerin cahil ve geri kalmasını istiyor" değerlendirmesi yaparak, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde eğitim ve öğretim oranının düşük olduğunu savundu.
Eğitime yönelik tehditlerin ilkokuldan üniversiteye kadar sürdüğünü belirten Şeyhanlıoğlu, bu tehdit ve baskıların hem dışarıdan eğitim amaçlı bölgenin tercih edilmesini engellediğini hem de bölgenin eğitim kalitesinin artmasına engel oluşturduğunu dile getirdi.
"BU TÜRDEN ÇAĞRILAR HALKIN ÖRGÜTTEN BIKMASINA NEDEN OLUYOR"
"Boykot kararının halkta karşılığı örgütün istediği boyutta değil. Halk çocuklarını okula gönderiyor. Tehdit içerikli sabotajlar doğal olarak bazı kesimleri etkiliyor. Bu türden çağrılar halkın örgütten bıkmasına neden oluyor" diyen Şeyhanlıoğlu, Kürt halkının tarihsel, kültürel kodları ile PKK'nın kodlarının ve örgütsel yapısının hiçbir zaman uyuşmadığını ifade etti.
Şeyhanlıoğlu, "Eğitime vurulan darbe sonucunda cahil insanlar doğar, savaşı başlatanlar ise işte bu kötü niyetli insanlardır" değerlendirmesinde bulunarak, örgütün bu boykotlarla amacının anadilde eğitim talebi olmadığına dikkati çekti.
Şeyhanlıoğlu, "PKK'lılar kendi anadillerinde konuşmuyor ki anadilde eğitimi talep etsin. PKK'lılar da kendi aralarında Türkçe konuşuyor. Anadilde eğitim demokratik bir haktır. Bu hak sağlanmalıdır ama örgütün amacı bu değil. Örgütün Kürtçe için savaştığına inanmıyorum. Örgüt toplumu cahil bırakarak felç etmeye çalışıyor. Boykot yapılabilir ama boykot insanların eğitim alma hakkını engelleme hakkı olarak görülmemelidir" dedi.
"BOYKOTA KATILIM SAĞLAMAK İÇİN BU YIL ÖRGÜT SİLAH KULLANIYOR"
Eğitim-Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ise "Anadilde eğitim nasıl bir hak ise okula gitmeyi engellemek de hak ihlalidir" diye konuştu.
Memiş, çocuklar üzerinden siyaset yapmanın doğru bir yol ve yöntem olmadığına işaret ederek, bu çağrıların bölge halkının genelinin ancak yüzde 10'luk kesiminden karşılık gördüğünü savundu.
"Silahlarla öğretmenlerin tehdit edilip öğrencilerinin eğitimden yoksun bırakılmak istenmesi kabul edilebilir değildir" diyen Memiş, şöyle konuştu:
"İlk yıllarda hiç karşılık görmeyen boykota katılım sağlamak için bu yıl örgüt silah kullanıyor ve ciddi şekilde engellemelerde bulunuyor. Bazı okullarda eğitim öğretim verilememesi ile halkın tedirgin olmasından kaynaklanan sıkıntılar artıyor. Güvenlik endişesiyle eğitim öğretime katılımın beklenen düzeyde olmaması, boykota katılımı yüksek gibi gösteriyor. Bu tür dayatmaları doğru bulmuyor, tasvip etmiyoruz."
"ÇOCUKLAR SİYASİ AMAÇ VE EMELLER DOĞRULTUSUNDA KULLANILIYOR"
Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amaç, 'anadilde eğitim' adı altında özellikle bölgeyi sömürmek, halkın yozlaşmasını sağlamak ve örgüte katılımı artırmaktır. Son süreçte örgütün veya bölgede bazı siyasi partilerin, 'başkaldırı, isyan' çağrılarına halkın ciddi bir şekilde destek vermemesi örgütü tedirgin etti. Çocuklar siyasi amaç ve emeller doğrultusunda kullanılıyor. Hiçbir şekilde anadilde eğitim talebinde oldukları kanaatinde değilim. Nasılki 1990'lı yıllarda devlet halka tek tipçiliği dayatıyorsa şimdi de örgüt tek tipçiliği dayatıyor ve kendisi dışında hiçbir gücün olmaması için adım adım bazı projeler yapıyor, bu projeler doğrultusunda halka dayatmalar oluyor."
Memiş, şehirlerdeki çatışmaların Kürtlere ciddi zarar verdiğine dikkati çekerek, sorunların meclis çatısı altında konuşulması yerine antidemokratik yollarla giderilmeye çalışılmasının halka büyük zarar verdiğini sözlerine ekledi.
BOYKOT ÇAĞRISINA TEPKİLER
İHH İnsani Yardım Vakfı Ağrı Temsilcisi Kerem Anığı, eğitim gibi hayati öneme sahip olan bir meselenin ideolojik bir argümana dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Yapılan çağrının toplumsal bir çağrı olmadığını belirten Anığı, şunları kaydetti:
"Toplum da çocuklarını okula göndererek bunu göstermiştir. Bugün artık Türkiye birçok manada demokratik standartlara kavuşmuştur. Dolayısıyla yapılacak bütün mücadelelerin demokratik standartlar içerisinde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Toplumun bu tutumu, daha sivil ve demokratik yol ve yöntemlerin mücadele dili olarak kullanmak istediğini bize gösteriyor."
Eğitim Hak-Sen Ağrı Şube Başkanı Ertuğrul Babatonguz ise ailelerin şartlar ne olursa olsun çocuklarını okutmak için her türlü fedakarlığı yaptığını belirtti.
Kentte eğitim ve öğretime sorunsuz şekilde başladığını ifade eden Babatonguz, "Sadece ilk hafta olması nedeniyle 'bu hafta ders olmaz' algısıyla az sayıda öğrencinin okula gelmeme durumu var. Bunun da boykotla herhangi bir alakası yok. Velilerimiz öğrencilerini okula göndererek eğitime verdiği önemi göstermiştir" şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir Sen Iğdır Şube Başkanı Malik Akşit, boykot çağrısına Iğdır'daki öğrenci aileleri ve öğretmenlerin uymadığını söyledi.
Boykot çağrısının, topluma ağır zararlar vermeyi amaçladığını, halkın da bunu görerek çağrıya uymadığını dile getiren Akşit, şunları söyledi:
"Çocuklarımızı cehaletin esaretine davet edenler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaşayan vatandaşlarımızın terör vesayetine girmesine hizmet ediyor. Dağa kaçırılan çocukları kurtarma çabası göstermeyenler, dağ ve şehir kadrosu çöken terör örgütünü kurtarma çabası içerisindeler."