'KREDİ KARTINA SINIRLAMA CUNTA DÖNEMİ ZİHNİYETİ OLUR!..'
Geliştirip daha sonra HSBC’ye sattığı Advantage Card’la taksitli satışa öncülük eden Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, ‘Kredi kartlarının sadece yüzde 1.5’i sorunlu. Buna rağmen kredi kartına, taksite sınır getirmek bir askeri idare, cunta dönemi zihniyeti olur’ dedi.
KREDİ kartıyla taksitli satışın ilk uygulayıcılarından Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, 14 milyon kredi kartının 200 bininin sorunlu olduğunu hatırlatarak, ‘Toplam kredi kartının yüzde 1.5’u sorunlu. Yani aslında kart sahiplerinin yüzde 98.5’i başarıyla taksitli kartları kullanıyor’ dedi. Boyner, bu konuda kısıtlayıcı bir karar alması halinde de hükümetin büyük puan kaybedeceğine inandığını söyledi.
CUNTA DÖNEMİ ZİHNİYETİ: ‘Taksitli satışını geleceğini müşteri talebi tayin edecek, polis değil’ diyen Boyner, ‘Yüzde 98.5’i kartını başarıyla yöneten bir tüketici topluluğuna çocuk muamelesi yapmak ‘Esasen bu sizin için iyi değil, şimdi işinize geliyor ama biz kısıtlayacağız’ demek tipik bir askeri idare, cunta dönemi zihniyeti aslında’ diye konuştu.
ANKARA’DA BALTALAYICI HAVA: ‘Kredi kartlarının Ankara’da ciddi ölçüde baltalanmasına yönelik bir hava hissediyoruz. Bu havanın kayıt dışını azdıracağından çok eminiz’ diyen Boyner, şunları söyledi: ‘Kredi kartının örgütlü ve belgeli perakendeye müşteri kaymasına neden olduğu bir gerçek. Faturasız alışverişi organize mağazalara kaydırdığı gerçek. Tepkilerin altında daha çok kayıtı olmaya alışmış belgesiz çalışmaya alışık bir perakende kesiminin ticaret kesiminin hassasiyeti olabilir.’
ÇOCUK MUAMELESİ YAPILIYOR: Bir kişinin bir bankayla üç ay arka arkaya sorun yaşaması halinde bütün kartlarının iptal edilmesi ve iki yıl başka bir kart sahibi olamaması önerisinin de çok ağır bir yaptırım olduğunu söyleyen Boyner, şöyle devam etti: ‘Her insanın hayatında geçici de olsa sorunlu dönemler olabilir. Bir kart ile sorun yaşar ama bütün kartlarla yaşayacağı anlamına gelmez. Tüketici çocuk değil. İnsanlara cunta muamelesindeki gibi çocuk muamelesi yapılıyor. Sen bir bankayla sorun yaşıyorsun bak diğerleriyle yaşama diğer ben bütün kartlarını iki yıl iptal ediyorum diyemezsin. Yasa koyucu, ABD’deki kişisel iflas yasalarıyla ilgilenebilir.’
KISITLAMAK TEHLİKELİ OLUR: Yasa koyucunun kredi kartları ve taksitli kartla ilgili ölçülebilir verileri inceleyerek karar vermesi gerektiğine işaret eden Boyner, şöyle konuştu: ‘Yasa koyucu bankaların kredi kartı merkezlerini gezmeli. Etrafından duyduğu referanslarla, Türkiye’de etle tırnak kadar yerleşen taksitli kart ve kredi kartlarıyla ilgili kısıtlayıcı bir yasa çıkarmanın fevkalade tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Açıkçası hükümet açısından sistemin büyümeye muazzam bir etkisi var. Alışverişi artırıyor çünkü satın almayı ödenebilir hale getiriyor.’
YASAYA İHTİYAÇ YOK: Bankalar, perakende piyasası ve tüketicinin, büyük bir başarı ve uyum içinde sistemi gayet güzel taşıdığını söyleyen Boyner, ‘Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin şu anda kredi kartları ve taksitli kartları düzenleyecek bir yasaya ihtiyacı yok. Taksit sayıları arttıysa müşteri öyle istediği için arttı. Müşteriler taksitli kart sisteminin yok olmasını istemiyor. Herkes yaşam standardını kurdu’ diye konuştu.
Taksitlerdeki aşırılığı serbest piyasa düzenler
BUGÜN perakende sektöründeki taksit sayısında bir aşırılığın olduğunu kabul ettiğini belirten Cem Boyner, şunları söyledi: ‘Ancak yavaş yavaş serbest piyasa ekonomisi aşırılıkları, çarpıklıkları, verimsizlikleri kendi içinde regüle ederek normale iniyor. Taksit artık kimseye fark getirmemeye başlıyor ve verimlilik kaybına yol açıyor. Aşırılık olduysa da artık azalıyor’ diye konuştu.
Advantage Card Türk halkının taksit talebiyle büyümüştü
‘GÖZBEBEĞİM’ dediği taksitli mağaza kartı Advantage Card’ı 1998’de kurup 2002’de HSBC’ye sattığını hatırlatan Cem Boyner, ‘Advantage kısa sürede 1.5 milyon tüketiciye ulaştı. Bunda sadece bizim çok iyi pazarlamamız değil, hayat standardını yükseltmek isteyen Türk halkının böyle bir karta gösterdiği talep de etkili olmuştu’ dedi. Advantage Card’ı çıkarmadan önce ağırlıklı olarak Ankara’da ve kamuda çalışan aylıklı kesime senet imzalatarak taksit yaptıklarını hatırlatan Boyner, ‘Advantage Card ile birlikte tüm Türkiye genelindeki tüketicilerin taksitle alışveriş avantajını yakaladığını söyledi. Boyner Holding, 1998’de kurduğu Benkar Tüketici Finansmanı ve Kart Hizmetleri ile Advantage Card’ı 2002 Eylül ayında 75 milyon dolara HSBC Bank’a satmıştı.
Bankacılık için kárlı alanlar teşvik edilmeli
KREDİ kartlarının bankaların en hızlı gelişen ve en kárlı faaliyet alanı olduğuna işaret eden Cem Boyner, ‘Bu kárlı faaliyet alanlarını kısmak bir yana, tam tersi büyümesini teşvik etmek, bankacılık sisteminin daha sağlıklı olması açısından çok önemli’ yorumunu yaptı. Boyner, kredi kartları ve tüketici kredileri açısından ortaya çıkan aşırılıkların bankaların kár-zarar bilançolarını olumsuz etkilemesi halinde zaten ilk önce bankalar tarafından düzeltileceğini söyledi.
Perakende sektörü artık kartsız ayakta duramaz
PERAKENDE sektörünün bugün artık taksitli kartlar ve kredi kartları olmadan ayakta duramayacağına dikkat çeken Cem Boyner, ‘Bu artık sistemimizin bir parçası oldu. Türkiye gibi dinamik gelişen bir ülkede herkesin de sınıf atlamak istediği muazzam bir devinim var. Bu akıntının önüne çıkan çok muazzam puan kaybeder’ dedi.
Kazancını belgeleyemeyen milyonlarca insan var
CEM Boyner, limitlerin 3 aylık maaşla sınırlandırılmasının da yanlış olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘Getirilecek düzenlemeler Basel 2 ve gelişmiş ülke normlarından daha da fazla kısıtlayıcı olmamalı. BDDK bankaların geneliyle ilgili kararlar alabilir. Ama kişisel limitleri tayin etme işi bankaların kendi işi olmalı. Kimisi için 3 aylık maaş çoktur, kimisi için hiçbirşey ifade etmez. Toplumda milyonlarca insan kazancını belgeleyemiyor. Ancak kredi kartıyla harcarken belgeleyebiliyorsunuz Bu fırsatı da ortadan kaldırıyorsunuz. Kredi kartlı, taksitli alışverişi kısıtlamak faturasız satışları teşvik demektir.’
Hürriyet
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:17