Spor
  • 28.11.2002 11:09

KAFEİN DOPİNG OLMAKTAN ÇIKIYOR

KAYNAK : Haber Vitrini Spor dünyası, dopingle mücadelede yeni bir döneme giriyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA), ''Yasaklı İlaçlar Listesi'' ile ilgili çalışmalarında önemli ve köklü değişikliklere imza atmaya hazırlanıyor. IOC ve WADA'nın ortaklaşa olarak hazırladığı ve 2003 yılında tüm dünyada uygulanacak listedeki en önemli gelişme, spordaki rekabetin önündeki yeni ve en büyük problem olarak ortaya çıkan ''Genetik Dopingi''nin yasaklı maddeler arasındaki yerini alması oldu. IOC'ye akredite olarak çalışan, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu tüm merkezler, Ocak ayından itibaren, normal analiz çalışmalarının yanı sıra birinci öncelikli olarak, gen dopingi ile ilgili araştırmalara ağırlık verecekler. KAFEİN LİSTEDEN ÇIKIYOR Dopingle mücadelenin şu anki patronu IOC ile veliahtı WADA, ''Yasaklı İlaçlar Listesi'' nin en önemli maddelerinden biri olan ve sporcuların adeta korkulu rüyası haline gelen ''Kafein'' konusunda sıkı bir pazarlığa başladı. WADA'nın, Kafein'in listeden çıkarılmasına yönelik teklifini beklemeye alan IOC Tıp Komisyonu, ajansın bu uygulamaya, doping kontrolünde dünyada tek söz sahibi olacağı 2004 yılından itibaren başlamasını uygun gördü. Buna göre, WADA'nın bağımsız olarak çalışmaya başlayacağı 2004 yılından itibaren, ''Yasaklı İlaçlar Listesi''nde, kafein yer almayacak. WADA'nın yetkili olacağı listeden, narkotik analjesiklerin de çıkarılması ve doping sayılmaması, 2004 yılının en önemli hedefleri arasında bulunuyor. TÜRKİYE ÇALIŞMALARA BAŞLADI IOC'nin uyaları doğrultusunda, Türk yetkililer, ''Gen Dopingi'' ile ilgili çalışmalara başladı. Komitenin, tüm dünyadaki akredite merkezlerine, üniversitelerin genetik bölümleri ile ortak çalışma içine girilmesi yönündeki direktifini uygulamaya koyan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sağlık Yüksek Kurulu, ilk çalışmasını, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) gerçekleştirdi. Aralarında, Doping Kontrol Merkezi Başkanı Aytekin Temizer'in de bulunduğu kurul üyeleri, GATA Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nejat İmirzalıoğlu'ndan, konuyla ilgili bilgi aldılar. GEN DOPİNGİ IOC tarafından, sporda rekabetin önündeki en büyük tehlikelerden biri olarak gösterilen ''Gen Dopingi''nin, sporcu tarafından belli başlı 3 tipte kullanılabileceği düşünülüyor. Birinci tipte, insan dolaşımına verilen gen, hormon salgılanmasında artış sağlayarak, aerobik kapasitenin artırılmasını sağlıyor. İkinci tipte, kas hücresine enjekte edilen kas geliştirici bir gen olan ve kas büyüme faktör proteini olarak adlandırılan bir gen tedavisi bulunuyor. Bu tedavinin, sporcular için ciddi bir doping aracı olabileceği öngörülüyor. Olası örnekler arasında, tenisçilerin omuz kasları, atletlerin bacak kasları bulunuyor. Üçüncü tipte ise kan dolaşımına enjekte edilen gen ile yeni damar yapılanmasına yol açılması sağlanıyor. Bu tedavinin, sporcular tarafından yeni damar oluşumu sağlamak için doping amaçlı kullanılabileceği düşünülüyor. Damar sayısındaki artış, kaslara, akciğere, kalbe ve diğer dokulara ulaşacak oksijen miktarındaki artışın, sporcuda daha geç yorulmayı da beraberinde getireceğine dikkat çekiliyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:47

İLGİLİ HABERLER