Kıdem tazminatı patronlarda kriz çıkardı
Özdebir "Her iki taraf açısından yüzde 1'i, yüzde 3'ü temsil eden insanlarla masaya oturmak geri kalan yüzde 90'a yapılan zulümdür" dedi. Özdebir, kıdem tazminatı konusunda AA muhabirine yaptığı açıklamada, her işçinin kendi adına ayrı hesap açılması ve ödenen paraların bu hesapta birikmesi esasına dayanan Avusturya modelini ilk ASO'nun gündeme getirdiğini söyledi. Kimsenin kişisel hesabına dokunulamayacağı için, geçmişte bazı fonlarda yaşanan sıkıntıların bu modelde görülmeyeceğini ileri süren Özdebir, "Bu anlamda kıdem tazminatı tamamen işçinin lehine olan bir uygulama" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilgili tarafların aralarında anlaştıktan sonra düzenleme için hükümete başvurulması gerektiği yönündeki yaklaşımına değinen Özdebir, kimlerin aralarında konuşup anlaşacağının belirlenmesi gerektiğini söyledi. Özdebir, şöyle devam etti: "Burada çok ciddi bir yanlış var. Ülkemiz Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) sözleşmelerini imzalamış durumda. ILO sözleşmesi diyor ki 'Bu görüşmeleri üçlü toplantı halinde yapacaksınız. Kamu, işveren ve işçinin temsilcileri olacak.' Kamu tamam. İşverenin temsilcisi TİSK, işçinin temsilcisi de işçi sendikaları. Kamu kendi kendini temsil ediyor. Bu sacayağının diğer iki ayağının temsil anlamında hiçbir yetkisi yok. Türkiye'deki işverenlerin yüzde kaçı TİSK'in üyesidir? Herhalde yüzde 1 bile değildir. Yüzde 1'i temsil eden bir örgüt, nasıl yüzde 99'un haklarını savunabilir."
Aynı durumun işçi kesimi için de geçerli olduğunu dile getiren Özdebir, işçi sendikaların, çalışanların yüzde 2-3'ünü temsil ettiğini, bu işçilerin zaten kurumsallaşmış yerlerde çalıştığını ve kıdem tazminatlarını alabildiklerini savundu. ASO Başkanı Özdebir, şöyle konuştu: "Peki senin zaten kıdem tazminatın garanti altında iken 'benim için kırmızı hattır, buraya dokundurmam' demek son derece kolay bir şey. İyi de kardeşim, geri kalan yüzde 99 ne düşünüyor? Dolayısıyla Başbakan'ın burada 'aranızda konuşun, anlaşın' dediği adresler yanlış. Her iki taraf açısından yüzde 1'i, yüzde 3'ü temsil eden insanlarla oturmak geri kalan yüzde 90'a yapılan zulümdür. Hakkı cebinde olan adamın böyle bir düzenlemeye ihtiyacı yok. Asıl hakkı yenilen çok büyük bir kesim var."
"Tuzu kuru olanlar gıyabımızda karar veriyor"
Çalışma meclisi toplantısında, gerek işçi gerekse işverenleri temsil etmesi gerekenlerin bulunmadığını öne süren Özdebir, şunları kaydetti: "O zaman benim gıyabımda, benim çalışanımın gıyabında tuzu kuru olan birtakım insanlar karar veriyorlar. Başbakan'ın 'aranızda anlaşın' gelin derken işçi ve işveren sendikalarının dışında bir adres vermesi lazım. Bunlarla bizim adaletli bir şey yapabilmemiz mümkün değil. O muhatap kim, Sayın Başbakan'ın onu tanımlaması lazım." Başbakan Erdoğan'ın azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesini eleştiren bir siyasetçi olduğunu belirten Özdebir, şu anda çalışma hayatında azınlığın çoğunluğa tahakküm ettiğini, mağdur olan büyük çoğunluğun sesini kimsenin duymadığını iddia etti.
Çözüm önerisi
Bu konuda çözüm önerisini de dile getiren Özdebir, çoğunluğun içinde bulunduğu kesimin anket yoluyla görüşlerinin alınabileceğini, işveren kesimi adına da TOBB'un tüm işveren kesiminin temsilcisi olarak kendi içinde bir çalışma yapabileceğini ifade etti. ILO sözleşmesinde temsil konusunda "sendika" ifadesinin kullanılmadığını, bunun yerine masaya oturacaklar için "en iyi temsil eden organizasyon" ifadesinin yer aldığını anlatan Özdebir, "En iyi organizasyon ne bugünkü işçi ne de işveren sendikalarımız" değerlendirmesinde bulundu.