İŞTE TÜSİAD'IN KAYITDIŞI EKONOMİ RAPORU!..

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan ''Kayıt Dışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme'' adlı raporda, AB ile müzakerelerin başarısının birçok açıdan Türkiye'de kayıt dışılığın azaltılmasına bağlı olduğu belirtildi.
      TÜSİAD tarafından düzenlenen ve kayıt dışılığı konu alan ''İstikrarlı Büyüme Önündeki Yapısal Engel: Kayıt Dışı Ekonomi'' adlı seminerin ardından, ''Kayıt Dışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme: AB Yolunda Değerlendirme ve Çözüm Önerileri'' adlı rapor kamuoyuna sunuldu.
      TÜSİAD'ın, Büyüme Stratejileri dizisi kapsamında, İstanbul Ekonomik Danışmanlık'tan Sinan Ülgen ve Ulaş Öztürk'e hazırlattığı raporda, küreselleşme sürecinin dünya genelinde kayıt dışı dinamikleri etkilediği, küreselleşmenin doğurduğu rekabet ile baş etmekte zorlanan şirketlerin çareyi kayıt dışılığa geçmekte denediği aktarıldı.
      Türkiye'de kayıt dışılığı etkileyen yeni dinamiğin AB süreci olduğu belirtilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
      ''AB ile müzakerelerin başarısı, birçok açıdan Türkiye'de kayıt dışılığın azaltılmasına bağlıdır. Her ne kadar müzakerelerde doğrudan kayıt dışı ile ilgili bir başlık bulunmasa da malların serbest dolaşımından rekabet politikasına, tarım politikasından sanayi politikasına uzanan birçok başlık aslında kayıt dışılıkla ilgilidir. Türkiye'de kayıt dışılık bugünkü yaygınlığını muhafaza ettiği ölçüde bu ve bunun gibi birçok başlık altında yer alan AB mevzuatının yeterli addedilecek ölçüde uygulanabilmesi mümkün olmayacaktır.'' Raporda, ulusal ve uluslararası alanda kayıt dışılığı etkileyen dinamiklerin analizine duyarlı bir strateji ile Türkiye'nin kayıt dışı ile mücadelede başarı kazanmasının mümkün olduğu ifade edilerek, ''Kayıt dışılığın tedricen de olsa düşürülmesinin 10 yıl içinde vergi gelirlerinde kümülatif olarak yaklaşık 100 milyar avroluk bir artış sağlayacağı hesaplanmaktadır'' denildi.
      Kayıt dışılığın azaltılmasına, kayıt içiliğin özendirilmesiyle başlanması gerektiği belirtilen raporda, istihdam üzerindeki vergisel yüklerin azaltılması, kıdem tazminatının azaltılması, İşsizlik Sigortası Fonuna işveren tarafından yapılan katkının azaltılması, geçici bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmesi, asgari ücret kadar gelirin vergiden muaf tutulması ve istihdam mevzuatının esnekleştirilmesi konularının önemi vurgulandı.
      Raporda, kayıt dışı ile mücadelede özendirici tedbirlere öncelik tanınması gerektiği belirtildi.
      Türkiye'de toplumsal düzeyde, kayıt dışılığa bakış açısının, kayıt dışılığın istihdam yarattığı ve ekonomiyi dışsal şoklara karşı koruyan bir sübap olduğu biçimindeki yargıları içerdiği ifade edilen raporda, şu görüşler aktarıldı:
      ''Bu bakış açısının değiştirilmesi, kayıt dışı ile mücadelede başarı saĞlanması bakımından büyük önem taşımaktadır. Kayıt dışılığın ülkeye ekonomik maliyetinin ön plana çıkartılmasında yarar görülmektedir. Bu bağlamda kayıt dışılığın, Türkiye'ye ikili bir yapıya mahkum ettiği, verimsiz yapıyı koruyarak ve ekonominin global olarak daha verimli bir nitelik kazanmasını engelleyerek Türkiye'nin daha müreffeh bir geleceğe yol almasını zorlaştırdığı vurgulanmalıdır.'' Raporda, Türkiye'de kayıt dışı ile mücadeleyi ana hedef olarak benimsemiş bir kurumsal yapı olmadığına da işaret edilerek, ilgili kamu kurumları ile özel sektör şemsiye kuruluşlarının temsilcilerinden oluşacak, Başbakanlığa bağlı bir Kayıt Dışı ile Mücadele Yüksek Kurulu oluşturulmasının faydalı olacağı görüşüne yer verildi.