Kemal Derviş uzun süreden beri ortalıkta gözükmüyor. Başkanlık divanında yer almasına rağmen CHP genel merkezine de hiç uğramadığı bizzat CHP lilerce dillendiriliyor.
Sabah Gazetesi Başyazarı Erdal Şafak, dünkü yazısını bu konuya ayırmış ve Derviş ile ilgili gelişmeleri detaylı bir şekilde araştırmacı ve akıcı bir üslupla yazmış. Okurken büyük keyif aldım. Çünkü Derviş ile ilgili buna benzer gelişmeleri Takvim okurlarıyla bu sütunda birkaç kez paylaşmıştım.
Derviş ile ilgili gelişmeler açıkçası beni pek şaşırtmadı. Başbakan Ecevit tarafından Türk siyaset sahnesine taşınan Kemal Derviş’in en önemli özelliği, kendisine dostluk elini uzatan, siyaset sahnesinde koltuk ikram edenleri sırtından bıçaklamaktır.
Derviş’i TBMM ye taşıyan Deniz Baykal’ı da sırtından bıçaklayıp, CHP yi bölerse kimse şaşırmasın. Alışkanlık bu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın en büyük hatası Derviş’i meclise taşımasıdır. Derviş’in Başbakandan daha fazla yetkili olduğu Ekonomi Bakanlığı sırasındaki icraatları Baykal’ın ve CHP nin söylemleri ile zaten örtüşmüyordu.
Türk Hükümeti adına katıldığı IMF görüşmelerinde teslimiyetçi bir tutumla, IMF nin istediği herşeyi, müzakkere etmeksizin üyesi olduğu 57.Hükümete kabul ettirmeye çalıştı. TBMM de ve Hükümette karşı görüşle karşılaştığında Ecevit ve ortaklarını görevi bırakmakla tehdit etmekten kaçınmadı.
Şeker Pancarı ve tütün ekimine sınırlama getiren yasaları baskıcı bir zihniyetle çıkartarak çiftçileri perişan etti.
Memur ve işçi ücretlerine yapılacak zamların karşısına dikildi.
Ulusal Bankaların kapatılması önerilerini talimat kabul edip kapattı. Oysa kötü niyetli bankalar dışındaki bankalara 3 milyar dolar sermaye katkısı ile Bankacılık sektöründeki sıkıntı aşılabilirdi. Bugünkü 20 milyar dolar devlete yük binmez ve 60 bin bankacı işsiz kalmaz, bankacılık sistemi yabancılaşmazdı.
Bürokrasiyi ikiye böldü. Derviş’in yakın çalışma arkadaşları bürokratlar süper lig takımı, diğer bürokratlar amatör takım oyuncuları.
Kamuoyunun nabzına göre şerbet vermeyi iyi bildi. Kameralarla kahvaltı yapma hoşuna giderdi,Popülizm yapmayı iyi becerdi.
Kendisine Bakanlık koltuğunu altın tepside ikram eden Başbakan Ecevit ve ortaklarına en büyük darbeyi vurmaktan çekinmedi. Çünkü Başbakanlık hayalleri kurmaya başlamıştı.
Seçim kararı alınmış, tüm partilere ayrı ayrı göz kırpmaya başlamıştı. Kamuoyu yoklamalarını takip edip, iktidar partisini belirlemeye çalışıyordu. Seçeceği parti iktidar olmalı, kendisi de Ekonominin dümenine geçme hesaplarını yapıyordu.
Anketlerdeki ibreyi CHP den yana gördü. CHP den aday oldu. Seçim meydanlarda, çiftçi, memur,işçi, esnaflardan yana nutuk atarken, Ekonomi Bakanı iken bu hakların kendisi tarafından çıkartılan yasalarla alındığının farkında bile değildi. Çünkü çıkartmayı becerdiği yasalarla işçi, memur,esnaf ve çiftçiyi nasıl perişan ettiğinin farkında değil, aldığı talimatları yerine getiriyordu.
CHP ye puan getirecek diye aday yapılan Derviş’in getirisinden çok götürüsü oldu.
Kemal Derviş bir türlü alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Başta, kendisini Türkiye’ye Bakan gönderen ABD yi Irak savaşı sırasında TBMM de ki oylamada asker gönderme tezkeresine red oyu vererek, Bakanlık koltuğunu altın tepside sunan Ecevit Hükümetini yıkarak karşılık verdi.
Derviş, kendisini TBMM ye taşıyan CHP yi de bölerek Baykal’ı ödüllendirecek gibi.
Bölme konusunda usta olan Derviş, belliki iktidar arıyor. Başbakan Erdoğan’ın kendisini davet edip, Babacan’ın yerine Ekonomi Bakan’lığı önermesini bekliyor ve evde telefonun başında beklediği için CHP Genel Merkezine uğrayacak vakit bulamıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:44