Asayiş
  • 2.8.2003 12:50

İŞTE POLİSİN SORUNLARI

Ülke çapında, sayıları 220 bini bulan polisler, gün geçtikçe artan ve önü alınamayan toplumsal olayların aktörleri ile uğraşıyor. Diğer yandan da, düzeni sağlamaya çalışıyor. Terör, şiddet, hırsızlık ve cinayet gibi olayların içinde yer alan polisler, değişen anlayışa karşı kah uyum gösteriyor kah asar-ı antika olması gereken copu sallıyor. Son dönemde yaşananlar, polisin durumunu gözler önüne seriyor; karakollar dağılıyor, mobil karakollar artıyor, gözaltı süreleri ise kökünden bitiriliyor. Polis, mevcut yasalara göre sorgu da yapamıyor. Geçmiş yıllara oranla misli misli artan sorunlar ise çözüm bekliyor. Para yerine cesaret veriliyor Asayişin bel kemiği Polis Camiası, geçen nisan ayında 157'nci yıldönümü mutluluğunu gölgeleyen, son dönemlerin belki de en zor günlerini yaşıyor. Öyle ki, her dönemde birileri çıkarak, mesleğin kutsallığından dem vurup polislere görev cesareti aşılarken, hayatın yükü altında ezilen kısıtlı maaşlara ses çıkarmıyor. Hatta sık sık, ''insanca yaşamak için zam'' vaatleri de, sözde kalıyor. Şimdilerde pırıl pırıl üniversite mezunlarının sınavla seçildiği teşkilatın revize edilmesi bir yana, polis hala birinci sınıf insan ve memur statüsünde değil. Polise 805 milyon Türkiye'de, polis olmanın maddi ve manevi gerçeklerinin ulaştığı boyutlar, polisin hafızasına her geçen gün unutulmayacak anılar kazıyor. Gecenin gündüze karıştığı, yorgunluğun had safhaya ulaştığı mesailer, ettikleri yeminin gereği olarak yüreklerinde biriktirdikleri sıkıntılar ve emeklerinin karşılığı olarak aldıkları maaşlar... Bir polis memurunun eline, ayda net 805 milyon, müdürün eline ise 1 milyar 650 milyon lira geçiyor. Polis, aldığı maaşın başka memurlar ile karıştırılmasından da çok rahatsız. ''İşin gerekleri, iş riski, çalışma koşullarıyla üslenilen sorumluluk açısından polis mesleğinin diğer devlet memurları ile karşılaştırılması işin özüne aykırıdır'' görüşünü savunuyorlar. küçük karşılıklar Haftada 5 gün, 8'er saat çalışan bir memurun az maaş aldığı gerekçesiyle ortalığı birbirine kattığı Türkiye'de, polis memuru 12-24 saat sistemine göre çalışıyor. Ancak, Narkotik Şube görevlisi polisler ise haftada 3 ila 5 gün gerçekleştirilen operasyonlar nedeniyle adeta özel yaşamlarından kopuk bir görüntü çiziyor. Mesai anında bir zanlının yakalanması, gözaltı, mahkeme ve teftiş kurulu ile uzayan görev süresi ise bazen sabahın erken saatlerine kadar uzayabiliyor. Haftalık çalışma saati belli olmayan polislerin, çalışma sürelerini aştıklarında aldıkları mesai ise ayda sadece 130 milyon 300 bin lira. ''Büyük kentlerde görev yapan polisler ekonomik sıkıntı yaşamıyor'' tezini yalanlarcasına, büyük denizde boğulma tehlikesi ile yüz yüze gelenler anlatıyor... Asıl dert parasızlık '' Kesintilerden sonra elimize geçen para bize yetmiyor. Bunun yanında mesai de var. 12 saat hizmet ediyor, herhangi bir devlet memurunun hizmetinin ancak yarısı kadar fazlasını mesai olarak alabiliyoruz. Asıl derdimiz parasızlık, bunu kimseye anlatamıyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü bize 55 maddeden oluşan stres reçetesi hazırladı ama buna kargalar bile güler. Çoğumuz eşimizin çalışmasını istemiyoruz ama polis arkadaşlarımızın eşleri çalışmak zorunda kalıyor. Bu yüzden, son günlerde boşanmalar da arttı. Mesai saatinin 8'e indirilmesi lazım. Hem gece oluşu da bizi etkiliyor, görevde diri durmamız isteniyor ama görev uzadığında dağılarak, etkisiz hale geliyoruz.'' Prestij kaybı ''Biz istiyoruz ki, hep birlikte başarılı olalım ve eskiden olduğu gibi halk bizi alkışlasın. Zor kullanıldığı zaman bile eline sağlık sözlerini duyduğumuzda anlıyorduk ki, doğru işler yapmışız. Bundan sonra zor kullanmak da yok. Getirip ifadesini alıyorsun ve çoğu da serbest kalıyor. Bizler aydın polis olunca, sicillerimiz de temiz olacaktır. Bunu hedefliyoruz.'' Trafik polisi yıpratılıyor ''Polis kurumu, trafik kontrolleri ve trafik polisi ön plana çıkarılarak yıpratıldı. Burada polisin ceza uygulamak yerine yol gösterici ve eğitici yanının ön plana çıkarılması lazımdı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün buna eğilerek, vatandaş ile polis arasında sıkı bir uyum sağlaması gerekiyordu.'' Geçmiş dönemlerde belli ilişkiler ile hak etmediği halde çok önemli görevlere gelen meslektaşlarımız var. Bir işte başarı kazanmak için öncelikle çıraklık ve kalfalık dönemlerinden geçilmesi gerekirken, paraşütle gelenler kör cesaretleri nedeniyle bir çok suça karışıyor. Suçlar karanlıkta kalmadı ve gerekli cezalar verildi ancak kurum da yıpranmaktan kurtulamadı. Özellikle organize suç failleri, siyasi suçlular mevcut yasalarda yapılan iyileştirmelerle topluma dönme yolunu seçmek yerine, tekrar aynı suçu işleyerek, yargılanma aşamalarında güvenlik güçlerini karaladılar. Vatandaşın da kafası karıştı. Disiplin yönetmeliği Polislerin, iş sahipleri ile gittiği bir yemekte takip edilerek başlarının derde girmesi an meselesi... İyi niyetlerin bile dikkate alınmadığından yakınarak anlatılyorlar... ''Polisin iş sahipleri ile yemeğe gitmesi, amirlerinin izni ile mümkün. Ancak amirinin bilgisi yoksa başı rahatlıkla derde girebilir. Bunun için yazılı veya görsel basında yer alması gerekmez. Bizim mesleğimizde iyi niyetle gidilen dost, arkadaş yemekleri de bir ihbar sonucu polisin başına büyük belalar açabiliyor. Adı üzerinde işte, 'disiplin yönetmeliği'' Rütbeli araçı ''Emniyet Teşkilatı'nda rütbelere göre polisin kuralları var. Mesela özel işlerini şoförüne yaptırıyor. Esasında, makam aracı verilmesi prosedürde yok. Fiiliyatta var. Üstelik rütbelinin aracı hem bakımlı hem de konforlu ve bu araçlara polisin ekip aracından daha fazla benzin yakılıyor. Devlet hizmetinde kullanılması gereken araç, neden özel işler için kullanılıyor? Bize 24 saatte 12 litre benzin veriliyor. Bir olaya mı gideceksin, hemen 155 Telsiz Kumanda Merkezi görevlileri sesini yükseltiyor, 'daha varmadın mı?' diye. Eh araba da su değil benzin yakıyor. Bitince gidemediğimiz de oluyor, hamiyetli insanlara söyleyip biraz benzin koyduruyoruz. Bunun neresi doğru? Biz neden insanlara gebe kalalım? Neden devlet baba vermesin benzini ya da aracın olmadık tamir parasını? Adam yerine konmuyoruz ''İster devriye, ister ekipte istersen karakolda görevli ol. Bizi belli bir bölgeye sabitleyerek kaderimizle baş başa bırakıyorlar ve ne yazık ki, amirlerimiz tarafından adam yerine konulmuyoruz. Polis, ekip veya Yunus timi belli bir sorumluluk bölgesinde, elinde bilgi ve program olmadan 12 saat görev yapıyor. Yetkisini nasıl kullanacak ve amirinden nasıl istifade edecek belli değil. Bu nedenle ne yapacağını bilemez bir halde turlayan polis kahvecilerle ahbapmış gibi görünüyor. Halbuki, sorumluluk bölgesinde kendisinden mesleki bilgiler alabileceği kişiler var. Onlardan biri mahalle muhtarı. İş sırasında, ayrıca yiyecek, içecek ve özel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bizim de dinlenme ve tuvalet ihtiyacımız var. Bunlar polisin moral motivasyonu ve beslenmesi bakımından çok önemli. ''Bir devlet büyüğü gelecek diye polisi görevlendiriyorsun. İkamet veya otelde olabiliyor bu yer. Bağlantılı yolda güvenlik hizmeti gerekebiliyor. Çevik Kuvvet ağırlıklı birlikler sevk ediliyor. Kalabalık polis birlikleri bölgeye otobüslerle gönderiliyor. Bunların bir bölümü görevli bir bölümü de ihtiyat. Otobüsün içinde bekliyorlar. Yiyecek ve özel ihtiyacını otobüsten inmeden nasıl gidereceği belli değil. Karavan olması gerekli.'' Polis tedirgin Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde Anayasa'da yapılan değişiklikler sonrasında bazı toplumsal olaylarda ortaya çıkan özel yasalar ile Anayasa arasında bocalayan polis, sıkıntılarını şöyle dile getiriyor... ''Anayasa'da yapılan bir takım değişiklikler sonrası toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlendi. Vatandaşın kimseden izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı var. Ama diğer taraftan 2911 sayılı bir özel kanun bulunuyor. Burada da, gösteri yapanlar ile ilgili bir dizi sınırlama getirilmiş. İlin valisi ve polis ani gelişen bir olay anında Anayasa'ya mı yoksa özel yasaya mı uyacak? Hem kararsızlık hem de rahatsızlık var. Sıkıntı özel yasalardan kaynaklanıyor. Gecenin bir saatinde ekip veya polis olay anında neye karar verceğini bilemiyor ve el koyacağı olaylarda tereddütlü davranıyor. Bazen aşırı, bazen de kararsız tutumlar oluyor. Polis sıkıntıya düştüğünde üst amirinden bilgi ve uygulama desteği alması lazım. İşte bunun sıkıntısını çektiğimiz anlar çok oluyor. Polisin hizmet binalarında eğitim salonunun olması lazım. Görev başlangıcı ve dönüşlerinde mutlaka eğitim salonlarında amirleri ile günlük görev konularını tartışmalı. Polis memurlarının en çok karşılaşabilecekleri olaylar anlatılmalı. Lojmanlar sorunu İstanbul'daki ortalama 25 bin polis kardosunun yüzde 32'si lojmanda oturuyor. Ancak Anadolu'da bu oran yüzde 19. Mevcut lojmanların büyük bir bölümü güvenlik gerekçesi ile Doğu ve Güneydoğu özellikle de batı illerinde... Polis memurları 250 milyon lira kira ödüyorlar. Ancak lojmanda oturmayan polisler de, kısıtlı bütçelerine uygun yerleşim yerlerini, özellikle de kiraların düşük olduğu varoş semtleri tercih ediyor. '' Polisler için lojmanda oturmanın güvenlik açısından önemi büyük. Büyük şehirlerde Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı birimler var. Burada çalışanlarla öğretmen emniyet müdürlerine verilen lojmanlar bir türlü boşaltılmıyor. Halbuki lojmanlar onlara hizmet tahsisli olmalı ve en fazla 5 yıl oturabilmeliler. Lojman, meslek grupları arasında mesleki dayanışmayı güçlendiriyor. Mesela, polis eşi öğretmenler, polis çocuklarına kurs veya ders verebiliyor. Halk eğitim müdürlüklerinin açtıkları kurslar, orada polis eşleri için açılabiliyor.'' ''Ciğer yanarsa'' Şehitliği, normal bir ölümmüş gibi algılayan bir zihniyet oluşmaya başladı. Özellikle teşkilatın yönetim kademesinde personelin şehit olmaması için bir çok planlar yapmak ve tedbirler almak gerekir. Buna rağmen şehitlik olursa şehide hak ettiği önemin ve değerin verildiği bir anlayışın hakim olması lazım. Mesai arkadaşlarının şehit olması ise polislerin yüreklerinde tamiri zor yaralara neden oluyor... Öyle ki, ''Ciğer yanarsa, göz yaşı akar. O anda hissettiğim duyguları anlatamam. Bir uzvunu kaybetmiş gibi oluyorsun. Polis 10 yılını doldurmadıysa ailesi ortada kalıyor'' sözleri bu acıyı dile getirmeye yetiyor. Bütün bunların yanında devleti de polisi ve şehitleri için çok şey yapıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:26

İLGİLİ HABERLER