Gündem
  • 22.3.2024 23:41

Kaftancıoğlu: İmamoğlu'nun müdürü Tuncay Yılmaz'ın orada ne işi var?

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturmada, CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı. Kaftancıoğlu, Sarıyer'deki CHP İl Binası için o dönem "Bir tuğla da sen koy" dayanışma kampanyası başlattıklarını, görüntülerdeki paranın bu kampanyadan toplanan paralar olduğunu, ancak makbuz kesilip kesilmediğini bilmediğini belirtti. Ekrem İmamoğlu'nun müdürü Tuncay Yılmaz'ın para trafiğinin içinde olmasına anlam veremediğini söyleyen Canan Kaftancıoğlu, "Tuncay Yılmaz’ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Kendisini tanımam. Tuncay Yılmaz’ın orada olması bana da garip gelmiştir" ifadelerini kullandı.

CHP İstanbul eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, para sayma görüntülerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı‘nda ifade verdi.

Kaftancıoğlu il başkanı seçildiği zaman il binası satın alacağının sözünü verdiğini hatırlatarak ifadesinde şunları söyledi;

“Bir tuğla da sen koy dayanışma kampanyası başlattık. Sarıyer’de şimdiki il başkanımızın olduğu binayı bulduk ve binanın satışını yapacak kişinin telefon numarasını arayarak irtibata geçildi. Sonra binanın sahibi olan kişinin avukatıyla görüşmelere başladık. Avukat mal sahibinin bina için 43 veya 44 milyon TL istediğini söyledi. Siyasi parti olduğumuzdan dolayı ne kadar bedelle satın alma konusunda anlaşırsak o bedelli olduğu gibi tapuda resmi olarak göstereceğimizi söyledim. Avukat tapu konusunda sıkıntı olmayacağını, mal sahibinin tapuyu aldıktan sonra pazarlığı yapabileceğimizi ancak mal sahibinin binanın gerçek değerini tapuda resmi olarak gösterilmesini kabul etmeyeceğini söyledi.

Siyasi partiler taşınmaz alımlarında herhangi bir vergi ödemedikleri için ben özellikle tapuda satın alınan gerçek değerin gösterilmesi konusunda ısrarcı oldum. Bedeli 24 milyon TL olması ile 41 milyon TL olması arasında partimiz açısından bir fark olmayacaktır. Ancak sonradan bana söylendiği kadarıyla satıcı bu bina yaklaşık bir yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde aldığı taşınmazı beş yıl içerisinde sattığı için aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış. Bununla birlikte resmiyette gösterilen 24 milyon TL bedel o tarihte belediyeye rayiç fiyatının üzerinde bir fiyattı”.

"ELDEN PARA VERMEYİ BEN KABUL ETTİM"

Canan Kaftancıoğlu ifadesinde satıcıyla binanın fiyatının bir kısmının elden alınması konusunda anlaştıklarını söyleyerek; “Satıcının bize ilettiği tapuda rayiç‘in üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bütün sorumluluk bana aittir. Mal sahibi ile bu şekilde anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanak ile kayıt altına alınması gerektiğini bütün arkadaşlarıma ben söyledim” dedi.

Savcının bir tuğla da sen koy isimli bağış kampanyasında toplanan paranın ne kadar olduğunu ve yapılan tüm bağışlara karşı usulüne uygun şekilde makbuz verilip verilmediği sorusuna Kaftancıoğlu, “Yapılan bağışlar bankaya yatan ve resmi olarak hesaba gönderilen paralardır. Ben hesaplara gönderilen paraların miktarını bilmiyorum. Görüntülerdeki paranın bağış parası olduğunu biliyorum. Ancak makbuz kesilip kesilmediğini bilebilmem mümkün değildir” yanıtını verdi. Kaftancıoglu binanın satın alma sürecinde CHP olarak hiç kimseye komisyon vermediklerini ifade etti.

"KALAN PARAYI TAPU DEVRİNDE VERECEKLERDİ"

Soruşturma savcısı Kaftancıoğlu’na, 41 milyon TL bedelle satın alınan ancak 24 milyon TL bedelin tapuda gösterildiği geri kalan paranın ise elden verilmesini kabul ettiğiniz meblağ ilişkin görüntülerde tutanak altına alınan tutarın 15 Milyon 510 bin TL olduğu yazılıdır. Geriye kalan 1 milyon 490 bin TL parayı kime ve nasıl ödediniz sorusunu yöneltti.

Kaftancıoğlu bu soruya, “ Ben 9 Aralık 2019 günü avukatın ofisinde Ali Ali Rıza Braka’ya 17 milyon TL para verileceğini biliyordum. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla paranın tamamı ödenememiş. Geriye kalan kalan 1 milyon 490 bin TL’nin tapunun verileceği gün ödenmesi konusunda mutabık kalınmış” cevabını verdi.

Para alışverişinin olduğu gün dönemin Genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da olduğunu söyleyen Kaftancıoğlu kendisinin Kılıçdaroğlu’na eşlik ettiğini Özgür Nas’ın avukatın ofisine gitmesi için talimatı kendisinin vermediğini ancak Nas’ın kendisine o gün ofise gideceğini bilgisini verdiğini elden ödenen paranın tutanak altına alınmasını da kendisinin söylediğini ifade etti.

"TUNCAY YILMAZ’I TANIMIYORUM"

Canan Kaftancıoglu 17 milyon TL paranın elden verileceğini bildiğini ancak parayı ofise kimin getireceğini ve parayı nereden temin ettiklerini bilmediğini ifade ederken “Sadece Özgür Nas’ın orada olacağından haberim vardı. Diğer kişilerin orada olduklarını bilmiyordum” dedi. Canan Kaftancıoğlu, Tuncay Yılmaz’ı tanımadığını da belirten Kaftancıoğlu, Tuncay Yılmaz’ın neden ve hangi amaçla ofiste olduğunu bilmediğini de anlattı.

Savcının Ali Rıza Braka’ya elden ödenen 17 milyon TL parti gideri olarak veya herhangi bir kayıt altında resmi bir belgede yer almakta mıdır sorusuna ise, “ sayısız ilçeden ve kişilerden bağışlar geldiği için 17 milyon TL’nin içerisindeki tutarın belki bir kısmı veya tamamı tutanak altına alınmış ve makbuz kesilmiş olabilir. Ya da bir kısmı makbuzsuz alınmış olabilir. Benim bunları bilebilmem mümkün değildir. Ben bu 17 milyon TL’nin parti gideri olarak kaydedililip kaydedilmediğini bilmem mümkün değildir. Siyasi partiler Kanunu’nda parti giderlerinin nerede ve nasıl kayıt altına alındığı açıkça belirtilmiştir. Bu konuda gider kaydı tutmak benim yetkim ve görev alanında olan bir şey değildir” dedi.

Güncellenme Tarihi : 22.3.2024 23:43

İLGİLİ HABERLER