
Kuran-ı Kerim'i değiştirdiler, Risale Nur acil toplanmalı diyen Nurcuyu vurdular
Silahlı saldırıda yaralanan hac ve umre rehberi Akdeniz: Zemzem suyu ikram ederken vuruldum…
Kocaeli'nde ofisinde kendisine düzenlenen silahlı saldırıda yaralanan hac ve umre rehberi Süleyman Yasin Akdeniz, saldırgana zemzem suyu ikram etmek için arkasını döndüğünde olayın gerçekleştiğini söyledi.
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 8 Eylül'de ofisinde kendisine düzenlenen silahlı saldırıda yaralanan hac ve umre rehberi Süleyman Yasin Akdeniz, tedavisinin ardından taburcu oldu. Akdeniz saldırgana zemzem suyu ikram etmek için arkasını döndüğünde olayın gerçekleştiğini söyledi.
Kocaeli'nin Gölcül ilçesinde hac ve umre rehberliği yapan Süleyman Yasin Akdeniz, kendine ait ofiste tabancalı saldırıya uğradı. Yaralanan Akdeniz, hastanede tedaviye alındı. Saldırıya gerçekleştirenlere yönelik soruşturma kapsamında ise 7 kişi tutuklandı.
"İSTANBUL'DA OLSAYDIM, İSTANBUL'DA VURACAKLARDI"
Hastanedeki tedavisinin ardından taburcu olan Süleyman Yasin Akdeniz, saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Umre için bana ulaşmak istedi. Yoğunluktan dolayı dönmedim ertesi gün, yani 6'sında, saat 13.30 civarında, 15 dakika telefonda görüştük. Umreyi konuştuk bu konuda benden bazı bilgiler aldı. İkna edici konuştu, dini jargonları çok kullandı. Pazar gününden anlaştığımız için Pazartesi günü dışarı çıktım, bazı eksikleri tamamladım. Saat 11: 00 gibi tekrar aradım, yazdım. O da 'yoldayız, Kocaeli girişinde trafik var, bir saati bulur' dedi. O sırada bana bir Türk numarası attı 'Amcaoğlum Ferhan önden gelmiş, orada buluşacaktık. Siz onu karşılayın, ben de geliyorum bir saate oradayım' dedi"
"ZEMZEM SUYU İKRAMI İÇİN ARKAMI DÖNDÜĞÜM GİBİ SİLAHA SARILMIŞ"
Ferhan diye kendini tanıtan kişiyle Türk numarası üzerinden iletişim kuruduğu için güvendiğini söyleyen Akdeniz, "Saat 12.00 sıralarında kameraların gözü önünde, arka tarafım Gölcük Karakolu, yan tarafım belediye gündüz vakti bir hal. Kapıda gördüm, beyaz şapkası vardı ve kısa sarı sakallıydı. Çok sıcakkanlı karşıladım. En fazla 30'lu yaşlardaydı tanımıyorum hala daha emniyet bilgi vermedi.
"O SIRADA TEKBİR GETİRDİM"
Zemzem suyu ikram etmek için arkamı döndüm. Oturduğu yerden ben arkamı döndüğüm gibi silaha sarılmış. Bu kişi beni sırtımdan, kafamdan, omuriliğimden olmak üzere hedef alıyor oturduğu yerden. Arkamı göremediğim için haberim yok. Zemzemi doldurmak için başım ve gövdemle yere eğilmek zorunda kaldım. Onu yerden alacağım sırada silaha sarıldı bir el ateş etti. Belime ve sırtıma denk gelmedi, direk kalçama denk geldi. Kurşun kalçamdan girip kasığımdan çıktı. O gün siyah bir kıyafet giymiştim, siyah bir pantolon ve siyah bir Medine tişörtüm vardı. Ateş eden biri benim neremden nasıl vurulduğumu anlayamazdı. Vurulunca doğrulamadım devrilince bir tane daha sıktı. O da kalça kemiğimin dört parmak aşağısına geldi. Kendimden geçip yere düştüm onun ofisten kaçtığını gördüm. O sırada yüksek sesle Allahü ekber diyerek tekbir getirdim" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DEKİ FETÖ İFŞALARINI BAŞLATMIŞTIM"
Olaydan sonra telefonuna ölüm tehdit mesajı geldiğini belirten Akdeniz, "Bir tekstil firması sahibi olduğu söyleniyor. Onun dışında da beni vurduktan sonra bir video atmışlar. Göbek atan bir çingene üzerine de benim deveyle resmimi koyup alt yazısında da bu eylemi yapmak için şeytan ile pazarlık yaptıklarını umreyi ucuza kapatmak için şeytana taş atmak yerine bana taş attıklarını söylediler. Öleceğime o kadar eminler ki bu şekilde bir vido atmışlar. Şu anda yaşıyorum elhamdülillah iyiyim. Tedavilerim devam ediyor işimin başındayım en kısa zamanda iyileşip ayağa kalkmayı ümit ediyorum.
Türkiye'deki FETÖ ifşalarına başlamıştım pek çok basın yayın organı ve emniyet kurumları da bundan faydalandı. Bu şekilde marka bir isim oldum. Basında FETÖ'cülerin Türkiye'deki faaliyetlerini ifşa eden Süleyman Yasin Akdeniz'linin haber yapılmasının tek sebebi o. Kimleri ifşa ettiğimi tek tek anlatsam bir sene sürer. FETÖ'nün emniyet, siyasi, adli, gençlik, yeni cemaatlerdeki, yurt dışı ve Türkiye'deki yapılanması hepsi hakkında ayrı ayrı çalışmalarım var. Bu çalışmalarım vesilesiyle Türkiye'de pek çok aile çoluk çocuğunu bu örgütten çekebildi. Vurulduğum ilk anda yayınladığım videolarda da isim ve hedef göstererek daha önceki yayınlarımda da kimlerin yaptığını söyledim" diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
RİSALE-İ NUR TOPLATILMALI DEMİŞTİ..
Nurcu isimden devlete çağrı: Risale-i Nur toplatılmalı
Said-i Nursi’nin talebesi Hüsnü Bayramoğlu’nun yeğeni Süleyman Yasin Akdeniz, Nurcuların Risale-i Nurları tahrif ettiğini söyledi. Akdeniz devlete, “Risale-i Nurlar hemen toplanmalı.” çağrısını yaptı.

Said-i Nursi’nin talebesi Hüsnü Bayramoğlu’nun yeğeni Süleyman Yasin Akdeniz, Nurcuların Risale-i Nurları ve Kur’an-ı Kerim’i tahrif ettiğini söyledi. Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel'in haberine göre Nurcuların güncel faaliyetleriyle ilgili çarpıcı açıklamalar yapan Akdeniz, bazı Nurcuların FETÖ’yle bağlantılı olduğu, mali kaynaklarının belli olmadığı, dernek faaliyeti üzerinden gençleri etkilediklerini belirtmişti.
Yücel'in Akdeniz ile söyleşisinin son bölümünde FETÖ’yle doğrudan irtibatı ve iltisakı olduğu belirtilen Colin Turner’in Nurcular üzerindeki etkisi ve Akdeniz’in anlatımları yer alıyor.
- Siz Kur'an'ı da tahrif ettiler demiştiniz. Hangi bölümleri?
Nurcuların kendi kaynağından Türkiye Cumhuriyeti devletimizin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılan kaynaktan gösterelim. Diyor ki, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın basmış olduğu İşaretul İcaz’ın 116. sayfasına bakınız: “Ve hâlâga kulli şey-in ve hedâ âyet-i cellesi hükmünce” diyor. Şimdi bu yayını dinleyen, Kur'an-ı Kerim'i okuyanlar, bilenler, hafızlar da Kur'an-ı Kerim'de böyle bir ayetin olmadığını bilirler. Peki, Kur'an-ı Kerim'e bir harf değil, bir nokta eklesen, insan dinden çıkar mı? Fıkha göre çıkar. Burada sen bir satır eklemişsin, bir cümle eklemişsin, Kur'anda olmayan, ayet olmayan bir Arapça sözü, ayeti celile diye okutuyorsun.
‘AYETLERİ DEĞİŞTİRDİLER’
Ben de soruyorum, yurt dışında bir Kur'an yakma eylemi yaptığında karşı çıkan Müslümanlar, Risale-i Nur adı altında Kur'an'ın ayetleri değiştirilirken niye Kur'an-ı Kerim'in ayetini değiştirme ihtiyacı hissediyorsunuz? Kur'an-ı Kerim kıyamet kadar korunacaktır. Siz bunu Diyanet eliyle yaparsanız biz bunu nasıl düzelteceğiz? Hani cemaatler, dernekler yapmış, itiraz ettin, düzelttin. Peki devlet eliyle yapılırsa nasıl düzeltecek? Orijinalinde bu öyle mi diyor? Hayır. Bunun da belgesi nedir?
Bizzat Nur cemaatinin liderlerinden, Nurcuların avukatlarından, Bediüzzaman'ın vekillerinden, varislerinden olmasa da naşirlerinden dediğimiz ve FETÖ'yle mücadelesi kapsamında, FETÖ'nün avukatıyla mahkemelik olduğu dönemde şehit olmuş dediğim, vefat etmiş Abdülkadir Badıllı Ağabey'in kendi açıklaması var burada. Ne diyor? Orijinalinde ayet denilmemiştir diyor. Şurada geçiyor. (Gösteriyor) Değiştirmişsiniz. Bediüzzaman ayet dememiş diye uyarıyor.
- Kimin imzası var kitapta?
Said Yüce çıkıyor yine çıkıyor karşımıza. Diğer bir mesele, Hristiyanlık hak bir din değildir. Bizim İslam inancına göre Hristiyanların tamamı mürteddir. Yani tekfir edilir. Allah katında tek din, İslamiyet dinidir. Başka din yoktur. “İnned dine indallahil İslam.” Diyanet'in bastığı Risale-i Nur da, Hristiyanların sadece bir kısmı batıldır diyor. Geri kalan hak üzerinedir.
- Okuyun lütfen o bölümü öyle mi diyor?
Vehim ve hevai nefsin akıl ve vicdanlarının galebesiyle, batıl bir itikada tabi olarak nifaka düşen bir kısım Nasara’dır diyor. Batıl bir itikad sahibi kimmiş? Nasara, Hristiyanlar. Ama onların bir kısmıdır diyor. Orijinalinde ise “Kesafsatan Nasara”. Bütün Hristiyanlar kafirdir. Değiştirmişler. Yani Hristiyanların bir kısmı batıl diyorlar. Bediüzzaman Hazretleri de “Hristiyanların sadece bir kısmı batıldır, geri kalanlar hak üzerinde” demiş olsaydı ben Bediüzzaman'ı inkar edecektim.
Güncellenme Tarihi : 16.9.2025 22:42