KADIN YAZARIN DENEYİMİYLE TEK GECELİK AŞKLAR!..
Tek gecelik aşklar / DİLEK ÖNDER
“Elvis Presley beni arayıp Monroe’yu istedi. Onu alıp Beverly Wilshire’a götürdüm.”
“Birbirlerini gördükleri anda tek kelime etmeden öpüşmeye başladılar.” Presley’in eski menajeri, iki efsane ünlü arasında geçen tek gecelik ilişkiyi bu cümlelerle açıkladı.
Elvis Presley ve Marilyn Monroe...
“Birbirlerini gördükleri anda tek kelime etmeden öpüşmeye başladılar.” Ne yani? Etkileyici değil mi? Sanki bir filmden alıntı...
Eski mi, yeni bir film mi kurgulayamıyorum. Tek gecelik bir aşkı anlattığı için bugünlerde geçebilir...
Ama bu kadar etkileyici olduğuna ve tutkuyla pornografiyi bir arada ucuzlatmadan verebildiğine göre sanki eskilerden bir tad... Eski ya da yeni fark etmiyor; o sahne gözümün önünde canlanıyor.
“Kim seyretse etkilenir herhalde...” diye düşünüyorum.
İkisi de ünlü olduğu için mi?
Hayır.
İkisi de güzel olduğu için mi? Belki de...
İkisi de tutkulu olduğundan mı? Olabilir...
Yoksa tek gecenin büyüsü mü? Galiba... Şimdi söyleyin bakalım; onların bu tek gecelik aşklarında bir banallik var mı? Bence yok.
Yani Elvis maganda, Marilyn fahişe gibi mi?
Bence değil. Peki hiç konuşmadan öpüşmeye başlamaları bayağı mı?
Bence hayır.
Şimdi başka bir soru daha; bu kaçamak onlara yakışmıyor mu?
Ve hatta başka türlüsü sıradan
kaçmaz mıydı?
“One night stand”, “occasion”, “casual” veya tek gecelik aşk... Ne derseniz deyin... Kimbilir kaçınız böyle bir ilişki yaşadınız.
Kimbilir kaçınız yaşamak istediniz.
Şimdi de doğruyu söyleyin bana; kaçınız ucunu kaçırdınız.
Tek geceyle bırakmadınız.
Bırakamadınız...
Efsanenizi yıktınız...
Sırrınızı açıkladınız...
Sıradanlaştınız...
Oysa... Oysa...
Önemli Not: Şimdi sizden bir ricam olacak. Lütfen, “Herhalde çok tek gecelik ilişki yaşadın” diye ilkel psikolojik tespitler yapmayın.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:43