Spor
  • 28.11.2025 13:19

Jhon Duran kehaneti gerçek oldu

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nin 5. hafta maçında Ferencvaros'u konuk etti. 1-1 sona eren müsabakayı spor yazarları değerlendirdi. Ömer Üründül'ün verdiği Jhon Duran detayı dikkat çekti.

Uğur Meleke: "Yiğit Efe Demir'in gala gecesi" | Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi’nde iki dev Stuttgart ve Nice’i yenip, Zagreb, Plzen, Ferencvaros gibi takımlara puan kaybetmesi bir Türk sporsever olarak beni üzüyor doğrusu.

Dün ciddi kadro kısıtlarının olduğunun farkındayım ama puan kaybedilen 3 maça baktığımda ortak bazı gerekçeler de görüyorum ister istemez:

1- Zagreb'de tam olarak anlaşılamayan bir formasyon denemesi. Çağlar’ın bir süre sağ bek oynaması. Semedo’nun altı numarada denenmesi. Ve sonunda gelen 3-1’lik yenilgi.

2- Plzen'de Talisca-Nesyri lüksünün denenmesi. Szymanski’nin sağ açıkta başlaması. Son bölümde Asensio, Duran, Nene gibi aslar girdikçe oyun toparlandı ama 2 puan yitirildi yine orada.

3- Dün evet kadronun çok kısıtlı ve eksik olduğunun farkındayım ama yine de İstanbul’da Ferencvaros’a karşı puan kaybedilmesi acı verici. Nesyri-Talisca bir arada sahadayken yine net bir tempo problemi. Jhon Duran oyuna girdikten sonra hem takımın hareketlenmesi, hem de Talisca’nın faydasının artması. Ancak 30 dakikalık futbolun yine 3 puana yetmemesi.

DEĞİŞİKLİKLER SONRASI OYUN TAMAMEN DEĞİŞTİ

Dün aynen Plzen’de olduğu gibi, oyuncu değişiklikleri sonrası tamamen ritmi değişti Fenerbahçe’nin. 60’ta oyuna giren Nene maçın vitesini tek başına artırdı zaten.

El freni Nesyri’nin yerini alan Duran da tempo kattı. Son bölümde Edson stopere, Mert sağ beke, Semedo merkeze kaydılar. Ve üçüncü bölgede kalabalıklaştı Fenerbahçe. Bu tempo artışı 1-1’i getirdi ancak daha fazlasına yetmedi. Dün Fenerbahçe iç sahada kritik bir 2 puan kaybederken belki de gecenin en büyük kazanımı Yiğit Efe Demir’di. 2004 doğumlu genç stoper ilk kez ilk 11’de forma giydi. 75 dakika sahada kaldı.

Skriniar’ın partneri olarak sol stoper görevi yaptı. 1,94’lük boyunun da avantajıyla havada gayet etkiliydi. Maç boyunca Bamidele’nin temposuna yanıt vermeye çalıştı. Çoğunlukla da başardı. 59’da da takımını şahane bir kontratağa çıkardı ama maalesef Nesyri’ye takıldı! Eğer Nesyri azıcık kafasını kaldırsa ve topu aldığı Yiğit’in koşusunu görse genç oyuncu bir net pozisyona da girebilirdi. (HÜRRİYET

Mehmet Arslan: "Defans ve orta saha iyi ama hücum hattı sorunlu" | Dorgeles Nene ve Jhon Duran’ın eksikliği bu hissi daha da kuvvetlendiriyor. Oğuz Aydın son derece istikrarlı ve çok iyi profesyonel. Ama Nene’nin hızı, tehdit gücü, isabeti ve agresifliği karşısında ne yazık ki eksik kalıyor. Youssef En-Nesyri tam bir ceza alanı golcüsü. Topu getirir ve buluşturursanız verimli. Fenerbahçe bunu yapamadığı zaman da takımı eksik bırakan ve rakibi tehdit edemeyen bir golcü.

DERBİDE FARKLI İKİLİ OLUR

Bu ikiliye bir de fizik güç olarak yetersiz, pas dağıtamayan, top kaybeden ve tüm becerisi ceza sahası önünde sol ayağıyla şut atmaya dönüşen Talisca’yı eklerseniz, hücumdaki verimsizliğe teşhisi koyarsınız. Domenico Tedesco’nun, Ferencvaros maçında bu ikiliyi tercih etmesinin ardında Avrupa Ligi’ndeki olası bir kötü sonucu telafi etme hissi yatıyordu. Galatasaray maçında Duran-Nene ikilisini sahaya göreceğimize eminim. Hücum hattının bu verimsizliği, Fenerbahçe’nin tempo yükseltmesine de izin vermedi. İleride kaybedilen her topu kazanmak için ekstra mücadele verdi takım.

KIRMIZI KART KARARI KOMEDİ

İkinci yarıda En-Nesyri-Duran ve Kerem-Nene değişiklikleri bu kez tabloyu tersine çevirdi. Ferencvaros’un golünden sonra tempoyu belirleyen ve bunu kaliteli ataklara döndüren bir takım vardı. Ofansif oyuncuların hızı, mücadele gücü ve yaratıcılığı arttı. Talisca’nın golü, Nene’nin direkte patlayan topu bu kalitenin yansımasıydı. Tedesco ile birlikte her maç biraz daha gelişme kaydediyor Fenerbahçe. Oyuncuların bireysel gelişimi de artıyor. Ama eldeki hücum hattının en verimli olacağı 11 dün maçın son 30 dakikasında sahadaydı. Jhon Duran ve Nene’nin sahadaki varlığı sarı lacivertlilerin ofansif futboluna kalite katıyor. · NOT: Jhon Duran’a gösterilen kırmızı kart komediydi. Her maçta gördüğümüz itiş-kakışa kırmızı kartı ilk kez gördüm. (HÜRRİYET)

Gürcan Bilgiç: "10 kişi kalınca da kafa tuttular" | Maçın mana ve önemi sakin olmayı birinci sıraya koydu. Beşli savunan, iki santrforla fırsat bekleyen ve bunu defalarca kanıtlamış bir takım vardı karşılarında. Hem onları kaleden uzak tutmak gerekiyordu, hem de "üç puan ilacına" kavuşmak. Merkezdeki eksikler (Bartu da listede yoktu) Asensio'yu kaleden uzaklaştırmaya mecbur etti Tedesco'yu. Talisca oyunu kurma görevine, atakları da bitirme görevini ekledi. Kerem-Talisca ve Brown soldan, Oğuz-Semedo ve Asensio sağdan kısa pas üçgenleri ile defansın arkasına sarkmak istediler. Başardıkları anlar da oldu ama devre bittiğinde Macarlar'ın direkten dönen iki şutu vardı. Oyun planına ve taktik disipline rağmen bireysel hatalar ve top kayıplarıyla rakibi davet ettiler kalelerine. Skriniar ve Ederson'a rağmen ikinci sınıf takıma yakışacak kornerden kafa golünü yediler. Daha uygununda Nesyri avuta attı. Yoklardan çözüm bulmak… Yiğit Efe güzel gecesini tamamlayamadı. Alvarez stoper oldu, Semedo ön libero. Oğuz'un sola yaklaşması, Nene'nin direkt oynama isteği, rakip ceza alanındaki kaosun arkasından Talisca'nın fırsatı değerlendirmesi… İki takımın oyun dengesinde beraberlik normal gibi gözükse de, 10 kişi kaldıktan sonra bile kazanmanın peşine düştüler. Duran tuzağa düştü ama tüm takım peşinden geldi, intikamını kovaladı, Macarları kendi ceza alanlarında bıraktılar. Gerilimi yüksek tutup, neleri yapamayacaklarını gösterdiler. Kazanmak kadar kafa tutmak da önemliydi. Pazartesi öncesinde güven tazelediler. (SABAH)

Ömer Üründül: "Asensio-Talisca birlikte olmaz" | Bütün dünyada bazı teknik direktörlerin özel takıntıları var. Bu takıntılar işe yaramasa da ısrar ederler. Bir örnek de Tedesco... Sezon başından beri vurguluyorum; çok yetenekli de olsalar fizik güçleri yeterli olmayan, devamlılıkları olmayan, pres özellikleri yetersiz kalan iki oyuncuya birden orta sahada görev vermek atletizme dönen günümüz futbolunun istediği ilkeye zıt kutup teşkil ediyor. Dün geceki Asensio-Talisca birlikteliği… Tabii ki, 15-20 dakikalık sürelerde birlikte oynayabilirler. Fenerbahçe, ilk değişikliklere kadar sahada son derece pasif bir görüntüdeydi. Hücum gücü çok sıkıntılı, tempo çok düşük, takım savunması arızalı. Tedesco, arkadan hamlelere başladı. Önce üç değişiklik birden yaptı, bunlardan bir tanesi Asensio'ydu. Sonrasında ilginç bir takım tertibi oluştu. Oğuz orta sahada, Brown sol açık… Genç Yiğit Efe sakatlandıktan sonra bu kez orta saha; Semedo, Oğuz, Talisca oldu. İlk değişikliklerden sonra Fenerbahçe skor dezavantajına düştü. Buna rağmen beraberliği bulduğu gibi, son bölümde görev yerleri tamamen değişik futbolculara rağmen tek kale oynadı. Tedesco'nun yaptığı ilk 11 tercihi neyse ki üç puan kayıpla bitmedi. Bir önemli görüşüm daha var; Duran'ın ne yaptığını anlamak mümkün değil. Güçsüz bir Duran'ın her zaman kırmızı kart potansiyeli olduğunu söyledim. Dün o da gerçekleşti. Dünkü maç bence eğer Tedesco'yu ders niteliğinde olmazsa, derbi rakibinin eksiklerine rağmen çok zor geçer. Ferencvaros teknik direktörünün takımının en başarılı oyuncusu Yusuf'u oyundan alması da doğrusu çok ilginçti. (SABAH)

Serkan Akcan: "İdeal oyun arayışı" | İki ay önce Fenerbahçe’nin başına geçtiğinde belirsizlikle dolu bir sürece adım atan Tedesco hâlâ ideal oyununu arıyor gibi. Tedesco’nun Galatasaray derbisi öncesi Ferencvaros’a karşı sahaya sürdüğü 11’de genç stoper Yiğit Efe’nin olacağı zaten bir gün öncesinden biliniyordu.

Tedesco’nun ona şans vermesi yeni bir Yusuf Akçiçek beklentisi yaratmıyor değil. Fenerbahçe altyapısından yetişip Gençlerbirliği ve Fatih Karagümrük formalarını kiralık giyerek gelişen Yiğit, Ferencvaros’a karşı gördüğü basit sarı kart dışında harika oynadı. Fizik kalitesi yeterli, sezgileri ve rakibe müdahale zamanlamaları gayet iyiydi.

Pasla gelmeliler

Tedesco elindeki geniş kadronun sürekli hazır kalabilmesi için rotasyonları kullanmak zorunda olduğunun farkında. En-Nesyri, Talisca, Oğuz Aydın ve Brown tercihlerini böyle okumak gerekiyor belki. Ama Ferencvaros’u Kadıköy’de yense, ilk 8 yolundaki büyük bir engel geçilmiş olacaktı.

Fenerbahçe, ikinci yarıda Duran, Nene oyuna girdikten sonra baskısını artırdı ama kornerden golü yedi. Peşinden de Talisca’nın golüyle maçın ibresini elinde tuttu. Son yarım saatte kurduğu baskının daha çok pozisyon getirebilmesi için Fenerbahçe’nin topu ceza sahasına pasla getirmesi gerekiyordu.

Pragmatik Keane

Ferencvaros, Macaristan Ligi’nin dominant takımlarından biri ve buna uygun olarak kendi liginde yüzde 60’larda topla oynuyor. Ne var ki, Robbie Keane, Avrupa Ligi’nde kazandıran bir pragmatizm ile hareket ederek topu karşılayan taraf olmayı tercih ediyor. Bu sayede Genk’i, Salzburg’u deplasmanda yendiler. Fenerbahçe’ye karşı da topu bırakıp hızlı geçişler ve duran toplarla sonuç aradılar. Golü de kornerden buldular. (FANATİK)

Cem Dizdar: "Bu oyunla fazlası olmazdı" | Maç önünde Tedesco’nun rakip analizindeki ‘tehlike içeren istatistik’lere bağlı olarak ilk devre topu daha çok elde tuttu Fenerbahçe. Böylece Ferencvaros’un yüksek topla gol arayışının önü de alınmış oldu. Yine de rakibin iki topunun direkten dönmüş olması, ki biri taç atışıyla başlamıştı, ilk devrenin en önemli gol girişimleriydi.

Ya Fenerbahçe? Oğuz Aydın, Kerem Aktürkoğlu ya da Archie Brown’un rakip savunma çizgisinin arkasına sarkmakta güçlük yaşadığı devrede geriye sadece ceza sahası dışından şutlar kalmıştı. Onlardan kaleyi bulanlar da etkisizdi! Kısacası maç ikinci devrenin son bölümüne kalmış görünüyordu.

Pozisyon yok, şut var

İkinci devreye Talisca şutuyla başladıysa da rakip üst üste her biri yürekleri ağıza getiren yüksek top denemelerine geçtiler. Ve Yusuf Bamidele’nin Skriniar’ı baskıyla alt ettiği pozisyonun kornerinde de Varga ile kafa golünü buldular

Neyse ki, üç dakika sonra Talisca’da başlayıp 6 pas sonunda yine onun tamamladığı vuruşla maça eşitlik geldi. Tempoyu bir türlü yükseltemeyen Fenerbahçe maçı kazanabileceği pozisyonları üretemezken sadece şut denemekle geçirdi tüm maçı. Bu oyunla bu skordan ötesi mümkün olamazdı zaten.

Farkı gören oldu mu?

Dün akşam bir kez daha gördük ki, iyi ve düzenli futbol oynamak için bizdeki takımlar gibi savurgan olmaya hakikaten gerek yok. Fenerbahçe 11’inin piyasa değeri 157 milyon Euro iken Ferencvaros'unki sadece 21 milyon euroydu! İki takım arasında piyasa değeri farkı kadar fark gören oldu mu? (FANATİK)

Mert Aydın: "Yiğit’e alkış ama stoper ihtiyaç" | Gelecek pazartesi oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçı tarihteki ne ilk derbi olacak ne de son. Ama özellikle Fenerbahçe için Galatasaray’ın yıllardır yakaladığı psikolojik üstünlüğü kırmak adına bir fırsat. Tedesco ile yakalanan istikrarı Galatasaray’ın sakatlık karmaşasına karşı kullanmak hedefleri. Her iki ekip açısından da böyle bir maç öncesi Avrupa’da sahaya çıkmak kolay değildi.

Tedesco, hafta sonunun aksine cezalılar İsmal-Fred yerine Alvarez’i orta sahaya yerleştirmişti. Tabii Ferençvaroş’un İstanbul’a namağlup geldiğini de unutmamak gerekir. İlk yarının temkinli oyununda Oğuz ve Semedo’dan biraz daha katkı gelse Fenerbahçe’nin üstünlüğü ele geçirebileceğini gördük. Ama özgüvenli Macar ekibinin yarattığı karamboller de yürekleri ağızlara getirdi.

Alvarez’e Asensio ve Talisca’dan yeterli yardım gelmeyince Fenerbahçe’nin oyunu aksadı. Oyunu düzeltebilme adına yapılan değişiklikler oturmadan golü yedi Fenerbahçe.

Sorun çözücü Asensio dün akşam bir şey çözemedi. Ancak ceza alanına sızan Talisca beraberlik golünü fazla beklemeden attı. Bu golde oyuna yeni giren Nene’nin asisti de akıllıcaydı. Bir topu da direkten dönen Nene önyargıları kırıyor. Üzerindeki fiyat etiketi nedeniyle yapılan eleştiriler, bu performans geldiği sürece azalacaktır.

Yiğit Efe’ye büyük alkış... Tabii ki eksikleri var ama Tedesco, elindeki her oyuncudan yararlanmayı iyi biliyor. Hele ikinci yarıda yaptığı bir müdahale var ki müthiş! Ama şunu net olarak söylemek lazım. Fenerbahçe’nin ara transferde bir stopere ihtiyacı var.

Beraberlik şöyle bir maç trafiğinde korkunç bir sonuç değil. Hele rakibin formu düşünülürse. Ancak şu maç kazanılsa son 3 maçta işler daha rahat olacaktı. Umarım bu maçta kaybedilen puanlar aranmaz. Rakipler çok da kolay değil çünkü. Jhon Duran’ın anlık patlamaları sıkıntılı. Bu tip durumlarda onu o ortamdan çıkaracak birileri gerekiyor. Boşu boşuna kırmızı gördü. (MİLLİYET)

Güncellenme Tarihi : 28.11.2025 13:23

İLGİLİ HABERLER