ANTALYA - Tatilde ya da seyahat sırasında sağlık problemi yaşama ihtimalinin diğer zamanlara göre daha sık olduğu belirtildi.
Dünya Sağlık Örgütü hazırladığı bir raporda, seyahate çıkanların yüzde 65'inin herhangi bir nedenden dolayı bir süre kendini hasta hissettiği, yüzde 15'inde ciddi hastalık belirtileri ortaya çıktığı, yüzde 8'inin hastalık nedeniyle doktora gittiği bildirildi.
Seyahate çıkanların yüzde 6'sının seyahati yarım bırakıp geri dönmek zorunda kaldığı, yüzde 2'sinin geri döndüğünde işe gidemeyecek kadar hasta olduğu, yüzde 4'ünün gittiği ülkede hastaneye yatırılmak zorunda kaldığı, yüzde 0.06'sının hava ambulansıyla bir tedavi merkezine nakledilmek zorunda kaldığı ve yüzde 0.001'inin gittiği yerde hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Nedeni ne olursa olsun, iş, eğitim, gezi, araştırma vs. seyahati sırasında yaşanılan sağlık problemleri seyahat hastalıkları olarak adlandırılıyor. Seyahat hastalıkları gidilen yere, gidiş şekline, kalınacak süreye, yapılan aktivitelere, bölgenin coğrafi, fiziksel ve mikrobik yapısına, kişinin var olan hastalıklarına, sağlık durumuna ve daha önce yaptırılmış olan aşılara göre değişiyor.
DERİN VEN TROMBOZLARI
Dr. Tuncay Filiz, en sık görülen seyahat hastalıklarının; seyahatin şekline bağlı olan hastalıklar, seyahat edilen yerin mikrobik yapısına bağlı hastalıklar, seyahat edilen yerdeki doğa koşullarına bağlı hastalıklar olduğunu ifade ediyor. Seyahatin şekline bağlı olan hastalıkların en önemlisinin 'derin ven trombozları'' olduğunun ifade eden Dr. Filiz, ''Derin ven trombozları özellikle uzun yolculuklar sırasında hareketsiz kalma sonucu bacak damarlarında oluşan pıhtının neden olduğu bacak ağrıları ve şişkinliktir. Pıhtı yerinden koparak akciğer damarını tıkarsa ölümcül sonuçlar doğurabilir. Derin ven trombozları özellikle uzun uçak yolculukları gibi hareket kabiliyetinin kısıtlandığı yolculuklar sırasında sık görülür. Derin ven trombozu, 40 yaş üstü insanlarda, hamilelerde, daha önce varis ve benzeri şikayeti olanlarda, yakın zamanda karın veya bacak ameliyatı geçirenler, doğum kontrol ilacı kullananlar, obezler, susuz kalanlar ve bazı ilaçları alan kişilerde daha sık görülür'' dedi.
Derin ven trombozunun belirtilerinin önemsenmediğini kaydeden Dr. Filiz, ''Hastalık bacaklarda hassasiyet ve kızarıklık, ağrı ve ateşle başlar. Bu dönemde yapılan tedavi çabuk geriler. Fakat pıhtı yerinden kopup akciğer damarını tıkarsa, şiddetli göğüs ağrısı, solunum sıkışması ve nefessiz kalma sonucu ölüme neden olabilir. Derin ven trombozuna bağlı rahatsızlıklar, 3 saatten uzun yolculuklarda zaman zaman koridorda yürüyerek ya da egzersiz yaparak ya da doktora danışıp, yolculuk öncesinde bir tablet aspirin alarak engellenebilir'' diye konuştu.
JETLAG SENDROMU
Uzun yolculuklarda zaman farkının da sağlığı bozduğunu belirten Dr. Tuncay Filiz, ''Jetlag sendromu olarak adlandırılan ve kısa sürede üçten fazla zaman diliminin aşıldığı yolculuklarda ortaya çıkan rahatsızlıklar, halsizlik, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, hazımsızlık, mide şikayetleri, ishal ya da kabızlık veya eklemlerde şişme ve ağrı ile kendini gösterir. Zaman farkı şikayetlerini azaltmak için, fizik kondisyonun artırılması ve gevşeme amacıyla egzersizler yapılabilir. Bu egzersizlere yolculuk öncesi başlanmalı ve yolculuk esnasında da saat başı koridorda yürüme ve germe egzersizleri yapılmalıdır. Yolculuk sırasında bolca su içilmesi ve alkollü, kafeinli içeceklerden uzak durulması gerekir. Yolculuk sırasında 45 dakikadan fazla uyunmamalıdır. Varış yerinde mümkün olduğunca gün ışığında kalınmalı, bu amaçla doğuya gidiyorsanız sabah, batıya gidiyorsanız akşam güneşinde kalmanız gerekir. Yemek saatlerinizi varış yerine göre ayarlamanız, acıksanız bile bu saatler dışında yemek yememeniz gerekir. Şunu da hemen söyleyelim; bir zamanlar son derece popüler olan melatonin ve diyet, jetlag sendromunda etkisizdir'' diye konuştu.
TURİST İSHALİ
Dr. Tuncay Filiz, seyahat edilen yerin mikrobik yapısının da seyahati bir ızdıraba dönüştürebileceğini ifade ederek, ''Seyahate çıkan insanlar en çok ciddi zatürree, sıtma, dizanteri ve bağırsak iltihabı, turist ishaline yakalanıyor. O yüzden gidilecek yer, kalınacak süre ve aktiviteler dikkate alınarak uygun aşılama yapılmalıdır. Bunların en sık rastlanılanı turist ishalidir. Bu hastalık söz konusu olduğunda bazı antibiyotikler örneğin florokinolonlar ilk basamakta yararlı olabilir. Bu antibiyotiklerle 3 gün içinde düzelme sağlanmazsa, hasta mutlaka hekim kontrolü altına alınmalıdır'' bilgisini verdi.
''Hamileler, çocuklar ve kronik hastalığı olanlarla, yaşlıların seyahat esnasında çok dikkatli olmaları gerekir'' diyen Dr. Filiz, şunları söyledi:
''Kalp yetmezliği, yeni geçirilmiş kalp krizi veya inme, ritim bozuklukları ve anjinal ataklar uçakta yolculuğa engel hastalıklardır. Romatizmalı, yeni opere edilmiş, ayak ve bacak şişlikleri olan, varisli kişilerin yolculukları risklidir. Turistik hareketlerin artması ile birlikte seyahat hastalıklarının da artması, sağlık kurumlarında seyahat hastalıkları kliniklerinin açılmasını da gerekli kılmaktadır. Son yıllarda dünyada oldukça yaygınlaşan bu klinikler, özellikle çeşitli nedenlerle riskli bölgelere seyahat edenlere yol gösterici oluyor. Muhtemel sağlık problemlerini tespit ediyor, koruyucu önlemler sunuyor. Yapacakları seyahatin bölgesine ve şekline göre hazırlanan sağlık düzenlemesiyle, seyahatleri esnasında kötü bir sürprizle karşılaşma riskinden uzak kalıyorlar.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:08