KILIÇDAROĞLU: SÖZ VERİYORUM ŞİDDETİ ENGELLEYECEĞİZ
VAN - Referandum çalışmaları kapsamında CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ile özel uçakla Van'a gelen Kılıçdaroğlu, bir süre havaalanı VIP salonunda dinlendikten sonra, parti otobüsü ile kent merkezine giderek, Beşyol mevkisinde düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Kılıçdaroğlu'nun kente gelişi sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Mitingde boynuna ''poşu'' takarak konuşan Kılıçdaroğlu, çocukluğunun geçtiği Van'ın, bölgenin en güzel illerinden biri olduğunu belirterek, kentin her alanda gelişmeye aday bir şehir olduğunu söyledi.
Uzun yıllardan sonra Van'a CHP Genel Başkanı olarak geldiğini ve hemşehrileri ile kucaklaştığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
''Van'da CHP'nin iyi olmadığını biliyorum. Van'da aldığımız oyların eskiye göre çok düştüğünü de biliyorum ama bunun kabahati Vanlılarda değil, bunun kabahati bizde. Daha fazla gelebilirdik, daha fazla konuşabilirdik, daha fazla dertleşebilirdik. Dertlerinizi daha iyi dinleyebilirdik ve çözümleri beraber üretebilirdik. Şimdi geldik, beraberiz. Çözümleri beraber üreteceğiz. Halkın iktidarını da beraber kuracağız. Size söz veriyorum, Van'ı ayağa kaldıracağız. Bir dönem Van'ın Ferit Melen'i, Kinyas Kartal'ı, Muhlis Görentaş'ı vardı. Şimdi de Van'ın milletvekilleri var. Van'a ne veriyorlar, yoksulluk, işsizlik veriyorlar, fabrikaları kapatıyorlar, hayvancılığı öldürdüler. Binlerce kişi köyünü terk etti, Van'da 'acaba yeniden hayata tutunabilir miyim' diye yaşam savaşı veriyor. Van'ın nüfusu şu anda bir milyonu aştı. Van'ı ayağa kaldırmamız, güçlü kılmamız lazım. Birileri bugün Van'ı, Vanlıyı değil, cebini düşünmekle meşgul. O milletvekillerinin ne yaptığını siz bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz. O nedenle buraya size gerçekleri anlatmaya geldim.''
AK Parti'nin iki türlü politikası olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''8 yıldır iktidardalar. Alta din iman, üste han hamam politikası yapıyorlar. Vatandaşların arasına giriyorlar, dinden imandan, Allah'tan peygamberden bahsediyorlar. Eyvallah. Ondan sonra ne yapıyorlar, bir bakıyorsunuz hepsi han hamam sahibi olmuş, köşeyi dönmüş. Eğer bugün geçmişte bakanlık yapanlardan birisinin kardeşi Van'da 25 korumayla geziyorsa Vanlıların düşünüp taşınması lazım, 'neden böyle oluyor' diye. Sınır ticaretinden söz ediyorlar, birkaç litre mazot getirdi diye yüzlerce araca el koydular. Niye sınır ticaretini adam gibi yapmıyorlar? Buradaki insanlar insan değil mi? Buradakiler geçim kaynağı bulmak zorunda değil mi? Açarsın sınırları, muamma olmaktan çıkarırsın, insanlar gitsin sınır ticareti yapsın bir geliri olsun. Elaleme muhtaç olmasın. O da alınteri ile kazandığı parayı evine götürsün, çoluk çocuğunu beslesin. Ama AKP bunları istemiyor. Onun derdi, yoksulluğu sürekli kılmak, yoksulluk sürekli kılınacak ki, insanlar onlara muhtaç olsunlar.''
Kılıçdaroğlu, Aşık Mahsuni Şerif'in ''yiğit muhtaç olmuş kuru soğana'' dizelerini anımsatarak, şunları söyledi:
''Onların yaptığını bunlar sürdürmek, yiğidi kuru soğana muhtaç etmek istiyorlar. Bize diyorlar ki, 'siz bu bölge için ne düşünüyorsunuz?' ve zamanı gelince de Recep Bey der ki, 'siz hiç iktidar olmadınız.' Doğru, tek başına iktidar olmadık ama sormak isterim Vanlı kardeşlerime, biz iktidar olmadık, 30 yıldır kimler iktidar, 30 yıldır kim bu akan kanı durduramadı? Dönüp de kendilerine baksınlar. 30 yıldır ne yaptı bunlar? Size söz veriyorum, biz şiddeti engelleyeceğiz, akan kanı durduracağız, barışı ve hoşgörüyü, kardeşliği bu topluma egemen kılacağız. Eğer siz insanı insan olarak düşünmezseniz, insana değer vermezseniz, 'insan insandır, başımızın üstünde yeri vardır' demezseniz bunları engelleyebilir misiniz? Bu sorunu çözebilir misiniz? Önce insana insan diye bakmamız, insanı insan diye sevmemiz, kucaklamamız ve o insanı dinlememiz lazım. 'Bu insanın derdi nedir, ne istiyor' diye sormamız lazım.''
-''89 RAPORUNUN SON SATIRINA KADAR ARKASINDAYIZ''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yeri geldiğinde ''ya sev ya terk et'' diyebildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Biz öyle bir şey söyledik mi? Söyleyen adam, bu ülkenin Başbakanı, sormayacak mıyız, 'sen kim oluyorsun da bu ülkenin yurttaşına ya seveceksin ya bu ülkeyi terk edeceksin' diyeceksin. Biz bunu söylüyoruz. Her yerde söylüyoruz, dedirtiyorlar. Onlar, 89'da bir rapor vardı, '89 raporunun arkasında dur' diyorlar. Van'da söylüyorum. Son satırına kadar o raporun arkasındayız. Cumhuriyet Halk Partisi o raporu yazdığı zaman vatan haini ilan edilmişti. Şimdi ne yapıyorlar? Biz söylediğimiz sözün arkasındayız. Biz ne söylediğimizi biliyoruz.
Biz istiyoruz ki, bu ülkede barış olsun. Eğer huzursuzluk, çatışma varsa esnafı, işçisi, emeklisi memnun olmaz, herkes şikayet eder.''
Kılıçdaroğlu, şikayetleri ortadan kaldırmanın siyasetin görevi olduğuna değinerek, ''Askeri önlemlerle, silahla bu olay durmaz, bu olayı çözecek olan siyaset kurumudur. Siyaset kurumuna görev düşüyor. Bunun için buraya geldik. Bu olayı çözecek olan CHP'dir'' dedi.
Olayı çözmek istemeyenlerin ya da çözmüş gibi görünüp iktidarda gerginlik yapanların ''soy'' tartışması başlattığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Soy tartışması başlatan bir Başbakan, bu ülkenin sorununu çözebilir mi, 21. yüzyılın Türkiye'sinde çağdaş, demokrat, özgür bir anayasa getirebilir mi? Biz bunu söylüyoruz. Anayasa getirdik diyorlar. Hangi anayasa? Buradan söylüyorum Vanlı kardeşlerime, bu anayasa çıksın, bakın başınıza neler gelecek. Bir sabah hepinizi evinizden toplayacak, gözaltına alacaklar. Savcıya şikayet edeceksiniz, diyecek ki 'hayır, bakanın talimatı böyle.' Bakana şikayet edeceksiniz, 'savcı haklıdır, hakkında soruşturma açılmasını istemiyorum' diyecektir. Ama siz yargıya başvuramayacaksınız. Çünkü bu Anayasa değişikliğinde sizin yargıya başvurma hakkınız elinizden alınıyor. Yani Kenan Evren'in yapmaya cesaret edemediğini bunlar yapıyorlar. Bunu herkesin çok iyi bilmesini istiyorum. Biz böyle mi yapacağız? Özgür bir anayasa getireceğiz. Yurttaşlık haklarının genişlediği, özgürlüğün olduğu bir anayasa getireceğiz.
Ülkede Anayasa referandumu konuşuluyor, siz üniversitelerin konuştuğunu gördünüz mü, nerede bu üniversiteler, niye konuşmuyorlar? Çünkü korkuyorlar. Korku toplumu yaratıyorlar. Yıkın korkularınızı.''
Başbakan Erdoğan'ın seçim barajını indirmeyerek, yüzde 10'un arkasına saklandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Bir de demokrat kesiliyor. Milletin oyu diyorlar. Senin aldığın milletvekillerinin tümü milletin oyu mu? Başka partiye giden oy senin milletvekilini seçiyor, sen de kalkıp diyorsun ki, ben milletin oyunu aldım. Milli iradenin gasbı var burada. Biz demokrasinden yanayız. Demokrasiyi getiren partiyiz. Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasının yolunu açan partiyiz ama barajın arkasına saklanırsanız demokrasiyi getiremezsiniz'' dedi.
-FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER-
Kılıçdaroğlu, CHP olarak, bölgede yaşanan tüm faili meçhul olayların soruşturulmasını istediklerini, araştırma komisyonu istediklerini ve isteyen partilere de destek verdiklerini dile getirerek, şunları ifade etti:
''Reddeden kimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi. Vanlı kardeşlerimden şunu isterdim Sayın Başbakan buraya geldiğinde, 'Sayın Başbakan sen faili meçhul cinayetlerin soruşturulmasını mecliste niye engelledin' diye sorulmasını isterdim. İnsan insandır, insanın düşüncesini beğenmeyebilirsiniz, aynı düşünceyi paylaşmayabilirsiniz ama adamı öldürür müsünüz? Faili meçhuller hangi demokraside var. Biz size söz veriyoruz, halkın iktidarında söz, tüm faili meçhullerin üzerine gideceğiz ve aydınlatacağız. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istiyoruz. Özel yetkili mahkeme olmaz. Adamları topla, sabaha karşı tık içeriye sorgusuz sualsiz aylarca içerde kalsınlar. Neymiş Recep Bey'in demokrasi anlayışı, Recep Bey'in hukukuymuş. Sevsinler senin hukukunu. Halkın iktidarında özel yetkili mahkemeleri kaldırmak inşallah bize nasip olacak. Biz bunun mücadelesini yapacağız.''
Yerel seçimlerde Van halkının tercihini yaparak belediye başkanını seçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP İl Başkanlığındaki arkadaşlarının, BDP'li Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın çalışkan, dürüst olduğunu, bir taraftan borçları kapatmaya diğer taraftan halka hizmet etmeye çalıştığını anlattığını söyledi.
Ahmed Arif'in ''33 Kurşun'' şiirine konu olan olaya da değinen Kılıçdaroğlu, ''Başbakan'dan rica ediyorum. Hükümetin Başbakanısın, toplumun duyarlılığı var. 33 köylünün kurşuna dizildiği bir yerde 33 kurşunun adını bir kışlaya vermeyin ve onu değiştirin, istirham ediyoruz. Biz devletin kin tutmayacağını biliyoruz. Devlet kin tutmamalı. Yurttaşına eşit davranmak ve kucaklamak zorundadır'' dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından özel uçakla Batman'a hareket etti.