İYİ GÜZEL''DE HÜRRİYET''TE BU HABERLERİ KİM YAPIYOR?
Biliyorsunuz, gazetelerin pazartesi sayıları her zaman sıkıntılı sayılar... Haftasonunun rehaveti ve habersizliğinden olsun, köşe yazarlarının önemli bir bölümünün bir önceki tatil gününü ''''yazısız'''' geçirmek istemelerinden olsun, gazetelerin hafta başı sayıları diğer günlerin heyecanlı sayılarından epeyce farklı çıkıyor. Bu çerçevede, gazetelerin ancak hafta ortasına doğru kendilerine geldiklerini ve haftanın ikinci yarısında ise ''''eforik'''' ruh halinin tavan yaptığı da söylenebilir.
Pazartesi sayılarının bu göreli güçsüzlüğü tabii olarak bizim işimizi de zorlaştıran bir durum. Eğer bir de bir önceki hafta sonu bayram tatili gibi gazetelerden mümkün olduğu kadar uzak durmaya özen gösterdiğimiz günlere rastlıyorsa, işimiz daha daha da zor. Yani işin Türkçesi, kolaysa gelin de pazartesi sayılarından Kronik Medya''ya azık çıkarın bakalım!
Neyse ki pazartesi sayılarına hakim bu genel ''''dinginlik'''' içinde bu günlerde karşımıza çıkan sayılı bazı sayfalar var da, biz de bu sayede ''''hafta başı kıtlığını'''' bir ölçüde atlatabiliyoruz. Hürriyet''ten Doğan Satmış''ın hazırlayıp sunduğu (daha çok ''''sunduğu'''') ''''Okur Temsilcisi''ne Mektuplar'''' sayfası bu türün iyi bir örneği. Ne yapalım, biz de işin biraz kolayına kaçıyoruz; yoksa eğer önümüzde başka bir şey, açıyoruz önümüze Satmış''ın sayfasını. Sağolsun, sayfa da bu açıdan çok ''''bonkör'''' doğrusu... Sayfayı ne zaman önünüze açsanız, asla eliniz boş dönmüyorsunuz....
Doğan Satmış bu hafta ''''Fotoğrafa eleştiri'''' bahsini ön plana çekmiş. Biz atlamışız; meğerse gazetenin 11 Ocak tarihli sayısında Deniz Baykal''ı ''''dekolteli'''' bir kadınla birlikte görüntüleyen bir fotoğraf yer alıyormuş. Okurlar önlerine getirilen bu fotoğraftan Baykal''ı hemen tanımışlar ama ''''dekolteli'''' kadın hakkında gazetede en ufak bir bilgi yokmuş. Fotoğrafta yer alan kadın ''''Okur Temsilcisi''''ne gönderdiği mektupta bakın ne diyor:
''''(...) Ben, bir TV''de programcı ve editör olarak çalışıyorum. CHP İstanbul İl Örgütü''nün İstanbul''da düzenlediği geceye gazeteci olarak davet edildim. Yemekte, Habertürk''ün stajyer muhabiri Elif Güven, bana Baykal''la akşam haberleri için konuşma yapmak istediğini söyledi. İşte o fotoğraf da, benim bu olayı Deniz Baykal''a anlattığım sırada çekilmiş. Gürültülü bir ortamda sesimi duyuramıyordum. Bu nedenle Baykal''a eğilmek zorunda kaldım. Hiç farkında değildim. Üzerimdeki gömlek klasik bir gömlektir ve eğilme anında böyle bir manzara meydana gelmiştir. Bu görüşme belki bir dakika bile sürmedi. Foto muhabiri gazeteci olduğumu anlamadıysa kim olduğumu bana sormalıydı; partili miyim, gazeteci miyim diye. Ben evli ve bir çocuk annesiyim. Fotoğrafın bu şekilde kullanılmasının, beni ve yakınlarımı ne kadar üzdüğünü belirtmeme gerek yok... Şunu sormak istiyorum: Gündemdeki bir siyasi liderle görevi icabı yan yana bulunmak zorunda kalan bir kadın gazetecinin kazara ortaya çıkan ve dekolte içeren fotoğrafını öne çıkarmak, acaba ilkelerinizle ne kadar örtüşmektedir? Kazara oluşan bu görüntünün fotoğrafını kullanmak benim mesleğime gölge düşürmedi mi?''''
Alıntıyı epeyce uzun tuttuk ama kusura bakmazsınız herhalde... Çünkü, ortada hem de gazeteci olan bir kadının yerden göğe haklı bir protestosu var. Gazeteci Sevilay Yükselir çok haklı; Hürriyet''e ''''Kötü emelleriniz için hiç değilse meslektaşlarınızı kullanmayın!'''' diyor adeta... (Ancak hatırlıyorsunuz, Türk Medyası''nın sıra bu ''kötü emeller''''e gelince ''babasını bile'''' takmadığı daha önce benzer bir ''suçüstü'''' ile de kanıtlanmıştı. Büyük bir başarı ile ''''okurlara sunulan'''' kadın o zaman da bir TV muhabiriydi.) Neyse, fazla uzatmaya gerek yok herhalde; söylediğimiz gibi sırasında ''''babasını bile satan'''' Türk Medyası''nın bir türlü vazgeçemediği servislerinden birisiyle karşı karşıyaydık. Biz gelelim şimdi de Doğan Satmış''ın bu haklı protestoya yetiştirdiği ''''Temsilcinin Notu''''na: Satmış söze şöyle başlamış: ''''Sevilay Yüksel''in (...) itiraz edip eleştirmesi üzerine, fotoğrafı Hürriyet''te yayınlanmış haliyle ABD ve Avrupa''daki bazı ''Okur Temsilcileri''ne geçerek görüşlerini sordum. Şu yorumlar yapıldı:''''
Ancak izin verirseniz, ''''Okur temsilcileri''''nden gelen yorumlara geçmeden önce, Satmış''ın bu girişimi hakkında da iki söz edelim: Hürriyet''in Okur Temsilcisi''nin bu girişimi sizce de epeyce yersiz kaçmamış mı? Satmış, bu girişimde bulunurken acaba ne umuyordu dersiniz? ABD ve Avrupa''daki bazı Okur Temsilcileri''nin ''''Aferin size iyi yakalamışsınız; hem de bir meslektaşınızı!'''' demesini mi bekliyordu acaba? Hürriyet''in bir kaza sonucu oluşan bir ''''dekolte'''' sahneyi ''''mal bulmuş'''' gibi sayfalarına taşımasına Amerikalı ve Avrupalı ''''ombudsmanlar'''' ne diyebilirdi ki?
Doğan Satmış üşenmemiş ve açık yüreklilikle gelen bazı yorumları da sayfasına almış. Bu Amerikalı ve Avrupalı Okur Temsilcileri''nden birisi ''''Bence, bu fotoğraf, konuyla ilgisiz ve cinsiyeti öne çıkarma amaçlı; kullanılmamalıydı'''' diyor; bir diğeri ''''Foto muhabiri ve editörlerin, kadının kim olduğunu bilmeden ve neden yanında olduğunu araştırmadan bunu kullanmaları çok yadırgatıcı'''' diyor; Fransız olanı ''''Fotoğraf, başka anlamlar vermeye çalışıyor'''' diyor; İtalyan olanı ise ''''Bence kadın gazeteci şikayetinde haklı. Benim gazetem bu fotoğrafı iki nedenle yayınlamazdı'''' diye başlayıp devam ediyor...
Sonra sıra yine Doğan Satmış''a geliyor: ''''Gördüğünüz gibi, dünya ombudsmanları fotoğrafın kullanılmasını yanlış buluyorlar. Hürriyet''in yayın ilkeleri de, ''Kişileri küçük düşüren'' yayını yasaklıyor ki, fotoğraftaki kişi de böyle düşünüyor. (...) Çünkü Hürriyet''in en önemli yayın ilkelerinden biri de, ''Soruşturması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler (bu fotoğraf da olabilir) soruşturulmaksızın ve bundan ne sonuç alındığı belirtilmeksizin yayımlanamaz'' diyor.''''(!)
Nasıl hikaye ama.... Önce tut ''''dekolte'''' görüntülü fotoğraf ile gazetecilik yap; son tut ''''Bu işe ne dersiniz?'''' diye yabancı Okur Temsilcileri''nden fikir al; sonra da (burası işin en hoş yanı) bu iş niçin yapılmamalıydı diye Hürriyet''in yayın ilkelerinden bir seçki sun!
Tamam hepsi iyi güzel ama bu fotoğraf zaten Hürriyet''te yayımlanmamış mıydı? Ayrıca, gazetenin ''''Okur Temsilcisi'''' olan Doğan Satmış adı aynı zamanda, gazetenin (tabii ki aynı gazetenin!) künyesinde ''''Yazıişleri Müdürleri'''' içinde ikinci sırada yer almıyor muydu?
Öyle ise soralım: Hürriyet''te Hürriyet''in yayın ilkelerine aykırı düşen bu yayınları kim yapıyor, kim denetliyor?
İşte size ''''komik'''' bir pazartesi hikayesi... Nasıl komik olmaz, bir gazetede ''''yazıişleri müdürlüğü'''' ile ''''Okur Temsilciliği'''' görevi aynı kişide toplanmış ise sonuç nasıl komik olmaz.... (K.B.)
yeni şafak
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:57