Medya
  • 25.2.2005 11:38

İŞTE, SERDAR TURGUT'UN BİTTİĞİ AN...

Serdar Turgut


 
[email protected]

23 Şubat 2005 saat 16.30: İşte benim bittiğim an

   
 
O gün gazetemizin günlük toplantısında gelen haberler içinde benim dikkatimi 'intihar etmek için penisini kesen adam' çekmişti doğal olarak. Bu haber eski uzmanlık konumu hatırlatarak bende nostalji fırtınaları da yaratmıştı. Tüm bu nedenlerden dolayı da haberi manşet yapmaya karar vermiştim. Hatta toplantıda bana ciddi haberler anlatmaya çalışan arkadaşlara 'şu anda sizi dinleyemiyorum, çünkü aklımda kesilmiş penis var' demiştim. Size bir şey söyleyeyim mi; bizim basının sonunu da ciddi insanlar getirecek, bu da kesin. Düşünsenize; Amerika'da kadın bir gece kocasının penisini kesip kopardı ve bahçeye attı, ondan sonraki beş yıl boyunca sadece ABD değil, tüm dünya bu olayı tartıştı. Peki ama ABD'de de ciddi insanlar yok mu? Gayet tabii ki maalesef var ama oralarda ciddi insanlar bizdekilerin aksine ne zaman susmaları gerektiğini biliyorlar. Bizdeki ciddi insanların bilmediği tek şey ise susmak. Çarşamba günü de ben penisli haberi manşete çıkardığım andan itibaren ciddi insanlar lobisi konuşmaya, söylenmeye başladı. Onlar siyaset haberini manşete istiyorlardı. Ben toplantıdan sonra odamda 'acaba adamcağızın penisini keserken fotoğrafı da var mı ki' diye hayal kurarken hatta 'intihar ederken yapılmaması gereken 10 hareket' türünden bir de el kitapçığı promosyonu yapmayı bile düşünürken ciddiler lobisi de faaliyetlerini gizli ve açık biçimde sürdürüyordu. Gizli bir çete olduğuna inandığım bu lobi çok yıkıcı da, hiç pes etmiyorlar, odama çetenin bir elemanı girip çıkıyor, sonra da başkası geliyor, bana manşetimiz ile ilgili imalarda bulunuyorlardı. Onları dinlerken ben 'ciddi ve entelektüel olmadığım' için Allah'a şükrettim, çünkü fazla ciddiyetin insanı gerçekten akıl hastası yaptığına inanıyorum.

Bizim medyada neden bu kadar fazla ciddi insan var, bunu da anlamak mümkün değil. Acaba bunlar nerede yaşamakta olduklarının farkındalar mı diye de düşünmek gerekiyor. Ben bir süredir ülkenin nabzını tutabilmek için televizyon program reyting raporlarını takip etmeye başladım. Güya amacım çok popüler olan programları izleyerek, sevgili halkımıza ilginç gelen konuları gazeteye yansıtmaktı. Bunu başarayım derken sonunda neredeyse gazete yerine akıl hastanesi bültenine benzeyen bir şey çıkarmaya karar veriyordum. Sevgili okurlar bana lütfen inanın, eğer denildiği gibi ülkenin televizyonu halkın beğenilerini en iyi yansıtan araçsa, o zaman da şunu söylemeliyim ki; bizim ülke insanlarının çoğunluğu fena halde delirmiş durumda. Hatta siz bu yazıyı okurken bile delilerin sayısı hızla artıyor. İsteyenle iddiaya girerim, hatta tamamen ve haddinden fazla sağlıklı bir insanı ekranın başına oturtun, hiç ara vermeden 24 saat sürekli televizyon seyrettiği takdirde o kişi de kafayı üşütür.

Durum böyleyken ciddi insanların anlamadığı şey de şu: Bu ülkede ciddi haberlerle gazete çıkardığınız takdirde, o gazetenin birkaç gün içinde batması kaçınılmaz olur. Ama tabii ki bu böyle diye böylesine önemsiz detaylar ciddi entelektüelleri alakadar etmiyor, onlar para pul işini önemsemiyorlar, bunlara kafa yoran insanları da küçümsüyorlar. Ancak tabii ki kendi maaşlarını da düzenli almak istiyorlar nedense. Bunların popüler olma gibi bir kaygıları da olmadığından sanki Türkiye'de değil de Danimarka'nın bir yöresinde yaşamakta olan sadece ciddi insanlardan oluşan tuhaf bir kavim için gazete çıkarıyormuş gibi davranıyorlar. Türkiye'de ise insanlar sabahı ya göbek atan insanları ya da da başka kadınlara bağırmayı seven kaynanaları izleyerek geçiriyorlar. Benim iddiam bu kitlenin intihar etmek için penisini kesmek gibi absürd bir yolu tercih eden adamın hikayesini büyük bir ilgiyle okuyacakları ve hatta bu haberi okuduktan sonra da başka tek bir habere bakmadan gazeteyi yırtıp atacakları yolundadır. Ama tabii ki son olayda da sonunda ciddiyet lobisi galip geldi. Çoğunluğu sağladılar ve beni manşeti değiştirmeye ikna ettiler. Penis haberi yerine siyasi bir haberi manşete koydum, bu feci gelişmenin olduğu saati ve tarihi de bir kenara not ettim; 23 Şubat 2005. Saat 16.30. Onun yanına da not aldım. Bu da benim bittiğim andır diye. Şunu bilin bu manşet değişimi olayı Türk basınında bir ekolün sona erme saatidir. O saat bir devin yok olma saatidir. Benim tükenme tarihimdir. Yazmış olduğum onca penis yazısına da ayıp ettim, onca emeğe bir kesip kurtulma olayıyla son vermek de bana yakışırdı. Yakışanı ciddi ve ilkeli düşmanlarım nedeniyle yapamadım, ciddiyete yenildim, ben bittim, tükendim, bunu da bilin istedim.
(AKŞAM) Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:10

İLGİLİ HABERLER