Gündem
  • 13.4.2012 09:09

Kenan Evren ve Çevik Bir'in yolları yine kesişti

28 Şubat’a ilişkin soruşturma, Mazlum-Der, Özgür-Der, Genç Siviller, İHD, Hukukçular Derneği, Dünya Mağdurlar Derneği, Adalet Platformu, BBP, HAS Parti, Hasan Celal Güzel, Nazlı Ilıcak ile eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda suç duyurusu başvurusu üzerine başlatıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Kara Kuvvetleri Komutanı Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç gibi isimler suçlandı. Dilekçelerde, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, TİSK, DİSK, Türk-İş yöneticileri ile basın ve medya dünyasından bazı isimlerin de soruşturulması istendi.

UYGULAMA EMRİ BELGESİ DELİL OLDU
POSTMODERN darbe olarak adlandırılan 28 Şubat sürecine ilişkin operasyonda gözaltına alınan dönemin 2. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ile emekli Tuğgeneral İdris Koralp, 28 Şubat kararlarının uygulanması için hazırlanan “Batı Harekât Konsepti”ne imza atmıştı.
Dönemin Genelkurmay Plan Şube Müdürü Albay İdris Koralp, 28 Şubat 1997’deki tartışmalıMGK toplantısında alınan kararlar doğrultusunda yaklaşık 3 ay süren hazırlıkları yürüten isimdi. Koralp’in emirler doğrultusunda yürüttüğü ve altına imzasını attığı çalışma, 6Mayıs 1997’de “Batı Çalışma Grubu Eylem Planı” olarak şekillenmişti. “Gizli” ibareli, 19 sayfa 32maddeden oluşan plan, Genelkurmay Başkanlığı’na gönderildikten sonra dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir tarafından tümkuvvet komutanlıklarına gönderilmişti. Belgeye göre, “siyasi partiler, üniversiteler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri,medya vasıtasıyla kamuoyunun olumlu yönlendirilmesinin sağlanması” isteniyor.

EMİRLER ŞÖYLE:
Belgede yer alan sistematik emirlerden bazıları şöyle:

*Cumhuriyet’in temel nitelikleri arasında yer alan laiklik ilkesine sahip çıkılması amacıyla laiklik aleyhtarı yayın yapan radyo, televizyon ve yazılı basın neşriyatını takip etmek.

*Siyasi partiler, üniversiteler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, kadın ve gençlik teşkilatları,medya vasıtasıyla kamuoyunun olumlu yönlendirilmesini sağlamak, genç nesillerin körpe dimağlarına Cumhuriyet, Atatürk vemillet sevgisi işlenmesi.

*Kuran kurslarınınMilli EğitimBakanlığı kontrolünde açılıp denetlenmesi için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması.

*Tarikat, vakıf ve cemaatlerin açtıkları Kuran kurslarının kapatılması için yetkili mercileri yönlendirmek. Yasal olarak açılan Kuran kurslarında Cumhuriyet rejimine bağlı din adamlarının görevlendirilmesini sağlamak.

*İrticai faaliyetleri nedeniyle TSK’dan uzaklaştırılanların kamu kurumlarında çalışmasını engelleyecek yasal düzenlemeler yapılmasını sağlamak.

*Şeriatçı kadroların faaliyetlerini kontrol ve takip etmek.

*Hükümet değişikliği fırsatlarından yararlanıp köktendinci kadroları tasfiye etmek.

*İlahiyat fakültesi mezunlarından yararlanmak.

*Vakıf, dernek, yurt, özel okul, dergah gibi teşkillerin varsa bağlı olduğu şirketlerinmali yönden denetimlerini sağlamak.

*TSK garnizon ve personellerinin bu şirketlerden alışveriş yapmamasını sağlamak.
Batı Çalışma Grubu
Mazlum-Der’in dilekçesinde, Genelkurmay bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) Demirel’e 17 Ocak 1997’de brifing verdiği, Çevik Bir’in TSK’nın Refahyol’dan rahatsızlığını 27 Ocak 1997’den önceki MGK toplantısında Demirel’e anlattığı öne sürüldü. Brifingin ardından Demirel tarafından bir çalışma grubu kurulduğu ve bu gruba “titiz çalışma yapın” talimatı verildiğinin iddia edildiği, eski cumhurbaşkanının böylece suça iştirak ettiği öne sürüldü. Dönemin RP’li milletvekilleri tarafından yapılan suç duyurusunda ise, emekli komutanların Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kullanarak Erbakan başbakanlığında kurulan 54. Cumhuriyet Hükümeti’ni cebren iskat etmeye teşebbüs ettiği ve kısmen dahi olsa çalışamaz duruma getirmeye çalıştığı iddia edildi.

‘KOZMİK ODA’ SAVCISI
28 Şubat sürecine ilişkin başlatılan soruşturma, kamuoyunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarıyla ilgili başlatılan soruşturmada Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’ndaki iki “kozmik oda”da günlerce arama yapılmasını sağlayan özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’ye verildi. İddialara göre, bu aramalarda da bazı önemli belgelere ulaşan Bilgili, ilk olarak Genelkurmay’da görevli 4 sivil memurun ifadesini aldı. 28 Şubat’ın 15. yıldönümünde ise YÖK’te arama yapıldı. Aramada, YÖK’ün “Toplumsal Faaliyetler Birimi” olarak adlandırılan bölümünden birçok bilgi ve belgeye el konuldu. 2010’da yapılan KPSS’de kopya çekildiğine ilişkin başlatılan soruşturmada YÖK’te 4 gün boyunca yapılan aramalardan ise Batı Çalışma Grubu’nun Türkiye’deki üniversitelerde görevli akademisyenlerle ilgili YÖK’ten bilgi-belge talebinde bulunduğuna ilişkin ele geçirilen bir belge 28 Şubat soruşturmasına dahil edildi.

DÜN DÜĞMEYE BASILDI
Soruşturmada ilk gözaltı dalgasına ilişkin operasyon için dün düğmeye basıldı. Bilgili, ikametleri Ankara’da olan 17 emekli askerin ev ve işyerlerinde arama yapılması için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvururken, ikamet adresleri Ankara dışında olan 14 kişi için de bulundukları illerdeki mahkemelerden karar aldırdı. Arama kararlarıyla birlikte 31 kişi için gözaltı emri de verildi. Bilgili, arama ve gözaltı kararlarını tamamladıktan sonra AİHM kriterlerine uygun bir şekilde dün sabah 08.00’de operasyon emrini kolluk güçlerine bildirdi. Böylece, polisin sabahın ilk saatlerinde baskın yapmasının önüne geçildi. Polis Ankara, İstanbul, Eskişehir, Çanakkale ve Niğde’de, 31 ayrı adreste eş zamanlı operasyonlar yaptı.
Ankara’da emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, emekli albaylar Hüsnü Dağ, Arslan Daştan, Oğuz Kalelioğlu, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet Nazmi Solmaz, Mustafa Kemal Savcı, İbrahim Selman Yazıcı, Ziya Batur, Ruşen Bozkurt, Mehmet Şinasi Çalış, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, İsrafil Aydın, Yahya Cem Özarslan, Serdar Çelebi, emekli binbaşı Ahmet Aka, emekli başçavuş Hamza Özaltun için gözaltı kararı çıktı. Çanakkale’de emekli astsubay Ahmet Tarık Yelkenci, Niğde’de emekli kıdemli albay Ümit Şahintürk ve Eskişehir’de de emekli albay Alican Türk hakkında gözaltına alınma kararı verildi.

28 KİŞİ GÖZALTINDA
Gözaltı kararları uyarınca 28 şüpheli gözaltına alındı. 3 şüpheliye ise yurtdışında oldukları için ulaşılamadı. Ankara dışında gözaltına alınanlar, uçakla Ankara’ya getirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanacak şüphelilerin, yarın adliyeye sevkedilmesi bekleniyor. Sabah ilk saatlerde, emekli orgeneral, eski Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak ile eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’in de evlerinin arandığı ve gözaltına alınacakları iddia edildi. Ancak her iki isim ve savcılık kaynakları bu iddiayı yalanladı.
Savcı Bilgili’nin 28 Şubat soruşturmasını “hükümete karşı suçu” düzenleyen 5237 sayılı yeni TCK’nın 312, 765 sayılı eski TCK’nın 146. maddeleri uyarınca yürüttüğü anlaşıldı. “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçunu düzenleyen eski ve yeni TCK’daki bu maddeler, bu suçu işleyenlere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini öngörüyor.

KİM KİMDİR?
Süleyman Demirel:
Dönemin Cumhurbaşkanı. Tarihi MGK’ya başkanlık etti, süreç boyunca askerlerin yanında olduğu eleştirileriyla karşılaştı. Necmettin Erbakan’ın istifası sonrası görevi koalisyon ortağı Tansu Çiller’e değil, ANAP lideri Mesut Yılmaz’a verdi.
-  Necmettin Erbakan: Dönemin Başbakanı. 1997’de başbakanlıktan istifa edip koltuğunu koalisyon ortağı Tansu Çiller’e bırakmak istedi. Ancak daha sonra partisi kapıtıldı, siyaset yasağı aldı. 27 Şubat 2011’de vefat etti.
-  Recep Tayyip Erdoğan: 1997’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı düşürüldü, okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine girdi. 2001’de Ak Parti’yi kurdu. Siyaset yasağının kaldırılmasının ardından önce milletvekili, ardından başbakanlık koltuğuna oturdu.
-  Tansu Çiller: Dönemin Başbakan Yardımcısı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde DYP’nin baraj altında kalmasıyla aktif siyasetten uzaklaştı.
-  Mesut Yılmaz: 28 Şubat kararlarını uygulayan Anasol-D hükümetinin Başbakanı. Tarihi MGK toplantısından 15 yıl sonra “Erbakan o zaman bu kararlara karşı dik durabilseydi, asker daha ileri gidemezdi” dedi.
-  İsmail Hakkı Karadayı: Dönemin Genelkurmay Başkanı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le işbirliği yaparak, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in planladığı iddia edilen askeri darbeyi engellediği iddia edildi. 30 Ağustos 1998’de emekli oldu.
-  Hüseyin Kıvrıkoğlu: Dönemin Kara Kuvvetleri komutanı. “28 Şubat bin yıl sürecek” sözleri kamuoyuna yansıdı.
-  Güven Erkaya: Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı. Erbakan’ın verdiği bir YAŞ yemeği sırasında masaya rakı getirtmesi o dönem gündeme oturdu. Hükümete sık sık “irticanın bir numaralı tehdit olduğu” vurgusunda bulundu. 2000 yılında vefat etti.
-  Ahmet Çörekçi: Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı. 28 Şubat’tan sonraki ilk YAŞ’ta emekli oldu.
-  Teoman Koman: Dönemin Jandarma Genel Komutanı, eski MİT Müsteşarı. 26 mayıs 1997 tarihli YAŞ’ta Erbakan’ın “iç tehdit ilan etme yetkisi genelkurmay’da değil” sözlerine “haklısınız ama Bakanlar Kurulu görevini yapmayınca biz de durumdan vazife çıkarıyoruz” yanıtı vermesi kamuoyuna yansıdı.
-  Çevik Bir: MGK bildirisi yayımlandığında Genelkurmay 2. Başkanlığı koltuğunda oturuyordu. 1999’da 1. Ordu Komutanlığı’ndan emekli oldu. BÇG’yi kurduğu söylenen Bir, 28 Şubat süreci için “demokrasiye balans ayarı yaptık” dedi.
-  Erol Özkasnak: Dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri. Genelkurmay karargâhındaki brifingleri yöneten isimdi. 28 Şubat için “postmodern” ifadesini ilk kez kullanan isim. Ağustos 2000’de emekli oldu.
-  Vural Savaş: Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı. RP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
-  Emekli Tuğgeneral İdris Koralp: 28 Şubat sürecinin yaşandığı Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü olarak görev yapıyordu. Eski İHD Genel Başkanı Akın Birdal’a silahlı saldırının azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay’ın, Ankara Tandoğan’da 14 Nisan 2007’de düzenlenen “Cumhuriyet” mitingi öncesi telefonda görüştüğü, mitingte atılacak sloganlarla ilgili fikir verdiği iddia edildi. 2002’de emekli oldu.
-  Emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut: “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında 7 Nisan 2010 tarihinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi ve savcılıktan serbest bırakıldı.
-  Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçaslan: 2003’te yapıldığı iddia edilen ‘Balyoz’ semineriyle de gündeme geldi. Eski Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik ve Tetkik Kurulu Daire Başkanı. MHP’den milletvekili adayı oldu, seçilemedi.
Emekli Hakim Albay Orhan Nalcıoğlu: Şemdinli’de 9 Kasım’da 2005’te Umut Kitabevi’ne bombalı saldırı düzenledikleri iddia edilen astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’ın avukatlığını yaptı.

İzleri silindi
Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun, “Bin yıl süreceğini” söylediği 28 Şubat’a son ve en büyük darbe dünkü operasyonla vuruldu. 28 Şubat  kararları, 20 yıl bile varlığını sürdüremedi.Ak Parti’nin iktidarıyla başlayan değişim, 28 Şubat kararlarınınortadan kalkmasıyla sonuçlandı. 28 Şubat’ın izlerini bütünüyle silen değişiklikler şöyle:
-  Kesintisiz eğitim: Refahyol düştükten sonra Ecevit’in başbakanlığı döneminde 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması yürürlüğe sokuldu. Ak Parti, eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendiren düzenleme ile bu uygulamaya bu yıl son verdi. Başbakan Erdoğan da bu düzenleme için, “28 Şubat’ın son izini sildik” yorumunu yaptı.
-  Türban: 28 Şubat döneminde YÖK’ün aldığı kararlar doğrultusunda, üniversitelerde türban yasaklandı. Sonraki dönemde türban özgürlüğünü sağlamak için anayasa değişikliği yapıldı. Anayasa değişikliği Ak Parti aleyhinde kapatma davasının delilleri arasında sayılırken, düzenleme, Yüksek Mahkeme tarafından iptal edildi. 13 yıl süren yasak, YÖK’ün, türbanlı öğrencilerin derslere alınmasına yönelik düzenlemesinin yargıya taşınmamasıyla fiilen kalktı.
-  Katsayı: 28 Şubat sürecinde YÖK imam hatip liselerinde okuyanların üniversitelerin ilahiyat dışındaki bölümlerine girmesini zorlaştırmak için katsayı formülünü getirdi. YÖK, Danıştay’ın yerinde bulduğu, AİHM’nin de olumsuz karşılamadığı katsayıyı bütünüyle ortadan kaldırdı.
-  BTK: BÇG’nin adı Mesut Yılmaz döneminde Başbakanlık Takip Kurulu oldu, 2006’da da ortadan kaldırıldı.
-  İade-i itibar: 28 Şubat’ta YAŞ kararıyla, ordudan subay ve astsubayların ihraç edilmesi eleştiriliyordu. 2010’daki anayasa değişikliği ve çıkartılan uygulama kanunu ile ihraç edilenlere emeklilik hakkı tanındı. Meslekten ihraç edilen hâkim ve savcılar için de geri dönüş yolu açıldı.
-  Anayasa Mahkemesi: 28 Şubat döneminde Refah Partisi’ne en büyük darbeyi Anayasa Mahkemesi vurdu. Yüksek Mahkeme,  önce RP, sonra FP’yi kapattı. 2010’daki anayasa değişikliğiyle, Yüksek Mahkeme’nin yapısı ve üye profili bütünüyle değişti.  Askeri mahkemelerin  de görev sınırları daraltıldı, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına olanak tanındı. 28 Şubat brifingleri nedeniyle eleştirilen HSYK, Yargıtay ve Danıştay’ın yapıları ve üye profilleri değiştirildi.
-  MGK’nın yapısı: 28 Şubat kararlarının mimarı MGK’da, sivil sayısı asker sayısından fazla hale getirildi. 5 asker ve 5 sivilin asil üye olduğu MGK’daki sivil üye sayısı yükseltildi.  Genel Sekreterlik sivillere geçti.
-  Kuran kursları: 28 Şubat sürecinin ardından, Kuran kurslarına katılma yaşı, 8 yıllık kesintisiz eğitimin bitimine çekildi, kursların denetiminden MEB  sorumlu hale getirildi. Geçtiğimiz günlerde yapılan değişiklikle, kış Kuran kurslarında “ilköğretimi bitirmiş olma” ve yaz Kuran kurslarında da “ilköğretim 5. sınıfı tamamlamış olma” şartları kaldırıldı. Kuran kursları ile bunların yurtlarında Milli Eğitim Bakanlığı’nin denetimine son verildi. Denetim Diyanet’e geçti.
-  EMASYA: 1997’de Genelkurmay ile İçişleri arasında imzalanan ve askere toplumsal olaylara müdahale yetkisi veren Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) 2010’da kaldırıldı.
-  Kurban derileri: Sadece Kızılay ve Türk Hava Kurumu’nca toplanabilmesi uygulaması son buldu.

İşte o kararlar
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 28 Şubat 1997’de aldığı ve Başbakan Necmettin Erbakan’ın  direndikten sonra imza attığı kararlar, Türk siyasetinde derin etkileri olan bir sürecin en önemli ayağını oluşturdu. İşte o kararlar:
-  Laiklik ilkesi hassasiyetle korunmalı, bunun için mevcut yasalar uygulanmalı, yasalar yetersizse yeni düzenlemeler yapılmalıdır: TCK’nın 312/2, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. ve 8. maddelerinin uygulanması için ilgililer uyarılmalıdır.
-  Tarikatlarla bağlantılı özel, yurt, vakıf ve okullar denetim altına alınmalı ve MEB’e devri sağlanmalıdır: Denetim konusunda MEB uyarılmalı, bunların MEB’e devri için gerektiğinde kamulaştırma yoluna gidilmelidir.
- a) 8 yıllık kesintisiz eğitim tüm yurtta uygulanmalıdır.
- b) Kuran kursları MEB sorumluluğu ve kontrolünde olmalıdır.
-  Aydın din adamı yetiştirecek Milli Eğitim kuruluşları ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır. Bu okulların açılması ihtiyaçla sınırlandırılmalıdır. Yapılan dini tesisler siyasi istismar konusu yapılmamalıdır.
-  Tarikatların faaliyetlerine son verilmelidir: 677 sayılı kanunla tekke ve zaviyelerin açılması yasaklanmıştır. Bu kanunun uygulanması için ilgililer uyarılmalıdır.
-  Medyanın TSK aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır. TSK’nn manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif edenler hakkında yasal işlem yapılması için ilgililer uyarılmalıdır.  TSK’yla ilişiği kesilen personelin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına imkân verilmemelidir.
-  Aşırı dinci kesimlerin kamu kurumları, özellikle üniversite, eğitim kurumları, bürokrasi ve yargı kuruluşlarına sızması önlenmelidir. İran’a karşı komşuluk münasebetleri ve ilişkilerimizi bozmayacak, fakat yıkıcı faaliyetlerini önleyecek tedbirler paketi hazırlanmalı ve yürürlüğe konmalıdır.
-  Aşırı dinci kesimin toplumda kutuplaşmalara yol açacak faaliyetleri takip edilmeli, önlenmesi için ilgililer uyarılmalıdır. Yasalara aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında yasal ve idari işlemler en kısa zamanda sonuçlandırılmalıdır. Kıyafet Kanunu’na aykırı uygulamalar önlenmelidir.
-  Silah ruhsat işlemleri yeniden düzenlenerek kısıtlama getirilmeli ve pompalı tüfek talepleri değerlendirilmelidir.
-  Kurban derileri kanunda belirtilen kuruluşlarca toplanmalıdır.
-  Özel üniformalı korumalar hakkında yasal işlemler sonuçlandırılmalı, bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.
-  Ülke sorunlarının çözümünü ümmet kavramı ile sonuçlandırmayı amaçlayan girişimler önlenmelidir: İlgililer uyarılmalıdır.
-  Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’un istismar edilmesine fırsat verilmemelidir: 5816 sayılı kanunun, yurtta tavizsiz uygulanması için ilgililer uyarılmalıdır.

İstanbul’da 9 kişi alındı
28 Şubat soruşturması kapsamında İstanbul’da ikamet eden ve haklarında gözaltı kararı olan 11 kişiden 9’u gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah saatlerinde 28 Şubat döneminin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in oturduğu Harp Akademileri Komutanlığı Lojmanları’na gitti. Bir’e hakkındaki arama ve gözaltı kararının okunmasının ardından arama başladı. Arama öğle saatlerine kadar sürdü. Saat 13.00 sıralarında arama işlemi tamamlandı ve emekli Orgeneral Bir gözaltına alındı. Evdeki bilgisayar, CD’ler ve belgelere el konuldu.

Valiziyle gitti
Gözaltı kararı bulunan 11 kişiden biri olan emekli Tuğgeneral İdris Koralp’in Yeşilyurt Ekin Sokak’taki evinde de saat 07.00’de başlayan arama saat 14.30 sıralarında tamamlandı. Apartmandan bir delil torbası, ardından da Koralp’e ait olduğu belirtilen bir valiz çıkartan polis, bunları bir araca yerleştirdi. Daha sonra apartmanın garajına indirdiği sivil plakalı beyaz renkli bir polis minibüsüne bindirilen Koralp’le polis de bölgeden ayrıldı.
Emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut Şişli; emekli Albay Yüksel Sönmez Esenyurt; emekli Albay Eser Şahan Kadıköy; emekli Albay Cengiz Çetinkaya Kadıköy, emekli Albay Salih Eryiğit Başakşehir, emekli Albay Mustafa Babacan Esenyurt, emekli Albay Necdet Batıran Esenyurt, emekli Hakim Albay Orhan Nalcıoğlu Kadıköy; emekli Pilot Albay Aydın Karaşahin de Büyükçekmece’deki evlerinde gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde bulunan belgelere el konularak incelenmek üzere emniyete getirildi. Emekli albaylar Eser Şahan ve Cengiz Çetinkaya’nın yurtdışında olması nedeniyle gözaltına alınamadıkları belirtildi.
Bir’in de aralarında bulunduğu 6 kişi, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda sağlık kontrolünden geçirildi. Beyaz renkli sivil plakalı bir polis minibüsüyle Atatürk Havalimanı’na götürülen 6 kişi, doğrudan aprona alınarak, THY’nin saat 16.05 uçağıyla Ankara’ya götürüldü.  Çevik Bir ve 8 kişi bir minibüsle uçağın altına kadar saat 15.30’da getirildi. Uçağın pilotları 45 dakikalık bir gecikme yapınca Çevik Bir ve arkadaşları uçağın altında minibüsün içinde beklemek zorunda kaldı. 

Çevik Bir ve Kenan Evren’in kaderi kesişti
28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, 12 Eylül darbesine ilişkin davada yargılanmasına başlanan Kenan Evren’in en yakınındaki isimlerden biriydi. 28 Şubat sürecinde yargıya Genelkurmay Başkanı adına talimatlar gönderdiği, ordu içinde faaliyet gösteren “Batı Çalışma Grubu”nun başında olduğu iddia edilen ve “Demokrasiye balans ayarı yaptık” sözleri tarihe geçen Bir, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren tarafından Özel Kalem Müdürlüğü’ne getirilmişti. Bir bu görevi sırasında 12 Eylül darbesinin hazırlıklarına da şahit oldu. Evren Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne taşınınca, Bir de kendisiyle beraber gitti. Çankaya Köşkü’nde Başyaver sıfatıyla uzun süre Evren’in en yakınında oldu. 1981’de rütbesi albaylığa yükseltildi. Bir’i çok seven Evren de, yanından ayrılmaması için ilginç bir formül buldu. Bir, “Devlet Başkanı Başyaverliği”nin yanısıra Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı’na atandı. 1983’e kadar yaverlik ve komutanlığı birlikte yürüttü. Bir, tuğgeneral olunca Köşk’ten ayrılmak zorunda kaldı. Ancak Evren ile dostluğu hiç bitmedi. Fırsat buldukça Evren’i telefonla aradı ve ziyaret etti.   
 

HSYK’DAN HÂKİMLERE GÜVENCE:
Soruşturma açmayacağız

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında gerçekleştirilen operasyonların Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) uzun süredir yapmayı planladığı gazetecilerle tanışma kahvaltısına denk gelmesi ilginç gelişmeler yaşanmasına yol açtı. Operasyonun başladığının duyulmasıyla, gazetecilerin ayrılması nedeniyle salon yarıya yarıya boşaldı. Bunun üzerine HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, “Savcılık bizi de sabote etti” dedi. Hamsici, örneğine rastlanmadık biçimde savcılıktan bilgi alarak gazetecilere hangi ilde kaç gözaltının olduğunu, Bir’in gözaltına alındığını aktardı. Salonun boşalmasının ardından espriler de birbirini izledi. HSYK Daire Başkanı İbrahim Okur, gazetecilere, “Etkinliğini bunun için yaptık, merak etmeyin, sizi buradan almazlar” diye takıldı. Okur, soru üzerine, 28 Şubat döneminde Genelkurmay’dan brifing alan hakim ve savcılara soruşturma açmayacaklarını söyledi. MİLLİYET

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 18:49

İLGİLİ HABERLER