KURBAĞA YOKSULUN EKMEK KAPISI OLDU
EDİRNE - Sabahın erken saatlerinde, geçimlerini sağlamak için bellerine kadar girdikleri sularda avlanan Edirneli kurbağa avcıları, çoğu kimseye sevimsiz gelen kurbağanın kilosunu 4,5 liradan satıyorlar.
Türkiye'de kurbağa avcılığını bundan 50-60 yıl önce başlatan Edirneli kurbağacılar, babadan oğula geçen mesleklerinin eskisi gibi getirisi olmadığından yakınsalar da, her sabah kepçelerini, kazık çizmelerini ve çantalarını sırtlayarak ''rastgele'' diyerek kurbağa avına çıkıyorlar.
Mahalle kahvehanesinde toplanarak hangi bölgede avlanacaklarına karar veren kurbağa avcıları, daha sonra küçük gruplar halinde çeltik arazilerinin yakınlarındaki sulama kanallarının içinde kurbağa aramaya başlıyorlar. Bellerine kadar geçirdikleri ''kazık çizmelerle'' suya atlayan avcılar, kepçe adını verdikleri bir anlamda kurbağalar için tuzak anlamına gelen büyük süzgeçleri kurbağaların kaçabilecekleri bölgeye yerleştiriyorlar. Daha sonra avcılar, bacaklarıyla suyu karıştırarak, kurbağaların yuvalarından kepçenin tutulduğu alana doğru kaçmasını sağlıyorlar.
Sudaki akıntıdan sağa sola kaçan kurbağaların kepçenin içine girmesiyle, kurbağa avcılarının yüzündeki gülümseme daha da artıyor. Kepçeden alınan kurbağalar avcıların bellerine astıkları toplama çantalarında biriktiriliyor. Kepçedeki küçük kurbağalar ise yeniden suya salınıyor.
İkindi vaktine kadar süren avları sırasında suların içinde vaktin nasıl geçtiğini anlayamayan kurbağa avcıları, topladıkları kurbağaları mahallelerindeki toplama havuzuna getiriyor. Kurbağa işleyen şirketin aracısına kurbağaları teslim eden avcılar canlı kurbağaların kilosunu 4,5 liradan satıyorlar. Kimi zaman yaktıkları benzinin masrafını dahi çıkartamayan kurbağacılar, ertesi güne büyük bir umutla kalkmak için evlerine dağılıyor.