Asayiş
  • 8.7.2010 20:57

KOMUTANDAN KORKUSUNA KAFASINDAN VURULDUĞUNU SÖYLEYEMEDİ!

Kurşunun sıyırdığını sanan asker 'korkusundan' sustu, kurşun beş ay sonra kafasından çıkarıldı

Er Muzaffer Güzel, iddiasına göre, askerde nöbet tutarken köpekleri kovalayan Başçavuş Olcay Olğun’un açtığı ateşle vuruldu. Mermi çekirdeği yanağından girip kafatasına sıkıştı. Güzel, hem korktuğu hem de Olğun, “Aramızda kalsın” dediği için vurulduğunu sakladı, “Yüzüme taş geldi” dedi ve kafatasındaki kurşunla terhis oldu. Başağrısı şikâyetiyle gittiği hastanede fark edilen kurşun, beş ay sonra çıkarıldı. Güzel, korkusunu yenip şikâyetçi oldu. Savcılık, Olğun’a ‘taksirle yaralama’dan 1.5 yıla kadar hapis ve Hazine’ye verilen 6 TL’lik zararın karşılanması istemleriyle dava açtı.
Tuncelili Muzaffer Güzel, 2007’de askere gitti. Diyarbakır Dicle İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı Kaygısızlar Karakolu’nda usta birliğindeyken, 7 Kasım 2008’de, sabah 07.00-10.00 arasında nöbeti devraldı. İddiasına göre, Astsbay Kıdemli Çavuş Olcay Olğun, karakolun köpeklerini kovalıyor; köpekler Güzel’in nöbet tuttuğu noktaya koşuyordu. Olğun, köpeklere 3-4 el ateş etti. Güzel, terhis edildikten sonra, 19 Şubat 2009’da, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadede olayın devamını şöyle anlattı:

‘Korktum, söylemedim’

“Doğrudan bana tabanca doğrulttuğunu görmesem de silah seslerini duyduğum sırada yüzümde bir acı hissettim. Sol kulağımın alt kısmına kurşun girip kafatasımın arkasına gitti, orada kaldı. Vurulduğumu anlayınca astsubayın yanına gittim, yaralandığımı söyledim. Kâğıt mendil çıkarıp yüzüme bastırdı, kanı durdurmaya çalıştı. Kazayla vurup vurmadığını bilemiyorum. Ancak hastaneye götürürken, ‘Bu olayı kimseye söyleme, aramızda kalsın’ dedi.”

Güzel, önce Karakol Komutanı Başçavuş Hasan Tat’ın yanına gidip “Komutanım yaralandım” dedi. Tat, tampon yaptı. Güzel, Diyarbakır Askeri Hastanesi’ne götürüldü ve doktora, ‘Taş çarptı’ dedi:

“Vurulduğumu söylemedim. Askerlik yapıyordum. Rütbelilerden korktum. Film çekilmedi. Askeri doktor vurulduğumu anladı mı, bilemiyorum. Ancak durumum anlaşılabilecek durumdaydı. Ameliyat olmadım, kurşun çıkarılmadı.”

Beş ay sonra çıkarıldı

İki kez pansumanı yapılan Güzel, kafatasındaki kurşun, ‘Cerrahi şifa ve önerilerle’ 18 Kasım 2008’de taburcu edildi. İki gün sonra da terhis edildi. Terhisten sonra memleketi Tunceli’ye döndü. Şubat 2009’da ‘boynunda sertlik ve şişme’ şikayetiyle hastaneye gitti. Kurşun saptanıp ameliyat için tarih verildi. Güzel, 19 Şubat’taki ifadesinde, “Kurşun hâlâ kafamdadır” diyor, kendisini vuran Olğun, Karakol Komutanı Jandarma Başçavuş Hasan Tat ve askeri doktorlardan şikâyetçi oldu. Kurşun da 6 Mart’ta çıkarıldı.

Tunceli Savcılığı, ‘görevsizlik’ ile dosyayı Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’na yolladı. Komutanlık, 24 Nisan 2009’da soruşturma açtı. Kurşunun Olğun’un silahından çıktığı belirlendi. Ardından Olğun’un ifadesi alındı.

Olğun, köpekleri kovalamak için değil, Başçavuş Tat’ın emri üzerine, günde dört kez yapılan ‘Saldırı, Sabotaj, Alarm, Tatbikat Eğitimi’ni başlatmak için dört el ateş ettiğini söyledi. Ancak eğitimin silahla başlatılacağı yönünde bir emir yoktu. Bu alarm düdük, siren veya bağırılarak veriliyordu. Bilirkişi Jandarma Başçavuş Yusuf Çınar’a göre, alarm için gerçek mermi tercih edilmiyordu. Fakat Çınar’a göre, “Bölgesinin terör tehdidi yönünden risk oluşturması, personelin daha gerçekçi şekilde eğitim ve tatbikat yapmasını zorunlu kıldığından“ Olğun’un bu davranışı emir ve talimatlara aykırı sayılamazdı. Fakat kusurluydu.

İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Kamil Erdoğan, olayı sekiz saat içerisinde bildirmesi gerektiği halde, yapmamıştı. Olğun’a sözlü uyarı verilmişti. Ve ayrıca GATA’dan gelen bilirkişiler, iki doktorun ihmal ve kusurunun olmadığını yazınca doktorlar suçsuz bulundu.

Soruşturma 14 ayda bitti. Askeri Savcı 9 Haziran 2010’daki iddianamede, Olğun için ‘taksirle yaralama’dan 1.5 yıla kadar hapis ve Hazine’ye verdiği 6 TL’lik zararın karşılanması istemiyle dava açıldı. Güzel’in avukatı Hüseyin Aygün, 6 TL’nin kurşun parası olabileceğini kaydediyor.Er Güzel’in avukatı Hüseyin Aygün, “Şayet itiraz etmeseydik, olayın üzerine örtülecekti. Askeri hastanede filmi bile çekilmiyor. Çocuk hâlâ korkuyor. Gelir, bulurlar diye. Davanın ilk duruşması, 24 Ağustos’ta 7. Kolordu Mahkemesi’nde görülecek.
RADİKAL

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 06:01

İLGİLİ HABERLER