Yaşam
  • 6.5.2006 10:00

İŞTE TECAVÜZÜN ACI FATURASI

Düşünde arkadaşlarıyla oyunlar oynadığını gördüğü bir dönemde, kâbusla uyandı, kucağında gizlenmiş tecavüzlerin bebeği vardı. Ve dahası, bu, kâbus değil korkutucu bir gerçekti. A.A., 15'inde, tutmayı bile bilmediği bir bebeğin annesiydi artık. A.A.'nın ailesi, "mahallenin namusunu kirleten kızın!" anne babasıydı. Babası, 12 yıl çalıştığı işinden kovuldu. Komşuları kapılarını çalmaz oldu. Sokakta yüzüne tükürülen küçük anne korkudan dört duvara mahkûmdu.
Kadıköy Yeni Sahra'da oturan A.A. geçen yıl tanıdığı iki ayrı kişinin farklı zamanlarda tecavüzüne uğradı. Yaşadıklarını gizledi. Hamile kaldığını bile anlayamayacak kadar küçüktü. Karnında bir canlı olduğundan habersiz okula gidiyor, polis koleji sınavlarına girmek için çalışıyor, okul çıkışı mahalleye dönüyor, arkadaşlarıyla saklambaç, voleybol oynuyordu.

Dünyası karardı
15 Nisan Cumartesi sabahı bir karanlığa açtı gözünü. Hiçbir şey görmüyordu. Kör olduğunu sandı. Bir markette çalışan babası eve çağrıldı, A.A. apar topar hastaneye götürüldü. Doktorlar, "Kızınız sekiz aylık hamile. Bünyesi hamileliği kaldıramamış, bu nedenle geçici körlük yaşamış. Ya sezaryenle çocuğu doğurtacağız ya da kızınızı kaybedeceksiniz" dedi.
A.A. ameliyata alındı. Uyandığında artık anneydi. Hemşireler bebeğe "Sıla" adını verdiler. A.A.'nın bundan sonraki hayatı okula, öğretmenlerine, arkadaşlarına, oyunlara hasret kalarak geçecekti. Eve döndüğünde kitaplarını, defterlerini topladı, önlüğünü katlayıp kaldırdı. İlk o zaman ağladı.

Mahallenin namusu!
Doğumdan iki gün sonra işten çıkarılan babası eve vakitsiz gelince birkez daha yıkıldılar. Üç paket sigara çaldığı iddia edilmiş, ardından da "Zaten mahallede kızınla ilgili dedikodular arttı" denilmişti.
A.A. yaraları iyileşince sokağa çıkmak istedi. Annesi bebeğine bakar, o da biraz oynardı. Çıktığında komşusu yüzüne tükürdü. Eve kaçtı. Birkaç gün sonra pazara giderken, "Mahallenin namusunu kirlettin" diye bir başkası tükürdü. A.A. artık sokağa çıkmıyor. Bebek 21 günlük oldu. Evde 5 kardeş toplam 8 nüfus açlıkla mücadele ediyorlar.
Önceki gün ilk kez çaldı kapıları. A.A.'nın öğretmenleri geldiler eve. Elleri kolları yiyecek, bebek bezi ve mamasıyla doluydu. A.A. ilk o zaman güldü.
Röportaj için gittiğimizde ağlayan bebeğini kucağına aldı. Onu bir oyuncak bebekle oynar gibi sallıyordu.

Cehaletin olmadığı bir yerde yeniden başlamak

A.A. ağzını açmayıp bakışlarını kaçırırken baba Ramazan A. anlatıyor:
"Bu çocuk benim çocuğum, sokağa atamam. Her şeyimi kaybederim ama yavrumu asla. Kızım ayın 15'inde doğurdu, ben 17'sinde kovuldum. Kızım doğum yapınca gittim patrona her şeyi anlattım. İki gün sonra ceplerimi karıştırmış, üç paket sigara bulmuş. Çaldığımı sandı. Karşı büfeden aldığımı söyledim ve ispat ettim. En son, 'Dedikodular da arttı' dedi. Ceketimi aldım, çıktım. Ağabeyim aradı, 'Sayenizde rezil olduk, her şeyi bırakıp köye mi dönelim' dedi. Kayınvalidem bizimle konuşmaz oldu. Herkesi, her şeyimizi kaybettik. Buralardan taşınmak istiyorum. Kadıköy olur, Göztepe olur... Yeter ki cahillerin daha az yaşadığı, faturanın bize kesilmeyeceği bir yer olsun. Bir de yeni işe girdim mi her şeye yeniden başlamak istiyorum."
Anne Aysel A. da, "Karnı yok gibiydi, anlamadık. Yaşadıklarını doğurunca anlattı. Çocuk haliyle bebeğine bakmaya çalışması içimi yakıyor" diyor.
14'ünde tecavüze uğrayan A.A. çocuğun babasının kim olduğu belli olsun diye DNA sonucunun gelmesini, biri hapiste diğeri firarda iki tecavüzcüsünün ceza almasını, yine önlüğünü giyip okula gitmeyi, yüzüne tükürülmeden mahallede voleybol oynamayı, ama en çok, yeniden doğmayı ve yaşatılmayan çocukluğunu yaşamayı istiyor.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 06:05

İLGİLİ HABERLER