İyi ki kriz oldu, insanların aklı başına geldi!..
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''Metalik Fikirler 1. Arge Proje Pazarı'' yarışması ödül töreninde konuşan Çağlayan, Türkiye'nin yarınları için yüksek teknolojik ve katma değerli ürünler üretilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin 10 yılda çok ciddi mesafe kaydettiğini vurgulayan Çağlayan, ''Türkiye bugün bir başarı hikayesi yazdı. Bu başarı hikayesine destek veren yatırımcı ve ihracatçılara teşekkür ediyorum. Siyasi istikrarın olduğu, üretenin gerekli desteği aldığı bir ortamda neler yapabileceğimizi yedi düvele gösterdiniz. Bu başarının ardındaki siyasi istikrar çok önemli. Bu başarının ardındaki asıl unsur Türk özel sektörüdür. Türk özel sektörü dünyada eşi görülmeyen bir girişimci ruha sahip'' diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin durmaksızın yoluna devam ettiğini anlatan Çağlayan, şunları söyledi:
''Böyle bir ortamda 2023 hedeflerini konuşuyoruz. TİM'in 2023'teki 500 milyar dolarlık ihracat hedefini Türkiye'nin ulusal stratejisi haline getirdik. Ama bunu bugünkü sistemle yapamayız o nedenle yeni teşvik sistemi yaptık''
Bugüne kadar Ar-Ge ve inovasyona yeterince önem verilmediğine değinen Çağlayan, ''Türkiye aslında petrol dışında hiç bir ürünü ithal etmek zorunda değil. Geçen yıl 54 milyar dolarlık enerji doğal gaz petrol ithalatı yaptık. Ama bugün dışardan aldığımız ürünleri yapabilecek anlayışını gündeme getiren yeni bir teşvik sistemini gündeme getirdik. Stratejik yatırımlarla bu konuda ciddi mesafeler alıyoruz. 410 firma ve 37 üniversite bu yarışmaya katılmış. Bana göre hepsi şampiyondur'' ifadelerini kullandı.
-''Yüksek teknoloji ve katma değer sağlayan tüm projelerin yanında olacağım''-
Ekonomi Bakanı olarak, sonsuza kadar katılımcıların arkasında olacağını dile getiren Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yüksek teknoloji ve katma değer sağlayan tüm projelerin hamallığını yapmaya ve yanında olmaya devam edeceğim. Türkiye ancak bunları yaparak istediği mesafeyi katedebilir. Türkiye'de yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı sadece yüzde 3. Bu aslında bizim üretim sistemimizden kaynaklanan bir hata. Adeta bir madde bağımlısı haline getirmişiz sanayiyi.''
Demir çelik sektörünün krize rağmen ihracatını artırdığını ancak, demir çelik sektöründeki üretim yapısının yanlış kurgulandığını vurgulayan Çağlayan, şunları kaydetti:
''Biz dünyanın en fazla demir çelik hurda ithalatı yapan ülkesiyiz. Geçen yıl 241 milyar dolar ithalat yapıldı. Bunun 54 milyar doları enerji. Türkiye, 10 milyar dolar demir çelik hurdasıyla dünyanın en büyük hurdacısı haline geldi. Çünkü üretim yapımız böyle kurulmuş. Bunu düzeltecek yeni sistemler kurmalıyız. Önemli olan ihracatta birim değer fiyatı artırmaktır. Bunun da yolu inovasyon, yüksek teknoloji ve yüksek katma değerden ve markalaşmadan geçiyor. Bunun için mevcut üretim sistemimizi, Ar-Ge ve inovasyon anlayışımızı mutlaka değiştirmemiz lazım. Bunu değiştireceğiz. Hükümet olarak bu konuda çok iddialıyız.''
-''İyi ki ekonomik kriz oldu. Eğer kriz olmasaydı insanların aklı başına gelmeyecekti''-
Ekonomi Bakanı Çağlayan, artık hamallık yapmanın bir anlamı olmadığını ifade ederek, şu tespitlerde bulundu:
''İnovasyonu, tasarımı kim yapacak- Genç mühendisler, akademisyenler, üniversiteler ve sektörün içindeki sanayiciler bunu yapacak. İşte bu geceki törenin asıl amacı bu işbirliğini sağlamaktır. Bunu gerçekleştirmekten başka şansımız yok. Dünyanın her tarafında anlatılan bir ülkeyiz. Bitmiş tükenmiş, ruhu dengesi bozulmuş Avrupa için tek çıkış kapısı Türkiye'dir. Avrupa'nın en önemli üretim ve yönetim üssü olmaya devam edeceğiz. Doğrudan yabancı sermaye girişlerinde çok önemli yol katettik.''
Türkiye'nin konumu itibariyle çok önemli avantajlara sahip olduğunu dile getiren Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Büyük bir rekabet ortamı içerisindeyiz. İyi ki ekonomik kriz oldu. Eğer kriz olmasaydı insanların aklı başına gelmeyecekti. Asıl olanın üretim olduğu ortaya çıktı. Rekabetin usulleri değişti. Bundan sonra bilimi, teknolojiyi, tasarımı ve Ar-Ge'yi en iyi kullanan bu yarıştan karlı çıkacak. Öyle bir kriz ki, insanların, şirketlerin davranış kalıplarını değiştirdi. İşte bu ortamda Türkiye yeni pazarlar oluşturdu.''
Türkiye'nin ihracatta son 12 ayda 148,5 milyar doları yakaladığını anımsatan Çağlayan, ''Yıl sonu itibariyle 150 milyar doları geçeceğiz. Bunun için çok farklı bir yapıya geçmemiz lazım. Yeter ki rekabeti iyi anlayalım'' ifadelerini kullandı.