Bilim adamları iklim değişikliği konusunda artık "geri dönüşü olmayan" bir noktaya yaklaşıldığını belirtiyorlar.
Atmosferdeki karbondioksit düzeyinin artık çare bulunamaz boyutlarda yoğunlaşmış olduğuna ilişkin bulgular, bu karamsar açıklamaların ardındaki neden.
Yarın yayımlanacak olan bir rapor bu konuyu ilk kez bütün çıplaklığıyla gözler önüne serecek.
Yaygın kuraklık, tarımda düşük verim, su darlığı, artan hastalıklar, deniz seviyesinde yükselme ve orman kaybı gibi sonuçları da beraberinde getireceği belirtilen küresel ısınmayla ilgili rapor, ABD, Avustralya ve İngiltere'deki üç siyaset araştırma enstitüsünce oluşturulan Uluslararası İklim Değişikliği Görev Gücü'nce hazırlandı.
Raporda, 1750'deki endüstri devrimi öncesinde dünyanın ortalama ısısının 2 derece üzerine çıkıldığında tehlike çanlarının çalınmaya başlayacağı kaydediliyor.
Ve küresel düzeyde ortalama ısının, şimdiden 0,8 derece artmış olduğu, bu ısınmanın devam edeceği ve kritik noktaya ulaşılmasına yalnızca 1,2 derecelik bir pay kaldığı uyarısında bulunuluyor.
Hükümetleri iklim değişikliğini sınırlandırma konusunda derhal eyleme geçmeye çağıran uluslararası görev gücünün eş başkanı Stephen Byers, dünyanın yüzyüze olduğu tehlikeyi şöyle anlattı:
"Herhalde gelecek 10-20 yıl içinde olacak bu. Dünyadaki en iyi bilim adamlarından son derece açık bir dille bilimsel tavsiye aldık. Yaygın kanı, şu halde ilerlemeye devam edersek, yaşam süremiz içersinde gezegenimizde, küresel ısınmayla bağlantılı büyük bir tahribata tanık olacağımız yönünde."
Peki bu ne anlama geliyor? Sözü edilen tehlikeli noktaya ulaşılıp geçildiğinde, artık onarılamaz bir tahribat oluşacağı mı söylenmek isteniyor? Byers bu soruyu şöyle yanıtladı:
"Esasen öyle. Bu yolda ilerlemeye devam edersek gezegenimiz öylesine değişecek ki, 20-30 yıl sonra son derece köklü önlemler alsak bile çok geç olacak.
"Bu raporun gayet açık bir şekilde vurguladığı noktaysa, küresel ısınmayla başedeceksek hemen şimdi harekete geçmemiz gerektiği! Zaman kalmıyor. Bundan 5-10 yıl önce bunun önemli bir sorun olduğunu biliyorduk.
" Ama dünya liderlerinin bu bilgiye aldırış etmediklerini, hatta bazılarının, iklim değişikliğinin bir sorun olacağını bile reddettiğini belirtmem gerek. Ama şimdi, iklim değişikliğinin bilimi konusunda bir görüş birliği oluştuğu kanısındayım. Artık dünya liderlerinin olumlu adımlar atmaları zamanı geldi."
Amerika Birleşik Devletleri atmosferde en büyük kirlenmeye de yolaçan ülke ama bu konuda birşey yapmaya da en isteksiz devlet durumunda. Byers, bu konuda şunları söylüyor:
"Dünyadaki karbondioksit yayılımının yüzde 25'i Amerika Birleşik Devletleri'nden kaynaklanıyor. Ve Amerika Kyoto Protokolünü imzalamayı reddediyor. İki şey yapabiliriz, ya bir kenara çekilip Amerika'yı kınayabiliriz - ki bazıları bundan zevk alacaktır, ya da, yapıcı davranarak, Amerikalıların da aynı safa çekilmesi için ne yapılabileceğini düşünebiliriz.
"Herşeden önce bir siyasi isteklilik olması gerekiyor Amerika'da. Geçen hafta Condoleezza Rice "ikinci Bush döneminin bir monolog değil, daha çok, dünyayla karşılıklı konuşma dönemi olacağını" söylemişti. O halde iklim değişikliğini de konuşmalıyız."
BBC
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:56
